- 580 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
İlmin İkliminde Beyin Göçü
Uzun zamandan beri gerek görsel medyadan gerekse yazılı medyadan haberleri izlerken Üniversitelerde okuyan yeni neslin bir biri ardına ’’ Bilim ve Teknoloji ’’dallarında elde ettikleri birinciliklerine şahit oldum...
Merak edip son yıllarda başarılı olan ve yazılı medyaya düşmüş haberleri araştırmaya başladığımda. Birçok İlkokuldan, Liseden ve Üniversitelerden Cumhuriyetin geleceğine önderlik yapabilecek gençlerimizin girişimci buluşlarıyla göz göze geldim.
Gurur duymamak elde değil.
’ Buluşları ve icatları küçümsenmeyecek kadar değerli ’
Gel gelelim Bizim ’’ Tubitak ’’ Gibi kurumumuzun değer vermediği hatta ve hatta yarışmaya bile layık görmediği gençlerimiz Avrupa da ve A.B.D de bir çok alanda yapılan bilim ve teknoloji yarışmalarında birincilik almışlar..
Mesela:
1 ) Elif Bilge’nin çalışması Google Bilim Fuarı’nda binlerce proje arasından sıyrılarak 15 Global Finalist’ten biri olmaya hak kazandı ve popüler bilim dergisi Scientific American’ın ’Science in Action’ ödülünün de sahibi oldu.
2 ) Özel MEF Lisesi 12’nci sınıf öğrencisi İlayda Şamilgil, "First Step To Nobel Prize In Physics" yarışmasında, 70’e yakın ülkeden 5 bin fizik projesini geçerek dünya birincisi oldu.
Dünya birincisi olan ve ülkemizi gururlandıran İlayda ABD’de Cornell Üniversitesi’nde başarı yolculuğuna devam ediyor. Mühendislik okuyan İlayda, önümüzdeki dönem NASA’nın bir projesinde de yer alacak.
3) Keşan Anadolu Sağlık Meslek Lisesi öğrencilerinden Betül Düdün ve Melek Danacı, edebiyat öğretmeni Hasan Avcı ile kulak çınlaması rahatsızlığını önleyecek bir proje üzerinde çalıştı. Arılara karşı özel ilgisi olan edebiyat öğretmeni Avcı ile ailesi arıcılık yapan Düdün ve arkadaşı Danacı, arıların kovanlarında duydukları farklı sese karşı yaydığı bastırıcı frekansı model aldı. ’Manyetik Rezonans Arı Kulaklığı’ adı verilen proje ilk sınavını İnepo Çevre Proje Olimpiyatı’nda verdi.
4 altın madalya alarak Türkiye birincisi seçilen proje, aynı zamanda tüm birinciler arasından da birinci seçilerek 13–18 Mayıs tarihleri arasında Amerika’da yapılan ’Uluslararası Bilim ve Mühendislik Fuarı’na Türkiye’yi temsil etti.
İki kız öğrencinin projesi, 68 ülkeden bin 576 projenin yarıştığı dünya finalinde dünya dördüncüsü seçildi.
Ben yalnızca bir kaç isim verdim bunlara benzer birçok öğrencimiz var.
Hepsiyle gurur duymalıyız.
Peki, burada kendimizi sorguluyor muyuz?
Hiç zannetmiyorum!!...
Peki, bu gençlerin buluşlarına kim imkân sağlayacak ve ya kimler
ön ayak olacak?
Hiç kimse!!...
Peki, o zaman biz neden?
Avrupa’nın Gelişmiş ülkeleriyle boy ölçüşmeye çalışıyoruz.
’Çağ atladık ’ martavallarıyla uyutulduğu muz kesinken.!
’’ Beyin Göçü ’’ çoktan başlamışda haberimiz yok..
Uyanın beyler uyanın!!.
Dış dünyaya entegre olmuş ülkemizin ’ Genç beyinleri ’
elimizden birer birer uçup gidiyor...
