- 1102 Okunma
- 8 Yorum
- 1 Beğeni
DANTE-ANDANTE- DANTEL. VE DİĞERLERİ.
Yok aga.Küçük öyküler yazmak bana göre değil. Ben kendi işime bakayım...
*******
‘’He he heeeee. Bu sefer de ben senin yanlışını yakaladım Şevki Hoca. Yazdığım her cümlede bir sürü yanlış bulup yazılı kağıtlarımı gelincik tarlasına döndürürsün ha?’
‘’He he heeee. İntikam sıcak yenen bir yemektir. İşte şimdi de ben senin yazdığına basıyorum kırmızı kalemi..’’
Kompozisyonumu tamamlayarak kağıdımı uzattım. Şevki Hoca şöyle bir göz attığı anda birden rengi kıpkırmızı oldu.
-Gel bakalım Sami Efendi. Sen nasıl olur da benim yazdığım bir şiir üzerine kırmızı kalemle işaret koyarsın? ( ‘’Yazdığım’’ derken,kendi yazmamıştı şiiri. Teksir edip bize dağıtmıştı.)
-Hocam ! Yanlış yazmışsınız. Siz nasıl ki bizim yanlışlarımızı düzeltiyorsanız ben de sizin yanlışınızı düzelttim.
-Allah Allah...Nesi yanlışmış bunun?
-Hocam ! Dante gibi ortasındayız ömrün’’ Yazmışsınız. Birinci yanlışınız ‘’ Dante’’ değil ‘’ dantel ‘’ olacak.İkinci yanlışınız ise ‘’dantel’’ cins isimdir. Büyük harfle yazılmaz.
Şevki Beyin gözleri kocaman kocaman açıldı
-Bak hele sennnn. Demek öyle? Oğlum ! Sen hiç Dante diye birini duymadın mı?
Bu sefer şaşırma sırası bana gelmişti. Edebiyatın pîri üstadı koskoca Şevki Bey, resmen saçmalıyordu. ‘’Dantel diye biri’’ mi? Bir edebiyat öğretmeni dantelden bir insan gibi mi bahsediyordu? Sokaktaki cahil insan bile bu soruyu ‘’Evladım sen hayatında hiç dantel diye bir şey duymadın mı?’’ Diye sormaz mıydı? Ne olmuştu bu Şevki Hocaya?
Tüm ukalalığımla birkez daha cevap verdim
-Hocam ! Bakın bir yanlış daha yaptınız. ‘’Dantel diye biri’’ Denmez. Çünkü dantel bir zât-ı muhterem değildir. Yani danteli birinci tekil şahıs olarak kullanamazsınız? Hatta herhangi bir tekil ya da çoğul şahıs olarak da kullanamazsınız. Bunu bizzat siz öğrettiniz bize. Öte taraftan diyelim ki dantel bir şahıs, şahsın ortası olur mu? Oysa dantelin ortası olur.Mesela annem televizyonun üzerine bir dantel örüyor ve şu anda tam ortasında. On beş yirmi güne biter.
Şevki Beyin kırmızı olan rengi yavaş yavaş patlıcan moru bir hal almaya başlamıştı. Okulun en sert öğretmenine karşı bu ne küstahlıktı böyle? Ayrıca bu nasıl bir cesaretti? Öte taraftan ben de haklıydım. Yahu adam resmen canımıza okuyordu Edebiyat dersinde... Ulan ben nereden bulurum ‘’ «Âb-ı gûndur günbed-i devvâr rengi bilmezem / Ya muhît olmuş gözümden günbed-i devvâre su» Beyitinin veznini. Adam gibi ‘’ Bin atlı akınlarda çocuklar gibi şendik’’ Desen kıyamet mi kopar mübarek? Mis gibi ‘’fa îla tün’’ un suyu çıkmış sanki. Adam gider ‘’ Müstefilatün’’ Vezninden sorardı.( Allah’ım affetsin. Vezni bile yazamıyorum )
Mor Şevki bey gürledi?
-Yani sen şimdi Dante’ye şahsiyetsiz mi diyorsun?
Ben hâla danteldeyim tabii ki.
-Yaaaaniii. Bir nevi öyle de diyebiliriz. Evet evet...Şahsiyetsiz.
Allah Allahhh.Şevki Bey sararmaya başladı.
