- 710 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
İSRÂ ve Mİ'RÂC
İSRÂ ve Mİ’RÂC MU’CİZESİ
Kitap ve Sünnet-i Seniyye ile sabittir ki İSRÂ ve Mİ’RÂC MU’CİZESİ vardır ve vakt-i zamanında gerçekleşmiştir.
Esasında genel olarak Mü’min insan için mu’cize gerekmez! O zaten alâ külli hâl inanmıştır, “şu konu da istediğim gibi olursa inanırım!” deme gibi bir durumu olamaz inanmış insanın! Mu’cize, kalbinde şüphe olan ve inkâr etmeye imkânı kalmadığı için mecali kesilen insanların pes ettikleri bir durumdur. Her şeye rağmen Allah-u Teâlâ her çap ve markadan kullarının inanmak için ihtiyaç duydukları delâili yaratmıştır; İSRÂ ve Mİ’RÂC MU’CİZESİ de sebep ve sonuçları açısından böyle bir durumdur.
Benim bu yazımda burada üzerinde durmak istediğim mes’ele, Peygamberliğin 9. senesinde vuku bulmuş olan İSRÂ ve Mİ’RÂC MU’CİZESİ üzerinden 2016 senesi itibariyle 1441 sene geçmiş olmasına rağmen günümüz Müslümanlarının İSRÂ ve Mİ’RÂC MU’CİZESİ’ndeki hikmetleri ne kadar kavrayabildikleridir..
Evvela “hüzün yılı”nı sevince gark eden bir neticesi vardır İSRÂ ve Mİ’RÂC MU’CİZESİ’nin. Allah isterse, sizin nezdinizde olmazlar olarak bildiğiniz nice şeyler “OL!” emri ile oluverir.
İSRÂ ve Mİ’RÂC MU’CİZESİ’nin can alıcı noktası MESCİD-İ AKSÂ’dır!
Allah-u Teâlâ Hz. Muhammed Aleyhisselâm’ı pek tabii ki Mekke’den (Ka’be’den) Mi’raca çıkarabilirdi, Kudüs’e, Mescid-i Aksâ’ya götürmesinin, bütün Peygamberleri orada toplamasının, Hz. Muhammed Aleyhisselâm’ın bütün Peygamberlerin oluşturduğu cemaate İMAM olarak NAMAZ kıldırmasının ve son Peygamberini oradan göklere yükseltmesinin pek mühim bir amaç ve anlamı olmalıdır..
Denilebilir ki “Müslümanlar eğer madden ve ma’nen yükselmek, terakkî etmek istiyorlarsa Kudüs’e ve Mescid-i Aksâ’ya sahip olmalılar, oranın idaresi Müslümanların ellerinde olmalıdır, Müslümanlar uluslararası toplantılarını Kudüs’te yapmalılar, Müslümanlar mutlaka LİDER konumunda olmalılar!”..
Tarihte de böyle değil midir? Müslümanlar ne zaman Kudüs’e sahip olmuşlarsa hep LİDER konumunda olmuşlar, ne zaman da Kudüs ellerinden çıkmışsa liderliği başkalarına kaptırmışlardır. İSRÂ ve Mİ’RÂC MU’CİZESİ’nin 1441 sene sonraki anlamları arasında bu da sayılabilir diye düşünüyorum. Yoksa, gerisi ilahiler, kasideler, gözyaşları, simitler, lokumlar, mevlidhânlar vs. olarak kalmaya mahkûm şeylerdir ve gerçekte İSRÂ ve Mİ’RÂC MU’CİZESİ karşısında bir kıymet-i harbiyesi yoktur. İlgililerin, sorumluların, yetkililerin ve cümbür cemaat Müslümanların bu mes’elede görev ve sorumluluklarını yerine getirmeleri gerekir.
Haberdar olma kısmına bir şey demiyorum ama, mühim mevzuları SMS kapsamına sıkıştırmayalım derim.
Rabbim cümle Müslümanlara gereğini yapma şuurunu ihsan ederek İSRÂ ve Mİ’RÂC MU’CİZESİ’ni mübarek kılsın inşallah. Allah’a emanet olunuz.
Murat KAHRAMAN
03.05.2016-Çamlıca
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.