- 448 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Temsil Ettiği Camiayı Savunamayan Engelli Milletvekilleri
Son iki üç yıl içerisinde engellilerin özellikle de herhangi bir işe girip de çalışamayan ve herhangi bir sosyal güvencesi bulunmayan engellilerin yaşadığı en büyük sorunlardan bir tanesi 2022 sayılı 65 Yaşını Doldurmuş, Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Kanun ile faydalanarak üç ayda bir almış oldukları engelli aylığı denilen sosyal yardım haklarının ellerinden alınmasıyla yaşanmaktadır.
1976 yılında dönemin hükümeti tarafından çıkarılan 2022 sayılı 65 Yaşını Doldurmuş, Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Kanun ile en az yüzde 40 engelliliği olan ve herhangi bir sosyal güvencesi bulunmayan her engelliye üç ayda bir engelli aylığı verilirken son yıllarda çıkarılan bazı kanun değişiklikleriyle bu haktan faydalanan binlerce engellinin aylıkları kesintilere uğramaya başlamıştı.
2022 sayılı Kanun ile maddi durumu iyi olmayan ve herhangi bir sosyal güvencesi bulunmayan engellilere bağlanan engelli aylığı da denilen sosyal yardımlardaki sorunun temelinde ise yapılan yasa değişiklikleriyle engelli kişinin gelirine bakılmaksızın hane halkı içerisinde yaşayan tüm aile bireylerinin gelirlerinin toplamının dikkate alınmasıyla yaşanmaya başlanmıştı. Yani bir engellinin yaşadığı hane içerisinde kaç kişi yaşıyorsa hepsinin geliri toplanarak elde edilen sonuç asgari ücretin üçte birinden 1 lira dahi yüksek olduğu takdirde engellinin sosyal yardımı iptal edilerek kesilmektedir.
Bu sorunla ilgili 2015 yılının ilk günlerinde tüm yurt genelinde toplam 171 adet engelli derneği ortak hareket ederek soruna çözüm getirilmesi amacıyla yasa değişikliği taslağı hazırlanmıştı. Daha sonra 4 Şubat 2015 tarihinde 171 adet engelli derneği adına bir grup temsilci Ankara’da TBMM’ne giderek mecliste grubu bulunan AK Parti, CHP, MHP ve HDP partisinin grup başkan vekilleriyle, farklı siyasi parti milletvekilleriyle görüşerek sorunu iletmiş ve çözümü konusunda da sözler alınmıştı.
Meclisteki görüşmeler dışında Aile ve Sosyal Politikalar Bakan Yardımcısı ve Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürü’ne de sorunlar iletilmiş ve yasa tasarısı konusunda hemfikir oldukları görülerek umutlanılmıştı. Alınan sözlerin ardından bir süre geçtikten sonra herhangi bir gelişme olmadığı görülünce engelliler tarafında 28 Mart 2015 tarihinde birçok şehirde 24 saatlik Uyumuyoruz Uyarıyoruz sloganıyla oturma eylemi yapılmıştı. Eylemin ardından genel seçim çalışmalarının başlamasıyla umutlar bir başka bahara bırakılmıştı.
7 Haziran seçimlerinin ardından yenilerek 1 Kasım da yapılan genel seçimlerden sonra tekrar umutlanan engelliler yasa tasarısının meclise gelmesini beklemeye başladı. Sonunda binlerce engellinin dört gözle aylardır beklediği gün gelmiş ve yasa değişikliği torba yasa içerisinde mecliste komisyonlarda görüşülmeye başlanmıştı.
Ancak komisyonlarda görüşülen yasa tasarısının içeriğinde sadece 2022 sayılı yasadan engellilerle birlikte faydalanan 65 yaşını dolduran yaşlılarla ilgili düzenlemeler bulunurken yine engelliler es geçilecek gibiydi. Torba yasa komisyonların ardından da meclise geldiğinde sorunun çözüme kavuşması amacıyla engellilerinde eklenmesi için son fırsattı.
7 Nisan 2016 tarihinde torba yasa meclise geldiğinde bir grup engelli temsilcisinin de TBMM’ne giderek milletvekilleriyle görüşme girişimlerine ve tüm çabalamalarına rağmen başarılı olunamamış ve yasa değişikliğine engelliler eklenilmemişti.
7 Nisan 2016 Perşembe günü torba yasa mecliste görüşülürken televizyonda tamamını izleyemedim. İzleyemediğim için yasa tasarısı mecliste görüşülürken biz engellilerin TBMM’de temsilcisi olan engelli milletvekili olan Bursa Milletvekili Bennur Karaburun, Erzincan Milletvekili Serkan Bayram, Konya Milletvekili Prof. Dr. Hacı Ahmet Özdemir ve İstanbul Milletvekili Şafak Pavey’in haklarımızı savunmak için neler yaptıklarını ve neler konuştuklarını bilemiyordum.