Sınıfın yarıdan çoğu Şevki Beyden beşten yukarı not alamamış olan benim ona böylesine bir edebiyat dersi vermemden dolayı tüm itilmişler adına gözlerinde gurur ve kıvanç ifadeleriyle ve de ‘’ Bastır oğlum Sami’’ Bakışlarıyla bana bakarken, hatta bazıları minnettarlık göz yaşları dökerken sınıfın ‘’ İnek’’ Tabir edilen ve de mutlu azınlığı olan kesimi olan çalışkanlar familyası da gözlerinden yaş döküyorlardı ama gülmekten kaynaklanan bir göz yaşıydı bu. Neye gülüyorlardı kim bilir.Acayip yaratıklardı zaten hepsi. Pek çoğu daha şimdiden ders çalışmaktan, kitap okumaktan gözlerini bozmuş, bardak dibi kalınlığında gözlükleri olmasa resmen kör olan çocuklardı. Hele bir Hasan Basri vardı ki ‘’ Lan gel sana bir kız ayarlayalım’ Dediğimizde ‘’ Gidin başımdan yav. Annem kızlarla konuştuğumu duyarsa keser beni’’ derdi. Ya Duygu.? Biz 4,5 tan beş kopardığımız zaman ‘’ oleyyy oooleeeyy oleyyy oleeeyyy’’ Nidalarıyla okulu inletirken o 98 üzerinden on aldığı zaman iki saat zırlardı ‘’Neden iki puanımı kırdınız hocam?’’ Diye. Yani bu çalışkanlar familyası resmen manyaklardan oluşuyordu. O bakımdan şimdi de kim bilir neye gülüyordu angutlar.
Şevki Bey öfkeyle bağırdı:
-Susun bakayım.
Şevki Beyden cesaret alarak ( Ki hayatta en büyük hata. ) Ben de bağırdım.
-Hocam haklı.Susun bakayım. Ne var gülecek?
Eyvahhhh.Şevki Bey gri bir renk aldı.Tıpkı ‘’Uzay Yolu ‘’ Dizisindeki Mister Spak’ın ırkdaşları olan Volkan gezegeni ahalisine benziyor şu haliyle. Hani kulakları da uzun olsa tıpkısının aynısı Mister Spak...
-Ulan Sami ! Kimyamı bozdun ulan. Sen hem benim öğrencim olacaksın hem de Dante’yi hiç duymamış olacaksın? Olacak iş mi?
Yok bu sefer duymuştum. Adam ‘’Dantel’’ Değil,resmen ‘’ Dante ‘’ Diyordu.
Kafamı zorladım.Evet yaaaa.Ben bu danteyi dumuştum ama nereden? Heyecanla atıldım.
-Hocam !Az müsaade edin hatırlayacağım.Şimdi siz deyince beynimde bir ışık yandı adeta.
Şevki Beyin rengi yavaş yavaş düzelmeye başladı. Oh Ya Rabbi Şükür. Adam normale dönüyor. Aksi takdirde bu işin sonu sakat. O değil de adam hem acayip dayak atar attığı zaman, hem de okulun müdür baş yardımcısı. Yani disiplin kurulun başkanı.
Hayret ifadesi taşıyan bir bir bakışı müteakip ‘’ Vaaay senin beynin de var ha? İyi az düşün bakalım’’ Diyerek kalbimi fena halde kırsa da ‘’ Hocamdır ne de olsa’’ diyerek ‘’ Olmaz mı hocam hem de manda dışkısı gibi kat kat bir beyin vardır bende.’’ Diye cevap vermedim. Varsın beni beyinsiz sansın garibim. Hem ne demişler ‘’ Garibe hıyar vermişler ‘’ Bu yamuk’’ Diye beğenmemiş’’ Pardon..Onu başka birşey için demişler ama yine de Şevki Hoca garip bir adamdı.Öyle olmasa geceleri taksi şoförlüğü yapar mıydı üç kuruş daha kazanayım diye.
Neyse...Düşününce hatırladım.
-Hocam ! Hatırladım. Birsen Hanım öğretmişti.
Şevki Hoca şaşırdı.
-Allah Allah...Müzik öğretmenin mi öğretti size Dante’yi?
-Evet Hocam ama sade dante değil.
-Sade Dante değil mi? Bunun kıymalısı,peynirlisi de mi var?
-Yok hocam ! Öyle değil. Müzikte hızlı,orta ve yavaş çalınacak parçalar var ya.
-Eeee?
- Adacyo yavaş, AnDANTE orta, Allegro hızlı demektir. ( Müziğim oldukça iyiydi.)
