15
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
5031
Okunma
Aynı mahallede büyüdüler.
Aynı okulda okudular.
Türkü söylerdi Baran.
Abbas ta saza meraklı.
Ortadan sonra okumadı ikisi de.
Eve para gerek
Babaları dünden razı.
Abbas ın sevdiği kız zengine vardı.
Baranınkinin tayinleri çıktı.
Önce bir düğünde. sonra düğünlerde.
Paralar koydular ceplerine.
İşlerinin adı çalıp söylemekti bundan böyle.
Abbas Malatya da çattı tüfeği.
Baran Kayseri de.
Bitti askerlik.
Beraberdiler yine.
Sonra bilinir oldular.
Bir minibüs aldılar.
İçinde ses cihazları.
Şenlikleri kovaladılar.
Ürgübe düştü yolları.
Saz çaldılar, türkü söylediler.
Para kazandılar.
Şarap aldılar sevdiklerine.
Yola koyuldular.
Yol üstünde bir otelde kaldılar.
Baran aldı geldi şarapları.
Açtı en az sevdiğininkini.
Diğerleri de peşinden geldi.
Şarap kanına, sevdiği yüreğine düştü.
Gözleri bulut, yaşları yağmur oldu.
Çıldırıyor muyum?
“Çıldırmadıysam da aklım başımda değil.
Aklımı arıyorum.
Sende olduğunu söylüyorlar
Şimdi de seni arıyorum.”
“ Gardaş bana saz çal.”
Abbas kucakladı sazı.
O istesin yeter kar getirir
Yakın olur Ağrı Dağı.
Abbas ın sazı inledi.
Baran” Oy Meyrik Meyrik”i söyledi.
Ses pencerelerden dışarı taştı.
Ovanın yüzünde süzüldü bulutlara ulaştı.
Uyuyanlar uyandı.
Birer ikişer gelip oturdular.
Bazıları ayakta kaldı.
“Bir isteğiniz var mı ?” Diye sordular.
Belki onlar da âşıktılar.
“Bardak bulun yeter”dediler”.
Kalan şarapları da beraber içtiler.
Yolcu yolunda gerek.
Daha kiraz şenliğinde türkü söylenecek.
Baran yolda sızdı.
Abbasın başı düştü direksiyona.
Gözleri kapandı.
Yol bitti.
Bir uçurumun çukurundaydılar şimdi.
Baran “Oy Meyrik, Meyrik”i söyleyemeyecek,
Abbasın sazı da inleyemeyecekti.