- 602 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Ölümlünün Korkusu
Kutlu bir amaç için yeryüzüne indirilen insanoğlu, maddeye tamah ettikçe ölümden korkar oldu. Ölümlü olduğunu bildiği halde, ölümden çekinen insanoğlu...
Halbuki doğru insanlar, yaşadıkları hayatı bir anlam üzerine inşa ettikleri için ölümden korkmazlar. İşte onlar, insan olmayı başarabilmiş kişilerdir. Doğru insanın ölümden çekinmesi demek, askerin silahtan korkması veya doktorun kan görmeye dayanamaması gibi bir saçmalığa denktir.
Doğru insan, kendisine sunulmuş yaşamın anlamını bilir; nelerin peşinden koşması gerektiğini görür. Kendisine zarardan başka bir şey getirmeyecek uğraşlar için vaktini harcamaz. Korkak insanların yaptığı gibi bedel ödemekten kaçınmaz. Bedel ödeyecekse inandığı değer için, bunu severek yapar.
Bir kurtuluş yolu olarak gördüğü davasını, ilerlediği yolda çok kez mağlup olsa dahi bırakmaz. Mutluluğu, üzüntüsü, çabası, hayatı davasıdır doğru insanın. Dava edindiği ülküler, onu yenilmekten korktuğu kadar ölümden korkutmaz. Yeteri kadar katkı sağlayamamaktır korkusu. Doğru kişiler ölümden korkmaz, ölümden ancak zayıf insanlar korkar.
Bütün bunların bilincinde olan bu kutlu kişiler, kendisini zorlukların dışında tutmak isteyen tüm zayıf insanlardan tiksinirler. Onların gözünde zayıf insanlar; her türlü ihaneti çağırıcı, korkak, çıkarını düşünerek hareket eden sefil bir yapıdadırlar.
Onurlu bir yaşam sürmenin onurlu bir ölümü hak ettiği gerçeği, cesur insanları ölüme susar hale getirir. İşte bu hissin eseridir Hunlar, Göktürkler, Osmanlılar; bu hissin eseridir Kanijeler, Plevneler, Çanakkaleler. Bugünlerde verdiğimiz şehitler de bu hissin eseridir. Her biri ataları gibi ölüme yürüyor bilerek; en önemlisi, korkmadan yapıyorlar bunu.
Hepsi bir büyük dava için.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.