Şevki Beyyy.Şevki Hocammmm.Hay Allah’ım yahu. Adam sararmaya başladı yine
-Çok özür dilerim hocam. Demek ki şair bu şirinde hem ‘’Ortasındayız’’ demiş, hem de ‘’ Andante’’ Diyerek ‘’Orta ‘’ Kelimesini bir kez daha kullanmış. Yani aslında boşuna kelime israfı yapmış. Kısaca ‘’ Ey ömür. Andante’’ Deseydi biz anlardık ömrün ortasında olduğunu. Aynı anlama gelen iki kelimeyi bir mısrada kullanmanın ne anlamı var ki? Ama tabii ki şair burada aynı zamanda sanat da yapmış olabilir. Bunu göz ardı etmemek lazım. Hocam! Aynı anlama gelen iki farklı kelimeyi bir mısrada kullanmaya Tecahül-ü Arif sanatı deniyordu değilmi?
Ölmek üzere olan bir Şevki Beyden cılız bir ses çıktı.
-Hayır...Tenasüb denir.
- Hımmm. Demek ki tenasüb yapmış. Ama hocam ! Bu durumda bile siz yine yanlış yazmışsınız. Yani benim kırmızı kalemle sizin yanlışınızı işaretlememde ben tamamen haklıyım. ‘’ Dante’’ değil ‘’ Andante gibi’’ Olmalı ve dahası da var.
Simsiyah bir Şevki Bey güçlükle sordu:
- Dahası ne?
-Hocam ! Andante de bir şahıs değildir. Her hangi bir şahsiyeti olmayan sıradan, basit bir müzik terimidir.
Eeeee... ‘’ Bir hatır,iki hatır,üçüncüde vur yatır’’ Demişler. Devir şimdiki devir değil ki öğrenciye bir fiske vurulduğunda önce çarşaf çarşaf gazetelerde, dakikalarca televizyonlarda ‘’ Sadist Hoca’’ Diye reklamınız yapıldıktan sonra bir de mahkeme kapılarında sürünün... Şevki Bey indirdi tokadı ‘ Şırraaak’ Diye benim dilenci ensesi (Tabii ki değil) gibi olan enseme.
- Ulan sen İlahi Komedya’yı duymadın mı hiç? Nasıl Lise talebesisin?
( Ah Şevki Hocam Ah...Kaldır kafanı da şimdiki nesle bir bak bakalım. Kaç tane duymuş olan var? Biz en azından Dante’yi bilmesek de andanteyi biliyorduk ki Dante’yi bilenler bilmeyenlerden hayli fazlaydı.)
Anaaa. Duymaz olur muyum hiç? Heyecanla atıldım.
-Duymaz olur muyum hiç hocam? Kemal Sunal diye biri çıktı piyasaya. Salako diye bir film var vizyonda. Valla hocam ben bu güne kadar böyle bir komedi görmedim. İlahi hocam! Pardon...İlahi komedi.
Of yaaa. Bir şamar daha geldi. Mübarek Cassius Clay ( Muhammed Ali) Sanki. Yav o değil de herife birşey beğendiremizyoruz ha.
-Hocam! Yavru ile Katip var. O da bayağı iyi komedi.
Bir tokat daha geldi.
-Çık dışarı. Git Disiplin odasının önünde beni bekle.
Yok arkadaş. Doğru söyleyeni dokuz köyden kovdukları gibi sınıftan da kovuyorlar. Şahsiyetsiz bir Dante yüzünden şu başıma gelenlere bak. Aman Allah’ım.Ulan bir de şimdi ceza verirse? O ceza da babamın kulağına giderse? Ben gidip kendimi intihar edeyim bari. Babamın kulağına okulda ceza aldığım giderse işkence ile acı çekerek ölmektense bir tüp uyku ilacı ile ağrısız sızısız öleyim daha iyi.
Neyse,ders bitti. Şevki Bey beni disiplin odasına değil kendi odasına soktu . ‘’ Bir fasıl da burada geçecek galiba ‘’ Diye beklerken odasındaki bir dolaptan bir kitap çıkardı: ‘’ Dante- İlahi Komedya ‘’
-Al bunu oku. Evet..Bir bakıma haklısın Dante için –farkında olmasan da - Şahsiyetsiz – Demekle. Çünkü bu adam bu kitabında Yüce Peygamberimize hakaret etmiştir.Ama yine de okunmalı bu kitap. Neden okunmalı, kitabı bitirdiğin zaman kendin anlayacaksın. Anlayamazsan gel,ben sana anlatacağım.
