- 1573 Okunma
- 17 Yorum
- 2 Beğeni
MARKET ARABASI
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Bilinen hikâyedir:
Yazarın birisi sahile vuran denizyıldızlarını okyanusa atan bir çocuğu görür.
“Neden denizyıldızlarını okyanusa atıyorsun? Kilometrelerce sahil. Binlerce denizyıldızı. Ne fark eder ki?
Çocuk yerden bir denizyıldızı daha alır. Atar okyanusa:
“Bak bunun için fark etti.”
Isparta bir öğrenci kenti.Oturduğum yer, Üniversiteye ulaşım kolaylığı nedeniyle apart daire, öğrenci yurdu ve küçük parklarla dolu bir mahalle. Öğrenciler o parklarda oturur sohbet eder meşrubat içer, cips vs, yerler. Ama boş şişeleri, ambalaj artıklarını etrafta yeteri kadar çöp kovası olmasına rağmen ya parklara ya da sokaklara atarlar.
Ne zaman sokağa çıksam o atılanları alır çöpe koyarım. Yukarıdaki hikâyede olduğu gibi –bunlar için fark etti- diye düşünürüm.
Geçen gün çarşıya gidiyorum. Sokakta yolumun üzerindeki bir marketin boş market arabası duruyor. Birisi mutlaka aldıklarını bu arabayla evine getirmiş, işi bitince de sokağa atmış. Hiç düşünmeden aldım arabayı, geri götüreceğim.
“Ben bu kamu işini biraz abarttım galiba diye düşündüm. Güldüm kendi kendime.
Markete yaklaştığımda kendine has kıyafeti, siyah gözlüğü ile bir güvenlik görevlisi yanında asılı copu çıkadı yerinden. Bağırdı:
“Gelin buraya”
Beş, altı güvenlikçi daha ellerinde coplarla koşarak gelip etrafımı sardılar.
“ Yakaladık işte seni. Aylardır istihbarat elemanlarımız senin peşindeydiler. Şimdi ben seni keseyim mi, asayım mı?
Başka bir güvenlikçi:
“Önce asalım. Kesersek asamayız ki”
“Bizi görünce arabayı geri getirme pozlarına girdin değil mi? Bak bakalım gözüme bende kül yutacak göz var mı?
Gözleri gözlüklüydü, görünmüyordu. Ama her an başıma inebilecek kaldırılmış copların altında bu sorunun tek bir cevabı vardı.
“Haklısınız kül yutacak göz yok sizde”
Marketten çıkanlar da etrafımızda toplandılar. Aralarında konuşuyorlar:
Biri:
Marketten araba çalarken yakalanmış.”
Diğeri:
Satıyordur mutlaka”
Güvenlikçi arabaları ne yaptığımın cevabını da bulmuştu.
“Şimdiye kadar ne kadar sattın? Elli mi, yüz mü?
Sorusunu cevapsız bıraksam kafamı kırabilirlerdi.
Elli desem az, yüz desem çok olurdu.
“Yetmiş beş.”
Ne zaman kim polise haber vermişti? Önce motosikletli Yunus polisler, peşinden siren çalarak polis arabası geldi.
“Açılın… Açılın… Polis.”
Polislerden birisi telsizle:
“TOMA aracı geri dönebilir. Biz olaya el koyduk.”Diye Merkezi bilgilendirdi.
Beni güvenlikçilerin elinden aldılar. Kollarıma ters kelepçe vurdular. Halkın yumrukları arasında polis aracına soktular.
Yine siren sesiyle oradan ayrıldık.
Şehir dışında bir tepede araçtan indirdiler beni. Kelepçeyi çözdüler. Kimliğime baktılar.
“İyi de bir mesleğin varmış. Senin ek göstergen de en aşağı 3600 dür. Bize o göstergeyi vermediler. Maaşında fena değildir. Niye marketten araba çalıyorsun? İyi kazanıyor musun bari?
Boynumu büktüm.
“Allah bereket versin. Üç beş kuruş kazanıyorum işte.”
“Şimdi seni burada bırakacağız. Bu yaştan sonra bir de sabıkalanma. Doğru evine git. Bu kıyağımızı da unutma.”
Teşekkür ettim. Ellerini öpmek istedim. İzin vermediler.