İmkanlar, olanaklar ve paralı eğitimin getirdiği zorluklara bir de
her yıl değişen maarif sistemimizin öğrencileri ’’ kobay ’’ gibi kullandığı gerçeği de eklenildiğinde ortaya çıkan manzara inanın hiç hoş değil...
Bu ülkeye acil olarak Enstitüler kurulmalı ki!
İçimizden çıkan bu dahi gençlere imkân ve olanaklar sağlansın...
Tabiii başına da ’’ tarafsız ’’ bir yönetici olmak kaydıyla...
___Biz hangi kapının kapı koluyuz ?..__
YORUMLAR
mesut turgay kılıçoğlu
Birileri inşallah çıkarda duyar sesimizi...???
Merhaba mesut bey
Beyin göçüyle ilğili yazınız günümüzde sorun olup pek dile getirilmeyen bir konudur yazınızı okurken yirmi yıl önce belediye zabıtası cuma adında bir abimizin anlattıkları aklıma geldi.
Yazınız vesilesiyle burdan bu küçük anekdotu anlatmak isterim.
Seksenli yılların ortalarında Diyarbakır oto garında görevli olan zabıta cuma ve arkadaşının yanına yabancı bir adam glir elindeki kağıdı zabıta cumaya uzatarak sert bir ses tonuyla
Yabancı adam:
Beni adanaya yollayacaksınız Der
Bu sert tavır karşısında sinirlenen Zabıta Cuma kağıda bakmadan bu yabancı adama
Zabıta Cuma:
Çık dışarıya der
Yabancı adam dışarı çıkar ve beklemeye başlar aradan iki saat geçmiştir adam hala beklemektedir.
Zabıta Cuma biraz sakinleşmiş birazda merak ettiğinden adamı yanına çağırır.
Zabıta Cuma:
Hayırdır hemşerim Adanaya neden gideceksin ?
Yabancı adam :
Amerikan konsolosluğunda işim var
Zabıta Cuma adamın elindeki kagıdı alıp incelerken belediye başkanının yazdığı notta bu adamı ücretsiz Adanaya gönderin yazısını okuduktan sonra adama dönerek.
Zabıta Cuma:
Konsoloslukta ne yapacaksın ?
Yabancı adam:
Bir projem var onlara anlatacağım
Zabıta Cuma:
Ne projesiymiş bu ?
Yabancı adam:
Ben Radara yakalanmayan bir uçak tasarladım
Bu sözü duyan Cuma şaşırarak
Zabıta Cuma:
O nasıl olacak
Diye soru sormaya devam ediyor yabancı adam başlıyor anlatmaya.
Yabancı adam :
Radar sinyalleri havadaki herhanği bir metal cisme çarpınca sinyalin çıkış kaynağına geri döner bu şekilde o cismin yeri tespit edilir.Benim projemde uçaklara mote edilen elektronik sistem sayesinde Radarlardan gelen sinyaller emilir ve geri gitmesi enğellenir.Geri gitmeyen sinyal Radar merkezine ulaşmadığı için uçagın yeride tespit edilemez.
Adam anlattıkça zabıta cuma ve arkadaşı şaşkınlıkla adamı dinliyorlardı bu yabancı adama belediye aracılığıyla bedava bilet kesilir ve yabancı adam yolculanır.
Yıllar sonra ABD nin Kaddafinin saryını Radara yakalanmayan uçaklarla bombalandığı haberini dinleyen Zabıta Cuma o garip yabancıyı hatırlar ve şöyle bir soru sorar kendine
Zabıta Cuma:
Biz o adama bedava bileti alıp yolladık ve o adam bir daha geri gelmedi.
Evet üstadım elimizdeki akıl sermayesinin malesef kıymetini bilmiyoruz çok ucuza başkalarına kaptırıyoruz.
Çalışmalarınızda başarıların devamını dilerim esen kalın.
mesut turgay kılıçoğlu
Değer verip okuduğunuz ve değerli yorumunuzda bahsetmiş olduğunuz bu güzel anekdot unuz beni de etkiledi ....niceleri gitti geri gelmedi..
çok teşekkür ederim efendim..