- 610 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
BENLİK PSİKOLOJİSİ
İçimde doyuramadığım bir açlık var sanki. Ne yöne dönsem, hep çıkmaz sokak... Tarihin sayfalarına gömüyorum kendimi, belki de günlerce çıkmıyorum gün yüzüne... Pencereme dayanan güvercinlerden alıyorum, her gün git gide gelişen cinayet haberlerini... Utanıyorum, utanıyorum, utanıyorum. Kimse durduramıyor içimde git gide artan bedbaht düşüncelerimi. Etrafımı derin bir sükûnet sarıyor, boğazlarımı sıkıyor. Durduramıyorum... Nefsim ile vicdanım arasında sıkışmış durumdayım. Ne acayip! Sanki bir el, şakaklarımı yokluyor, yokladıkça artıyor korkum. Ben korkuyorum, zaman üstüme geliyor. Sanki her diliminde; kurbanların acısını yaşıyorum içimde... Kesiyorlar her yerimi; gözlerimi kapatıyorum. Susuyorum... Susuyorum... Susuyorum... Sustukça kabarıyor içimdeki heyelan, sustukça git gide daha da sıkılıyor şakaklarım... Güftelerimde, döküyorum içimde tomurcuklanmış nefret hissiyatımı; parçalıyorum kendimi, sesimi duyan birilerine ulaşmak ümidiyle. Ne acayip! Bu aralar yine suskunlardayım...
Yollarım mı ne kapalı? Yoksa ben mi öyle görüyorum? Ya da belki de yol diye bir şey yoktur. Bilemiyorum... Gittiğim istikametin, döndüğüm çarkın, ne olduğunu dahi bilmiyorum. Ne çok bilinmezlikler içindeyim. Kendimi, zaman denen döngüye bırakıyorum. Ah ne büyük hata... Durmadan dönmekte olan bir şeyler var etrafımda. Farkında mıyım? Yoksa değil miyim? Bilemiyorum... Her bilmediğim nokta; yüzüme çarpıyor sanki. Ve bildiğim her şeyi, bilmediklerime kurban ediyorum. Yetmiyor... Daha çok şey istiyor zaman, daha çok ömür gibi, can gibi, nefes gibi bir şey... Yo veremem! Ne kadar dirensem de yıllarımı tırtıklıyor zaman; saçlarım ağarıyor, adımlarımda hafif bir burukluk... Ve göz kapaklarım açılmak nedir bilmiyor... Korkuyorum... Korkuyorum... Korkuyorum... Her insan gibi, bende korkuyorum... Tek farkım; açıkça söyleyebiliyorum. Çünkü ben, bu evrenin gördüğü en korkak insan... Korktukça kamçılanıyor gururum, hicrana uğruyor duygularım... Sanırım korkmaktan zevk alıyorum. Korktukça, sorumluluklarım azalıyor. Biraz da tembelimdir belki de. Ne de olsa yaşamak için yaşamıyorum ben. Yaşatmak... Yaşatmak... Yaşatmak... Ne hoş değil mi?
Bir dolunay yalnızlığına bırakıyorum kendimi, her sesten ürküyorum. İçimde bir telaş, anlatamam... Sizce de fazlasıyla sessiz değil mi geceler? Fazlasıyla durgun değil mi bu çağlayan ırmak? Korkuyorum yalnızlıktan... Korkuyorum... Her şairin hüznü var içimde; yalnızlığı, kederi var... Yalnız ölmek nedir bilir misin çocuk? Titreyen bir vücuda sahip olmak ve ulaşamamak bir bardak suya... İşte o su kadar biçare duruyorum köşede, ulaşılmaza kaçıyorum her defasında. Kaçışlarım, hep yarıda kalıyor çocuk; kaçmayı dahi beceremiyorum. Nefsim izin vermiyor. Her defasında âşık oluyorum yoldan geçen bir muhacir kızına. Ve içtenlikte oturtuyorum kucağıma. Şahlanıyor hülyalarım... Ve ben nefsime; cephe kazmaktan kaçmıyorum... Yalnızlığa sığınıyorum. Çok zor değil mi? Alafranga nefsimi, yalnızlığıma satıyorum.
13.03.2015
BENLİK PSİKOLOJİSİ Yazısına Yorum Yap
"BENLİK PSİKOLOJİSİ" başlıklı yazı ile ilgili düşüncelerinizi ve eleştirilerinizi diğer okuyucular ile paylaşın.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.