- 463 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
işaret Dili Tercümanı Oğuz Arslan ile..
İşaret Dili Tercümanı Oğuz Arslan “ İşaret dilinin yaygınlaşması toplum olarak bir kazanımdır”
SORU-Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız hangi okullarda okudunuz nerelerde görev yaptınız?
OĞUZ ARSLAN- 05.02.1977 Tokat doğumluyum. 3 yaşından beri işitme kaybı yaşamaktayım. İlkokulu Gazi Osman Paşa İlkokulunda Orta okulu Atatürk Orta okulunda Liseyi Gazi Osman Paşa lisesinde okudum. Eğitim hayatım boyunca işitme kaybımdan dolayı sıkıntılar yaşadım. 1996 yılında Anadolu Üniversitesi Engelliler entegre Y.O. mimarlık bölümünü kazanarak Eskişehir maceram başladı.
SORU- İşaret dili ile tanışmanızın hikayesini anlatır mısınız? İşaret dilinden önce ve sonra hayatınız nasıl değişti?
OĞUZ ARSLAN- İşaret dili ile burada tanıştım. Okula ilk geldiğimde o kadar çok işitme engelli vardı ki belki de hayatımda ilk defa bu dille karşılaşıyordum. İşaret dilinden çok beden dili ile iletişim kurmaya çalışıyordum. Beraber aynı yurt da kaldığım arkadaştan ilk olarak parmak alfabesini öğrendim. öğrendiğim her şeyi tek tek işaretle yazıyordum.
SORU-İşaret dili ile tanışmanızdan sonra bu dili öğrenmek için nasıl çaba harcadınız?
OĞUZ ARSLAN- Daha sonraki süreçte okul bahçesinde arkadaşlarla top oynardık futbol oynamamı beğenmiş olacaklar ki onların zoruyla Eskişehir’deki işitme engelliler spor kulübü derneğine gittim. Burası daha kalabalıktı bana lisans çıkardılar. Yine bir gün derneğe gittiğimde telefon çalıyor fakat kimse ilgilenmiyor daha doğrusu duymuyorlardı. Artık kalktım ve telefonu açtım valilik kalem müdürü arıyordu. Vali bey derneğe ziyarete gelecekmiş onu haber verdiler bir şekilde anlattım. Vali geldiğinde beni de götürdüler ama tek ben konuşabiliyordum vali bana sordu dertleri istekleri vs.. var mı diye ama benim bu soruyu onlara anlatmamdan çok verdiği cevapları anlayıp çevirmem bitmeyen bir kabus gibiydi. Beceremedim açıkçası ama vali beye bunların spor kulüplerini olduğunu ve malzemelere ihtiyaçları olabileceğini anlattım. O da sağ olsun ne istediysem göndermiş ve bu olay onların çok hoşuna gitmiş. Artık bana işaret öğretiyorlardı. Ve okuldan arta kalan zamanda ben de işitme engelliler lokaline gitmeye başladım. Artık her gün yeni kelimeler öğreniyordum. Eskişehir’deki 2. Senemde beni yönetim kuruluna aldılar. Artık yazışma ve görüşmelerle ben ilgileniyordum İşitme ve konuşma engelliler eğitimden kaynaklı olarak işaret dili kullandıkları için okuma ve yazmaları oldukça az ve gramer yoktu onlar bana işaret ben onlara okuma ve yazma öğretir duruma gelmiştim.
Soru- Eskişehir ile tanıştıktan sonra bu şehirden kopamadınız sızı buraya bağlayan ne oldu?
OĞUZ ARASLAN- Eskişehir’den kopamamak değil, ben de her zaman bir memleket özlemi olmuştu ancak iş güç evlilik mecburen burada kaldık.Burada kalmamın bir sebebi de Oğlum Arda.
SORU-İşaret dilinin işitme engelliler aileleri ve toplum için önemi nedir sizce?
OĞUZ ARSLAN-Her insanın derdini sıkıntısını sorunlarını anlatmak için iletişime ihtiyacı varsa İşaret dili bence bir iletişim aracı ve bu insanlarında iletişim kurmaya ihtiyacı var.
SORU- İşaret dili eskiden yasakmış halen buna karsı çıkanlar var sizce sebebi nedir?
OĞUZ ARSLAN- İşaret dili 2007 yılına kadar yasaktı bunu kim niye ne amaçla yasaklandı bilmiyorum ama bu yasaklı geçen 50 yıl işitme engelliler için bir gerileme dönemi oldu bence. Sonuçta bu zamana kadar bu dil hep kullanıldı. Ancak eğitime darbe vuruldu. Üniversiteler işaret dili bilen işitme engeli öğretmeni yetiştirmediği için eğitim alan çocuklar kendisiyle iletişim kuramayan öğretmenlerden sağlıksız sözde eğitim aldılar ve mezun edildiler. Sonuçta ne gerekçe ile yasaklandığını benim aklım almıyor.
SORU- İşaret dilinin toplumda yayınlaşması işitme engellilere ve topluma ne kazandırır?
OĞUZ ARSLAN- İşaret dilinin yaygınlaşması toplum olarak bir kazanımdır. İşitme engellilerin toplumla kaynaşması anlamına gelir ki, benim en büyük hedefim her kamu binasında en az bir işitme engellinin olması yönünde o kişi zamanla o ortama ayak uydurur belki çevresine işaret dili öğretir daha önemlisi başka bir işitme engellini o kamu kurumunda işi olduğunda orda çalışan kişi onu rahatça yönlendirebilir. Hem istihdam hem de iletişimsizlik engellenmiş olur.
SORU- Son yıllarda işaret dili kursları açılıyor ama işaret dili öğrenenler gene de işitme engellilerden genelde uzak neden acaba bunu nasıl aşabilirler?
OĞUZ ARSLAN-İşaret dili eğitimi biraz popiler olsa da büyüklerimiz bu dile bu konuya hakim olmadıkları için ne tedbir ne denetleme hiçbir şey yapılmıyor. Örneğin herhangi bir üniversiteden herhangi bir bölümden mezun olan bir öğretmen işitme engelliler okuluna atanınca milli eğitim personeli ve işitme engelliler okulunda öğretmen olduğu için otomatikman işaret dili tercümanı statüsünde oluyor. Böyle bir saçmalık var mı? Bu kişi okulda çocuklardan mutlaka bir şeyler öğrenebilir ama bu onun tercüman olduğu anlamı getirmez getirmemeli. Ve yetkililerin bu konuya el atmaları gerekmekte bence. Sırf bu yüzden ceza alan yanlış tedavi olan insanlar var. Eğer insanlar işaret dili öğrenmek istiyorlarsa işitme engellilerin içinde bu dili öğrenebilirler kurs eğitim ne varsa dernekle ortak yapılmalı nasıl İngilizce için yurt dışına gidiliyorsa bunların dünyasında bu dil öğrenilmeli. Dışarıda herhangi bir yerde değil.
SORU- Son olarak işitme engellilerin eğitimi konusunda neler anlatacaksınız?
OĞUZ ARSLAN-İşitme engelliler iyi doğru ve doğru kişiden eğitim alırsa mutlaka başarılı olabilirler elbette. Bunun için aile desteği ve ailelerinde eğitilmesi bilgilendirilmesi şart. Onun dışında mutlaka bol bol okuyup kelime haznelerini arttırmaları lazım.