hayatın gerçeği
ancak; o hayat bana o kadar yabancıdır ki
insanı, kimyasını değer yargılarını, duruşunu değiştiren bu olguyu rat belki

benim bakışım da tartışılabilir elbette

devam edeceğim..

Yaşar'ın pavyonla tanışması ilginç bir anekdotla başlamış. Güzel...

Kıymetli Kemal Hocam

Ne çok hayatın içinden bir öyküyü işlemişsiniz, bu tür ortamlarda kim bilir ne servetleri tüketen olmuştur. Umarım öykün kahramanı Yaşar yakasını kurtarır bu ortamlardan heyecanla bekleyeceğiz gelişmeleri. Bu tür ortamların adamı pek olmadım ama genede az çok ne olup bittiğini bilirim. Fakat bu bol’u anlamadım, bu bir içki türü mü yoksa adından da anlaşılacağı gibi pahalı içkilerden ''bol miktarda içmesini mi kast eden bir sözdür?

Keyifle okuyacağımız bir yazı dizisi, öyküde çok enteresan şeylerle karşılaşacağız her halde.

Kaleminize emeğinize sağlık.

Saygı ve sevgilerimle.

Ağını örmekte olan kaderin tezgah seslerini özlü tasvirlerle yazarken, okuyucuya sunulan tartışmasız bir duyusal somutluk sürükleyip götürüyor...

Sizin öykülerinizde lüks mevkide oluyoruz, üstadım...
Takipteyiz...

Saygılarımla...

Öyküdeki baba karakteri farkında olmadan oğluna en büyük kötülüğü yaparken, kızlarının her birine birer gelecek sunmuş ve bence gerçek babalığı onlara yapmış.

Bakalım neler olacak ilerleyen bölümlerde. İşler karışacak Yaşar yoldan çıkacak ve sonuçta üzülen anne ve baba olacak gibi sanki.

Akıcı, sürükleyici, merak uyandıran bir öykü.

Tebrikler, saygılar...

Kalemine sağlık KEMNUR eeee daha sonra Şinasiye ne oldu ist göztepede galericiliğe başlamış olmasın sakın.

Tebrikler hele sen bitir sonra ben başlıycam bu otobüs hikayelerine.

Selam ve duayla...

Gençliğim de bir iki kere.
bir de bu yaşımda bir daha
senin bu yazınla gittim pavyona...
Bu kadar mı güzel anlatılır o ortam ?
Yaşarın yolu yol değil Allah yardımcısı olsun.
Otobüsün ön koltuğunda giderken birden bire ,
pavyona düşüverdim.
Yaşar kalksın bende peşlerinden kalkacağım
Selamlarımla Dostum.

İlk bölümde Yaşar'ın adını koyduran durum, bizim gibi "erkekçi" toplumlarda, onun kaderi de oluyor, galiba. Ekstra ihtimam her zaman olumlu sonuç vermiyor maalesef. Aslında şanssızlık gibi görülen kızların durumu, onları hayata daha iyi hazırlamış.

Babanın kafa açık zira okutmuş kızları. Batıdan bir yerlerden olmalı aile. Erkek evlat düşkünlüğü de fazla abartılı sayılmaz. Şinasi Beyin çok da makul biri olmadığını söyleyemeyiz.

Bu bölümde ise, tipik; çirkin kadin yoktur, az rakı vardır, sözü doğrulanıyor sanki. Gerçi, Yaşar ufak ufak mücadele ediyor ama raconun eline düştü bir kere.

Allah yardımcısı olsun.

Kemal Abi, her iki bölümün en güzel cümlesi "Kadın istediği şarkının bedelini bir bolle ödettirdiği gencin gözlerine son bir bakış atıp yanlarından ayrılarak şarkısını başka gözlere bakarak söylemeye gitti." İşte bu güzellikteki cümleler götürüyor öyküyü.

Bu cümle, kadının psikolojisini anlatmak için yapılacak satırlar dolusu tasviri boşa çıkartacak kadar kuvvetli olmuş. Öykünün lezzetini işte bu tür cümleler veriyor, bana göre.

Sağlıcakla,




nitemtran tarafından 4/27/2016 1:54:32 AM zamanında düzenlenmiştir.