Konuyu yakından takip eden engelli arkadaşlara sorduğumda hiç şaşırmadım, çünkü vekillerimizden hiçbirinin en ufak bir konuşma dahi yapmadığını öğrendim. Engellilerin temsilcisi olan milletvekillerimiz mecliste bu yasa tasarısı hakkında herhangi bir konuşma yapmadıkları gibi o gün mecliste bulunup bulunmadıkları da meçhuldü. Eğer mecliste iseler yasa değişikliği hakkında kürsüye çıkıp konuşmadılarsa tek kelime ile yazıklar olsun derim.
Mecliste değillerse de mutlaka bu konuda ülke nüfusunun yüzde 12.29 unu oluşturan büyük bir kitlenin temsilcileri olarak mantıklı ve gerçekçi bir açıklamaları vardır diye düşünüyorum. Ancak şunu da belirtmek istiyorum ki şahsen beni ölümlü bir olay dışında açıklayacakları herhangi bir mazeret ikna edemeyecektir. Çünkü engellilerin sorunlarına çözüm getirecek önemli bir yasa değişikliğini uzun süredir beklediklerini bilmeyen yoktur. Bu nedenle milletvekillerinin de temsil ettikleri bu büyük kitleye inandırıcı bir açıklama borçları var diye düşünüyorum. İnsanları ikna edecek bir açıklamaları yoksa eğer o vakit engellilerin temsilcisi olarak meclise girmediklerini açıklamaları yeterli olacaktır diye düşünüyorum…
Sözün özü olarak, 2010 yılında Anayasamızın eşitlikle ilgili 10.maddesinde yapılan değişiklik ile engellilere pozitif ayrımcılık getiren bu meclis, yine engellilerin sorunlarını görmezden gelmiş ve sorunun yaşanmasına yeni mağdurların ortaya çıkmasına neden olmuştur. Ne diyelim şimdi büyük bir kitle olan engelli camiasındaki, engelli derneklerindeki bu bölünmüşlük ve parçalanmışlık olduğu sürece daha çok bizleri görmezden ve duymazdan gelenler olur.
Ali Haydar KOYUN
Engelli Aktivist/Disabled Activists
YORUMLAR
Yaşlı ve engelli bakım ücreti, maaş statüsünde değildir. Geçici bir sosyal yardımdır. Yani her an kalkabilir. Baştan beri de geçici olduğu vurgulanmıştır. Fakat engelli ve yaşlı yakınları günümüzde bunu bir gelir kapısı olarak algılamaya başlamıştır. Bu konuda çalıştaylar yaptığımız bakanlık yetkilileri mevzuatın açıklarının farkında. Bunun yanında ailelerin durumu suistimal arayışları da sosyal yardımın her an kaldırılabileceği endişesini artırıyor.
Bahsettiğiniz gibi hane halkı gelir bildirimi baz alınıyor sosyal yardım incelemelerinde. Bu her türlü nakdi ve ayni yardım için geçerli bir durumdur. Öncelik düşük gelirli vatandaşlarındır.
Engelli vatandaşlarımızın bakım maaşından ziyade sosyal hayata kazandırılması yönünde çalışmalar yürütülmeye başlandı. Elbette yeterli değil. Ama farkındalık çalışmaları sayesinde ben, dışarıdan bakıldığında hiç engelli vatandaşı yokmuş gibi görünen ülkemizde algıların değişeceğine, engellinin gerçekten işine yarayan kanunlar çıkartılacağına inanıyorum. Bir engellinin kapısına gidip ona "İstihdam talebinin olup olmadığını sorduğumuzda" bize tedirginlikle cevap verebiliyor. Maaş diye nitelediği ama esasında geçici bir sosyal yardım olan aylığının, işe girmesi halinde elinden alınacağını söylüyor. Çalışmadan para kazanmaya çok alışmış bir milletiz malum. Gerçekten çalışamayacak engellilerimizi muaf tutarak söylüyorum bunu. Bulunduğum ilde görüşme fırsatı bulduğum yüzlerce engelliden çok azı ve çok azının yakını istihdam talebinde bulunuyor. Ailelerin çocuklarını ya da engelli anne babalarını soğa çıkarmaktan dahi imtina ettiklerine malsef ki yüzlerce kere tanık oldum. Bizden istenilen ilk şey nakdi yardım. Oysa engellinin paradan daha ziyade ihtiyaçları olduğunu düşünüyorum. Yanılıyor muyum?
Bu üzerinde uzun uzadıya konuşulacak bir konu. Vaktim elverişli değil malsef. Her şeyin daha iyiye gideceğine inanıyorum inşallah.
Saygılarımla.