- 573 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
YAŞAM BANA KÜS SURATLI BİR EV KADINI
Bu ülkenin arka bahçesi suni ışıklarla elde edilmiş, yakamozlu bir nehirdir.
Ay ışığı kimin umurunda, gelgitlerin olmayışı güvendir.
Ne kadar istesek de yerin çekim gücüne karşı koyamıyoruz.
Hep aşk sonrası hüzne tanıklık etmek bu şarkının kaderidir.
Herkes isminin çağrıştırdığı frekansı işlerken davranışlarının örgüsüne,
Sana biçileni kırmak dağ gibi yürek ister…
Yol uzun.
Her yol her zaman uzundur…
Gitmeye de kalmaya da yazgılı olmak değiştirmez yolun gerçeğini…
Her adım diğerinden daha inançsız…
Başkasını incitirken kimi kırmayı özleriz en çok? Kimi cezalandırır kimi eksiltiriz?
Yatağın içinde dönüp durarak enerjini tüketmektir bu…
Sınır yok… Mide yangınlarını çoğaltır… Bu bir sınav sevginin can çekişmesine tanıklık ederiz…
Duaların susları mırıl mırıl yinelenirken…
Gece yarısı açıklamaları bunlar…
Oburca yutulan lokmalar…
Eşyanın kendinden büyük gölgesi sigara dumanına bulanıyor…
Kendi dilleriyle konuşurken nesneler… Gecenin her şeyi abartan sesi gün boyu sustuklarımıza inat…
Zaten insanı en savunmasız anda yakalayan bakışları severim ki… En tanımlanmaz yönlerin hâkimiyeti kokarlar…
Hep sustuklarımızı konuştururuz sevişmelerde…
Kırmızı bir bohça içi naif hayallerim. Başka neyi alabiliriz ki yanımıza? Varsa yoksa kendinde biriktirdiklerin…
Ben kendi payıma seni seçtim… Bu savaşta herkes gibi olmamayı ismine borçluyum biraz… Belki nesnelere dökseydik bu sevgiyi, ezberlerim kurbanı olacaktık…
Bu acılı bir seremoni… Ne söylesem o sözlere yüklenenleri yenip, yeni bir soluk getiremem yaşama…
Yaşam bana küs suratlı bir ev kadını… İstemlerini söylemeyip anlaşılmayı bekleyen…
Bu sözleri susturulmuş bir şarkı.
Sus dediğim kalbime… Sus…
Bırak bu öykü duygulanımla yazsın kendini kaleme… Binlerce kez denenmiş sözcüğe gerek yok…
Biliyorum daha en başından dibe batar bu sevda dile gelse…
Zaten konuşmayan en çok anlar zamanı… Ertelediklerimizi… İki düzgün cümleye adak yaptığımız bizi tamamlayacak şeyleri…
Biliyordum daha en başından, yazı yasak okumak bir başına kalmak orta yerde… Bilmekse gülünç… Kim varabiliyor ki yüreğinin gizine?
yanlız tanıdık bir ten, bir koku… Bilince çıkaramadığımız… Sezgilerimizin algıladığını anlamak geç kalınmış bir zaman…
Biliyordum aslında hiçbir duygu kendini tekrarlamaz…
Biz kanatıp kalıplara sığdırmazsak…
Aslında hepimiz kaybedeceğimiz korkusuyla yaşanmaz kılıyorken aşkları korkunun ecele faydası yoktur…
Biliyordum… Aslında biz ne yapsak ta yürek dinlemez…
Dağıtır tenhalığını alır başını gider… Ve bulur her nasılsa kuralların beğenmediğini…
O kendi ruhuna tanımladığımız zamanın ötesine atar zarlarını…
Çünkü bilir tanıdık bir tene değmenin senelerin nizamından daha yüce olduğunu…
Biliyordum gerisi okyanusun yüzeyine kumdan evler inşa etmek…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.