İki üç saatte ancak gele bildim evime.
Bu belalı günü de kazasız sabıkasız bitirmiştim.
Bakmayın siz böyle yazdığıma. Eğer haklı isem, kolay kolay kaba gürültüye pabuç bırakmam.
Aslında olan neydi ?
Götürdüğüm boş market arabasını bir genç elimden aldı:
“Sağ ol ağabey. Ben öğrenciyim. Dersim olmadığı zamanlarda. marketten üç beş kuruş kazanırım umuduyla bu arabaların sorumluluğunu aldım. Ama marketler şehir içinde olunca alıp götürüyorlar. Başa çıkamıyorum. Sonra da kayıp arabaların bedelini alacağım paradan kesiyorlar. Neredeyse bedava çalışıyorum. Bırakacağım bu işi.”
Üzüldüm gence:
“Allah yardımcın olsun.”Dedim.
Ayrıldım oradan.
YORUMLAR
İyilikten maraz doğar diye boşa dememişler paçayı ucuz kurtarmışsınız.
Gülümserken ayrıca kara kara düşündüren yazınızı beğenerek okudum tebrikler.
saygılarımla...
Bedri Tokul
Gayeme ermişim demek ki.
Teşekkürler.
Selam ve Saygıyla.
güzel sözler söylenmiş gardaşım.... yazında yüzün gibi samimiydi.....saygı ve sevgilerimle
Bedri Tokul
Olsun.
Noktan bile kabulüm .Başımın tacı.
Bedri Tokul
Zaten benim niyetim de oydu.
Olayı biraz abartıp sonunu sürprizli bitirmekti.
Başarılı olduysam ne mutlu bana...
Selamlarımla.
Tekrar teşekkürler.
İşte benim hocam
Yine tebessüme sevk ettiniz ya
Allah'ta sizi güldürsün
Geçmiş kandiliniz mübarek olsun
Güne gelen yüreğe, emeğe, kaleme, kelama selam ve saygılarımla...
Bedri Tokul
Hocalık kolay mı?
Öylesine takılıyoruz işte...
Allah hepimizin, Milletimizin yüzünü güldürsün.
Senin de kandilin mübarek, istediklerin gerçek olsun Can Dost.
aaa bir market arabası için bunlar yapılır mı diye düşünürken yazının sonuna kadar geldim
hem gülümsetti, hem hüzün verdi sonuç
üniversite öğrencilerimiz adına üzülüyorum kolay değil hem ders çalışmak hem de ek bir iş yapmak
güzel bir paylaşımdı
yerini hak etmiş
kutlarım
Saygılarımla Bedri ağabey
Bedri Tokul
Zaten ben de yaptırmam.
Edebiyatta "Mübalağa" diye bir sanat var bilirsin.
Onu denemek, bu arada da bazı acı gerçeklere de değinmek istedim.
Ekmek arası kaşarlı acılı tost misali...
Beğenmen beni sevindirdi.
Sağ ol Can Bacı.
Can komutanım, sabah sabah güldürdünüz beni. Hem de iyice keyifsizdim, iyi oldu. Bu çevre ihmalkarlığı bizim ruhumuza işlemiş, senin gibi bir kaç ihtiyar kaldı duyarlı olan. Güne düşen güzel yazını en samimi duygularla kutlarım.Kalemin daim olsun. Saygılar
Bedri Tokul
Yazılar, şiirler tekrar tekrar yazılır.
Tekrarı olmayan hayatlarımız.
Selamlarımla öperim gözlerinden...
Günlük, sıradan yaşanmışlıkları "Anlattığım konu çok heyecanlı olmalı, sıra dışı olmalı." demeden güzel anlatıyorsunuz Bedri Bey. Sizi yürekten kutluyorum. Noktalama, yazım eksikliği de iyice azalmış. "Günün Yazısı" olmayı da hak etmiş bu yazı.
Saygılar.
Bedri Tokul
Sizin beğeniniz benim için çok önemli.
Sağ olun. Var olun.
Noktalama ya gelince:
Ne kadar dikkat etsem de ancak bu kadar oluyor işte !
Selam ve Saygılarımla Sayın Hocam.