Kitabı aldım ve ‘’Oh be yırttık’’ Diyerek odadan çıktım.
Daha sonraki günlerde babamın ‘’ Roman okuyacağına derslerine çalış’’ diye tepemde dikilmesine rağmen ‘’ Hoca ödev verdi,bu kitabı okumam lazım’’ Diyerek onu ikna edip okumaya başladım. Fakat bitirmedim. Çünkü ‘’ "Bak Muhammed de nasıl sakat edildi! / Önümde ağlayarak giden de Ali / Çenesinden tepesine yüzü kesili./ Burada gördüğün öteki kişiler / Yeryüzünde bölücülük, bozgunculuk tohumu ektiler, / Bu nedenle ikiye bölündüler.’’ Satırlarını okuduktan sonra ‘’ Şahsiyetsiz az demişim,aynı zamanda şerefsizmiş bu adam’’ Dedim. Daha fazlasını okuyamadım. Şevki Beye de soramadım ‘’ Niçin bu kitabı okumalıyım?’’ Diye. Çünkü o kısa süre içinde öğretmenliği bırakarak tamamen taksi şöförlüğü yapmaya başladı.Sanırım birileri şikayet etmiş ve ‘’ Bir devlet memuru ikinci bir işte çalışamaz’’ Kuralı mucibince soruşturma geçirmişti.
O gün bu gündür gıcığımdır Dante’ye.İlahi Komedyayı da okumadım ve okumayacağım. Niçin okumam gerektiğini de hiç kimseye sormadım. Öteki alemde bizzat Dante’ye sormayı düşünüyorum.
*****
Küçürek öyküler bana göre değl desem de araya bir tane sıkıştırayım. Hoş benimkiler öyküden ziyade fıkra oluyor ama idare edin.
ÖLMÜŞ DE AĞLAYANI YOK.
Adam güçlükle gözlerini açarak baş ucundaki Melek Hemşireye baktı.
-Bakın Melek Hanım. Ölümden kesinlikle korkmuyorum ama şu tıkanıklık fena halde canımı sıkıyor. Kaç gündür çıkaramıyorum
Melek, mütebessim bir şekilde cevap verdi.
-Normaldir. Kalın bağırsağınıza kadar tepiili bir paket hidrofil pamukla geldiniz buraya.
YORUMLAR
sami biberoğulları
Dante kimdir öğrenmeden ''Dante gibi ortasındayız ömrün''ü öğretmeye kalkarsan işte benim gibi çuvallayanlar mutlaka olacaktır. )))
Uzun süre o şiiri''Dantel'' Diye okumuştum. Taa ki Şevki Hocanın tokadını yiyene kadar.
Selam ve sevgilerimle.
Kemal Bey demiş ki; klasikler okunmalı, evet klasikleri okuyorum ama İlahi Komedyayı ne zaman elime almışsam tekrar yerine bıraktım usulca :) cahilliğim bağışlana
yine gülümseten bir yazı okudum hocam
Mizah yazmakta çok başarılısınız
tebrikler, saygılar
sami biberoğulları
Bu arada belirteyim. abim Orta okul mezunudur.
O dönemlerde kitap okumak bir zevkti.Şimdi bırakın kitabı bir makaleyi okumak bile insanımıza eziyet gibi geliyor.
Mizaha yatkınlık ise sanırım gençlik yıllarımızda okuduğumuz gırgır, fırt,çarşaf gibi mizah dergilerinden biraz da yaşadığımız çevreden ve son olarak anne tarafından Karadenizli olmaktan kaynaklanıyor.
Selam ve sevgilerimle.
Sami Abi sabah sabah güldürdün bizi yine.
Kahraman Sami'nin yanlış anlaması ve üstünden yürüttüğü akıl hayatta o kadar çok oluyor ki....Yanlış anlaşılanın karşılığı varsa üstüne konulan her şey analitik oluyor aslında. Sami'nin dantel üzerine söylediği her şey doğru zira.
Sağlıcakla,
sami biberoğulları
Bir gün rahmetli annemle film seyrediyoruz. Birden '' Ne mübarek dam'' dedi. Kim diye sordum. Filmdeki Ediz Hun'a diyormuş.
Sebep: Birincisi filmde çok iyiliksever bir karakter. Ama ikinci sebep daha önemli.Çünkü elektriği icat etmiş)))))))))
Rahmetli bizlerden Edison'un ampülü icat ettiğini öğrenmiş bir şekilde.))
