İNSAN HATIRALAR İLE YAŞAR...
İNSAN HATIRALAR İLE YAŞAR...
Şefkat dolu çocukluk günlerini, uzun bir eğitim ve okul günlerini, askerlik günlerimizi, ve sonun da iş hayatımızda ki günleri, geride bıraktık. Ancak o gönül var ya, ahh o gönül, sevmeye, özlemeye bir türlü doyamayan gönül. Son yıllar da artarak çoğalan, siyasi, sosyal, ekonomik dar boğazlar, ahlak, örf, adet ve geleneklerimize ters düşen yaptırımlar ve sonuçları ortada olan çarpık eğitim sistemimiz bizleri üzse de, gönül yine bildiğini okuyor ve ’nerede benim güzel anılarım’ diye, tutturup, her bir şeyin ’güzel’ olmasını isteyip, duruyor. Acısı ile, tatlısı ile, sevinçlisi, üzüntüsü ile, günler hep eskiyor ve maziye karışıp, beynimiz de özel bir yeri olan, ’hatıralar’ köşesin de yerini alıyor...
Biz Çocukken Hatıra Defterlerimiz Vardı. Birde; "Kalbimiz kadar temiz bir sayfa" ayırdığınız için teşekkür eden arkadaşlarımız!.. Sahi şimdi neredeler onlar? Evet, düşünüyoruz, onların yüzleri, renkler, mekanlar ve hatta kokular bile, yavaş yavaş netleşiyor ve adeta o günleri yaşar gibi oluyoruz değil mi? Geçmiş günlerimiz ile bağlantılarımızı çoğu zaman küçük ama paha biçilmez, bir ’Hatıralar Samanyolu’ sağlar ve hatırlatır. O küçücük hatıranın etrafın da, o mekana göre şuurumuz ve en önemlisi gönlümüz ferahlar ve bizleri rahatlatıp, rehabilite eder. Dahası, yaşama sevinci verir...
Çocukluğumuz da akşam karanlığın da, çimenlere sırt üstü yatarak yıldızları izlerdik, kimi çok ışıklı, kimisi az, kimi de sönmek üzere olurdu, bizler onlara, yıldızlar da bizlere göz kırparlardı. Her yıldız kaydığın da, onunla birlikte bir insan da (ölüyor) kayıyor, diye düşünürdük. Ateş böcekleri, etrafımız da pervasızca dolaşır dururlardı. Ateş böceklerini, kapağında hava deliği açtığımız, cam kavanozlara doldurur, gece karanlığın da fener olarak kullanırdık. Yıldızlar kadar parlak olmasalar da, yine de bizleri yıldızlara yakın hissettirirdi. Gök yüzü gece veya gündüz, sanatçılara daima esin kaynağı olmuş, asırlardan beri, bir çok bilim adamını meşgul etmiştir. Bazen rahmetli annem bile, gökyüzüne bakarak, ’Allah Hayırlara Tebdil Eylesin, yarın yağmur var galiba’ derdi...
Bazı insanlar eski anıları bütün detaylarıyla, sanki şimdiler de yaşıyormuş gibi hatırlarlar. O an’ların her zerresi, her çizgisi, hatta rengi bile, dağarcığın da hiç bozulmadan, eskimeden, bayatlamadan, tazecik dururlar. İnsanlar o anıları, düşündükçe anılar netleşir, canlandıkça daha çok hatırlar. Yaşlı insanlar hatıralarıyla her gün yaşayabilmeyi becerebilirlerse, her kötü ve boğucu yeni gün bile, onlar için bir sıkıntı olmaktan çıkar. Sonuçta, her yaştan insan sonraları farkına varır ki, her yeni gün her yaştaki insan için, anlamlı ve zevkli olur.
Zaman zaman insanlar, bir mekana, kişi veya kişilere odaklanır. O hatıraya sabitlenen aklı şuurumuz, bizi alır ve çook uzaklar da kalan o an’a götürür ki, işte o an sıfatı ve cismi ’insan’ olan herkesin, gönlü bir hoş, aklı sarhoş olur ve herkes kendi çapın da, dünyasını anılarla zenginleştirir. Şayet hatıralar olmasaydı, onları yaşatan kişi ve mekanlar, hatırlatan (ev, park, ağaç, çeşme, yol v.s) izler, bizlerin gönül deryamız da bıraktıkları kâh ağlatan, kâh güldüren ve kâh düşündüren, gönül zenginlikleri olmasaydı, bizler neyi arayıp, ne bulacaktık, ne ile yaşayacaktık ki...
Biz, yakın arkadaşlarımız ile, hayatın tozlu, dumanlı, fırtınalı, tehlikeli, zor ama bol aşklı, ergenlik yıllarından bugüne kadar, çok yola beraber baş koymuştuk biz, karanlık umutsuzluk bulutlarının, tepemize doğduğu gün, ay ve yıllar da bizi geleceğe umutla baktıran hayallerimiz vardı daima, o hayalleri bir heykeltıraşın özenli elleri gibi, ellerimizle beraberce yontup şekillendiriyorduk, tarifi mümkün olmayan, zengin, geniş ve yüksek ideallerimiz de. Beraber aşık oluyor, beraber geziyor, beraber ayrılıyorduk ve sonra yine beraber dertleşiyorduk, kardeş olsa bu kadar yakın, abi olsa bu kadar içten olurdu. Bu dostluklar, unutulur mu hocam, hiç unutulur mu? Unutulmaz elbette çünkü; İnsan Hatıralar İle Yaşar...
Sağlıkla kalınız....
23 Mayıs 2016 T u n a c a n / Hüseyin. A. Tuna
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.