- 446 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Sonbahar
Yapraklarımız döküldü, tükendik; tekrar yaşamayacağız.
Bakıyor, öyle anlamlı, öyle derin; sanki öldürmüşüm içinde yaşayan ölüleri. Öyle bakıyor. Parlıyoruz insanların içinde. Birbirimize düşman mıyız? Birbirimize düşman mıyız? Değiliz belki, eksiğiz düşmanlık için. Dudaklarının kenarında bir çizgi beliriyor. Alaycı, belki acı çekiyor da öyle gülümsüyor. Anlayamıyorum. Kaç gökyüzü yaşatıyor içinde, kaç kargaşayı aynı anda sığdırıyoruz kuşlarımızın kanatlarına?
İki merdiven vardı diye düşünüyorum. İki hayat… Birini attık merdivenlerin, kırdık basamaklarını birinin. Sağlamlaştırdık bir diğerini, bir öncekinden kırıp parçaladıklarımızı diğerine eklemledik. Aynı anda yükselecektik sözde, gözyaşlarımız aynı toprağa düşecekti. Kahkahalarımız aynı mavilikte asılı kalacaktı. Yapmak istiyorduk bunu, yapamadık.
Ne kadar sevmiyoruz desek de ayrılıkları, o kadar terk ediyoruz birbirimizi. Gitmelere sevdalı olsak gerek. Bunu açıklamanın başka bir yolu yok. Anlatabilmek zor, zira sözcükler aşkı anlatırken olduğu kadar sağlam değil ayrılırken. Kırılıverdiler.
Bir elveda kırıverdi belimizi. Doğrusu, bir elveda bile diyemedik, böyle bir güç yoktu belki ikimizde de. Bitmemiş sevdaları, henüz yaşanmamış; yarım kalmış dostlukları ardımızda bırakırken düşünmeye zamanımız da takatimiz de kalmamıştı. Fark edemedik. Fark edemezdik.
Hangimiz kırılıp parçalanmış, aslında kime ait olduğunu hatırlamadığımız diğer merdivene hapsedildik bu olaylardan sonra bilmiyorum ama ikimizin hayatı da aynı karanlık kuyuda Yusuf’un hayaletiyle boğuşmaya mahkum edilmiş olmalı. Demek ki diyorum, bir diğerimiz olmadan; eklemlediğimiz ve sağlamlaştırdığımız o merdiven de pek işe yaramıyormuş. Bir ufak gün ışığını dahi kaldıramadı, çöktü gitti. Neye tutunacağız şimdi, şimdi kime tutunabiliriz?
Onca umut bağladığımız bu ilişki, diğer bütün sevdiklerimiz ve değer verdiklerimizde olduğu gibi bir hiç uğruna sona ermedi mi? En çok bunu kaldıramıyorum. Sanırsınız birbirimizin canına kast ettik –ki böyle dahi olsa sevmeye devam edebilirsiniz birbirinizi, edersiniz de.- Sevgi öyle hadi deyince sonlanacak, çürüyecek bir duygu mu? Değil elbette. Kızgınlık yahud kırgınlık öfkeye dönüşebilir. Lakin nefret! Bu duygu için çok olumsuz çabalar sarf etmek gerekmez mi? Bir daha hayatınızda o olmayacak. Onunla paylaşıyor olduğunuz herhangi bir şeyi başkasıyla paylaşamayacaksınız. Karşılaşırsanız, boynunuzu yere eğecek ve bir selamı dahi çok görerek, burayı nasıl terk edebilirim’in yoluna bakacaksınız. Ne acı! Ne büyük acı!
Kuşlar içimde ölüyor. Kalbimdeki cennet kurumak üzere. Saçlarım dökülüyor. Zaman hoyratça alıyor onu benden. Değer mi, neye değer, ne için değer?
Bir cehennemin içindeyiz ve derimiz, etimiz kemiklerimizden ayrılıyor; yanıyoruz. Ateşe lüzum yok. Ruhumuzu yitirdik.
Bizi yine, en çok sevmiş olduklarımız öldürdü.
Asena Gülsüm Güneş
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.