İşte böyle bir annenin oğlu olmanın etkileri de var tabii ki)))))
Selam ve sevgilerimle.
nitemtran
Sağlıcakla,
İşte bak neymiş Dante midir, dantel midir, anten midir, andante midir, antre miydi? Şimdiden unuttum şahsiyetsizin adını!!! Bizim gençler de okuyorlar ''' Haaaaa Peygambere Dante böyle demiş!!!'' Haklı olabilir mi? Düşüncesiyle al sana anti-islam, yani İslamafobi!!!
Aha bakın burada Sami ağabey İlahi Komedya yı yazmış! Okuyun da aklınız karışmasın!!!
Yüreğiniz dert görmesin ağabey. Okuduk ve herhalde okumaya da devam edeceğiz. İyi gaza gelmiş gibisiniz!Hani Şevrole arabalar vardı ya, General motorlu, yolda motor ısındıkça araba uçardı! Daha da güzel yol alırdı! Haydi bakalım devam ağabey.
Siz yazın ben okuyayım.
Selam ve saygılarımla.
sami biberoğulları
Dersleri daha doğrusu eğitim sistemini ideolojilerden ve siyasetten kurtardığımız gün bu memleket gerçek kurtuluşa erecektir. Maalesef her devirde eğitimin göbeğinde olmuştur çeşitli ideolojiler. Öyle olunca da bilimsellikten uzak kalmıştır eğitim.
Selam ve sevgilerimle.
‘’ Andandate gibi’’ yanlış yazılmış diyeceğim ve tüm hikayeyi kendim için bir kere daha başlatacağım.
=> Niçin okumam gerektiğini de hiç kimseye sormadım.
Bazı klasik eserlerin damdan düşer gibi yeni yetmelerin kucağına atılmaması gerektiğini düşünüyorum: İlahi Komedi de bunlardan biri. Eserin çizdiği tablonun Geç Ortaçağ'ın dünya görüşünü yansıttığı, hangi detayların neyi ifade ettiği, kendisinden sonraki Batı edebiyatını nasıl etkilediğini gibi özelliklerinin farkında olmadan bu eserin genç kuşaklar için sıkıntılı bir okumadan başka bir şey olmayacaktır.
=> Öteki alemde bizzat Dante’ye sormayı düşünüyorum.
Eğer Dante haklıysa bu biraz zor. Onun kabul ettiği şekliyle cehennemlik olan bir kişinin takipçileri için Araf bile hayal olacaktır. O yüzden orada karşılaşmanız zor. Ama çok sevdiği Virjil'e denk gelebilir, Neydi bu Toskana'lının derdi? diye sorabilirsiniz.
Son dönemlerde kaleminizden çıkanların en iyilerinden biri olduğunu düşünüyorum. Saygılarımla.
İlhan Kemal tarafından 5/24/2016 11:17:05 PM zamanında düzenlenmiştir.
sami biberoğulları
''Andandate''yi düzelttim.Bir yerde yapılan bir klavye hatası idi. İşin doğrusu müziğim iyidir derken de ukalalık yapıyorum. Zira o kadar da iyi değildi aslında.
İlahi komedya hakkında haklısınız. Lise seviyesi için fazla. Ama bizim dönemimiz için çok da fazla değildi. Bayağı bayağı okuyan ve anlayan vardı.
Öteki alemde Dante'ye sorma konusuna gelince: O hay hengamede aklıma gelir mi? Hiç sanmam )))))))
Selam ve sevgilerimle.
İlhan Kemal
Haaaah böyle be hocam neymiş o küçürek öykü falan tamam verdiği mesaj iyide insanın dişinin kovuğuna sığmıyor ille de küçürek öyküyse ahan da bir tanede benden.
Aman Kemal abim görmesin))))))
KADI’DA DOLAR SEVER
kadı efendi bu adam benim anama sövüyor
Sen niye bu adamın anasına sövüyorsun?
Babamın bu kanun kitabında öyle yazıyor
Ne yani senin babanın kanun kitabı mı var? Ver bakayım kitaba
Hııııımmm kitabın sayfa arasında yüz dolar var.
Bana bak efendi sen bu davadan vazgeç, adamın babasın da bu kanun kitabı varken senin ananı da benimde anımı da.
Çok keyifli bir yazıydı hocam kaleminize emeğinize sağlık
Saygı sevgilerimle
sami biberoğulları
Yahu bir iki fıkrayı küçürek öykü diye sokuşturalım dedik yutmadı valla)))))))))
Selam ve sevgilerimle.