Numan Kurt
Siz yazmayı sürdürün, biz de okuyalım Bedri Bey.
Evet Bedri komutanımız,
iyilikten maraz doğar derler ya, fakat ruhta güzellikler varsa vazgeçilmez ki;iyi olmaktan. Çöp kutuları varken, ulu ortaya atmak nasıl bir medeniyettir akıl almıyor.Ne zaman öğrenecek çöp kutularına çöp atıldığını duyarsız kişiler. Ön yargılı olmak ne kötü anlamadan dinlemeden suçlamak insanlarımızı, günümüzde moda haline gelen asılsız suçlamalar, güvenlikçilerimize de kötü örnek oldu sanırım.
Üzücü bir durum yaşamışsınız haksız yere, geçmiş olsun efendim...
Selam ve Saygılarımla...
Bedri Tokul
Ben de öyle her denilene uyacak bir huy yok.
Hepsi kurgu.
Zaten yazının sonunda da bunu belirttim.
Bütün ömrümde haksızlıklara hep karşı geldim.
Hala da öyleyim.
Haklıysam hemen ha denilince teslim olmam.
Görevliler de öyle bir şey yapmazlar zaten.
Selam ve Saygılarımla...
Oya gedik
Haksızlıklara karşı gelmek en güzel insanlık örneği. İyi kandiller efendim...
Bedri Tokul
Sağ olun. Var olun.
Kandiliniz kutlu olsun.
Selam ve Saygılarımla...
Abi, büyük yazarsın vesselam. Mizah, hiciv, yergi ne ararsan hepsi var yazdıklarında.
Bizim sitenin içi de bazen market arabalarıyla doluyor. Millet de duyarlılık yok ki. Hep bana rep bana.
Tebrik ediyorum abim. Fazla uzaklaşmadan işte böyle yazıver.
Selam ve saygılar. Bu arada berat kandilini de kutlarım.
Ummanlar sevgilerimi yolluyom.
Bedri Tokul
ummanlardan daha büyüğü yok.
Haa budum. Bende sana gökyüzü kadar selam ve sevgiler
gönderiyor, hasretle muhabbetle gözlerinden öpüyorum.
Senin de Kandilin kutlu olsun Ayhanım.
Ortak toplumsal alanların kullanım terbiyesi, o toplumun medeniyet seviyesini gösterir ve maalesef bizim toplumun bu bilinci henüz hayli geri seviyelerde emekliyor. Eskiden, belediyecilik hizmetlerinin geriliğinden şikayet edilir, halkın çok gerisinde olduğu söylenirdi. Son yıllarda, en ücra ilçelere kadar belediyecilik hizmetleri bir hayli seviye katetti.
Ama gelin görün ki, bu sefer de halk gerisinde kaldı bu gelişimin. Öğrenciler, hem de üniversiteliler böyle yaptıktan sonra, gerisini siz düşünün.
Nükteli dilinle, güzel anlatımınla gülümsettin bizi. Bu arada Isparta'da yaşadığını da öğrenmiş oldum. Selam olsun oralara. Isparta'ya bir kez uğramışlığım olmuştu, ama hiçbir şey hatırlamıyorum desem abartı olmaz. Gülü ve halısıyla ünlüydü. Hala öyle midir bilmem?
Güzel bir hafta sonu diliyorum, Bedri Abi.
Sağlıcakla,
Bedri Tokul
Yolun tekrar düşerse ya da yolunu düşürmek istersen,
başımın üstünde yerin var.
Gülü hala var Ispartanın.
Ama gülen insanları her geçen gün azalıyor.
Bütün yurdumuzda olduğu gibi.,
Halı mı?
Bu fabrikaların bolluğunda el işi halı mı kalır ?
Yazıya gelince;
Hani edebiyatta "Mübalağa" diye bir sanat var ya,
onu denemeye kalktım.
Biliyorum o tamamen usta işidir.
Beceremezsem de hiç olmazsa denedim ya!
Buralardan güllere sarılı gülüşler gönderdim sana.
Hoşça kal. Sevgiyle kal.
nitemtran
Sağlıcakla,
Değerli Abim.
Her iki oğlum da güvenlik görevlisi oldukları için çok iyi biliyorum ki güvenlik görevlileri ancak en son çare olarak copa müracaat ederler. Yani kendilerine bir saldırı olursa. O bakımdan ben öyküyü okumaya başlayınca ''Bedri abi sonunu rüyaya bağlayacak sanırım'' Diye okumaya başlamıştım. Rüya değilmiş ama gerçek de değilmiş.
Bizim mahallede hbeş-altı tane market var. Bunlardan sadece bir tanesinde güvenlik görevlisi bulunmakta. Sebep? Bizim mahalle genelde zengin ve iyi eğitim almış insanların ikamet ettiği bir semttir. Kağıt toplayıcılar bile marketlerin çöp kontenyerlerinden sormadan, izin almadan boş koli almazlar.
Kısacası ''Eğitim ve etkileşim şart''
Haa, başka semtlerde o market arabalarının zincirlendiğini gördüm. Hatta Fethiye'de bir markette market arabalarızincirli-kilitlidir. Kilidi açıp bir araba almak için para sokuyorsunuz. İşiniz bitince arabayı tekrar yerine koyup, zincirledikten sonra paranızı geri alıyorsunuz. Yani her şeyin bir çözümü var aslında )))))))))
Hoş bir yazıydı. Bizimle paylaştığın için teşekkürler.
Selam ve sevgilerimle.
Bedri Tokul
Hani bir söz vardır.
"Kavgada yumruk aranmaz" diye.
Yazı tamamen kurgu.
Bazı teknik hatalar olabilir.
Onu da hoş gör gari.
Niyetin hoşluk olsun.
Selamlarımla Hocam.
Bedri Tokul
Sakın bir yanlış anlaşılma olmasın.
Düzeltir özür dilerim.
tuvaletlerin genel pisliğinden de
ben kendimi sorumlu tutardım
bu da bir nevi hastalık kimbilir
neyse şükür kurguymuş..
memleketime sövecektim az kaldı.
Bedri Tokul
Sövecek duruma getirenlerin Allah belasını versin USTA.
Selamlarımla...
Market arabası hikayesinde, araba ile olan kısmının tevatür olduğunu konuya girerken anladım. Asıl konu, yanlarında çöp tenekesi dururken, yerlere atılan çöpler. Üstelik, yüksek öğrenim gören gençler bunlar. Okulun anlamı sadece öğretim olsa, inan hiç gitmeye gerek yok. İnternet her şeyi biliyor. Ya eğitim.?!! İnan sıfır bile daha değerlidir bizdeki çoğu eğitim kurumundan.
Kadının sokağa yasak olduğu toplumların hikayesidir bu aslında. Erkek, düzensiz ve kaba yapıdır. Sokağı temiz tutmasını, özen göstermesi olanaksızdır.
Kadın sokağa çıkar, evinde o kadar temiz, titiz ama gel gör ki O da erkek sokakta. Neden.?
Çünkü, sokağa eğreti çıkar. Sınırlıdır saatleri, birde sokağı mı temizlesin.?
O'da intikam alırcasına davranır sokağa.
Bir daha market arabası götürme, tevatür gerçeğe dönebilir. İyiliğin, unutamayacağın bir bedelini ödersin Üstat. Saygılarımla..
Bedri Tokul
Ama sokakların çöp durumu aynıyla vaki.
Bu işin psikolojik kısmını da sen çözmüşsün. Sağ ol.
Can Dost.
Öperim kaleminden, gözlerinden.
Ömrünüz çok olsun değerli komutanım.
Nüktedan bir anlatımla dokundunuz yine yüreklere.
Kutluyorum hocam.
Berat kandiliniz mübarek olsun.
Selamlar, saygılar...
Bedri Tokul
Teşekkür ederim.
Sizinde kandiliniz mübarek olsun.
Selam ve Hürmetlerimle...
üstteki hikayeyi okuyunca benim hemşerim susmaz demiştim alttaki bölümü okuyunca da acaba aldatıldı mı demekten geri alamadım kendimi. Önemli olan hoş bir öyküydü severek okudum saygılar efendim.
Bedri Tokul
Var olasın Sayın Hemşehrim.
Kandiliniz mübarek olsun.
Benim için kaleye bir zahmet el sallayın.
Gözümde tütüyor Memleketim.
Selam ve Saygılarımla...