- 454 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Bizim Sokağın İz Bırakan İnsanları-5 Kuyumcu Murat amca ve eşi
Bizim Sokağın İz Bırakan İnsanları-5 Kuyumcu Murat amca ve eşi
Bu bölümde biraz daha gerilere gideceğim. Henüz elektriğin, suyun olmadığı zamana. Geceleri gaz lambası kullanıyorduk. Kuyusu olmayanlar Endam hanım teyzenin bahçesindeki tulumbasından sularını tedarik ediyorlardı. Domates, biber, patetes gibi yiyeceklerimizi kendi bahçemizden sağlıyorduk. Evimizin ön tarafında şeftali ağacımız vardı.Asma ağacınıda unutmamalıyım. Her evin bahçesinde bir de kömürlerini koyduğu kömürlüğü vardı. Bu kömürlük aynı zamanda benim için kitaplık görevini yapıyordu. Zira annem sağ olsun evde bulduğu her kitabımı ya sobaya ya da cope atıyordu.
Gelelim yanı başımızdaki komşumuza, Yanı başımızdaki evde Murat amca eşi ve çocukları oturuyordu. Şimdi mahallemizin eski komşularına soracak olursak Murat amca ve eşini kimse hatırlamaz. Bana gore benim çocuk gözümle çok güzel bir kadındı. Ama özelliği güzel olması değildi. Kitap okumayı seviyordu ve benim kafa dengimdi. Daha da önemlisi çok paspal bir kadındı temizlik hak getire. Hani derlerya evi b… götürüyor. Evinde bir tek temiz tabak kalmayıncaya Kadar bulaşık yıkamazdı.Mahallaemizin çocuklarını toplardı evine oyun oynardık.Düşünün mahallenin çocukları artı bir de kendi çocuklarını üzerine ilave et tam bir curcunaydı ama güzel günlerdi. Onlar taşınıp gittikten sonra biz çocuklar çok üzülmüştük. Buna karşılık anne ve babalarımız tam aksine sevinmişlerdi. Çünkü onlar bir aile olarak kötü bir örnekti. Yine yanlış hatırlamıyorsam Murat amcanın mesleği kuyumculuktu. O zaman bizim gözümüzde çok zenginlerdi.
Bizim evin arka tarafında Margurus otomobil fabrikası bulunuyordu.Hatta o zamanlar fabrika haline gelmemiş sadece istasyondu. Arkası bom boş arazi. Bu arazi meyilli idi. Bunları neden anlatıyorum daha sonra anlayacaksınız. Birazda mevsimlerden bahsedeyim. Kışları çok sert geçerdi. Kar yağtığı zaman günlerce değil haftalarca yerden kalkmazdı. Okullar tatil ediliröğretim sık, sık sekteye uğrardı. Yağmur yağdıktan sonar o bomboş arazide büyük gölcükler oluşur, ve ısı düştükçe o gölcükler donardı. Ve biz çocuklara gün doğar hele bir de okullar tatil olmuşsa donan buzun üzerinde sabahtan akşama kadar buz pateni yapardık. Bir tek bakkal amcamız vardı, kışın kapı kapı dolaşıp ekmek dağıtırdı. Kışın karda yağmurda çamurda semtin asayışını sağlayan bekçi amcalardan bahsetmeden geçmek olmaz. Onların gecenin geç vakti çaldığı düdük sesinin verdiği huzur içinde uyumak bam başka bir şeydi. Her evin bahçesini bekleyen bir köpeği vardı. Bizler köpeklerimize evimizin bir ferdi gibi bakardık.
En sonunda uzun uğraşlardan sonra sokağımıza medeniyet geldi. Her evin katkısı ile elektrik direkleri dikildi. Gaz lambaları büyük bir merasimle emekliye ayrıldı. Artık geceleri sokaklarımız aydınlıktı.
Yazın akşamları yemeklerimizi bahçelerimizde ağaçların altında yerdik. Biz çocuklar yemekten kalkar kalkmaz sokağa fırlardık.En çok sklambaç oynamayı severdik.Karanlıkta saklambaç oynamak daha kolay oluyor saklananları bulmak ise oldukça zordu. İkinci favori oyunumuz ya kartopuydu. O zaman oyunumuza sokağın kızları da katıluyordu. Her zaman olduğu gibi erkeklerin gözde oyunu futbol kızların ise ya kartopu idi.
Altmışlı yıllar Bin dokuz yüzlü yıllara damga sını vurmuş önemli yıllardı.Yanlış hatırlamıyorsam Almanya altmışlı yıllarda ikiye bölünmüştü ( 11, 12 Ağustos 1961 ) İki gün iki gecede Utanç duvarı Almanyayı ikiye bölmüştü. Yine 22 Kasım 1963 Cuma günü J.F.Kenndy suikaste kurban gitmişti. Altmışlı yıllar Ülkemizde ihtilal yılları olarak geçmiştir. Yasak kitap ve silah bulmak için evler tek, tek aranmıştır.Aklımda kalanları ise İstanbulda yapılan fırtına-1, fırtına-2 harekatlarıdır. O günlerde sokağa çıkmak yasaklanmış evler tek, tek aranmıştır. Ve yurdumuzda kitapların silahlardan daha tehlikeli olduğu düşünülerek yakıldığı yıllar olmuştur. Daha da önemlisi her akşam dizi film bekler gibi Yassı ada saatinin radyodan yayınlanmasını beklerdik. İşin daha acı tarafı Bir liderin akibetini belirleyecek bebek davası, Kilot davası, kopek davası gibi akla mantığa sığmayacak davalarla Türk halkı uyutuldu.
Ve geldik 17 Eylül 1961 yılına sabaha karşı bütün ihtilallerin sorumlusu olarak gösterilen Adnan Menderes idam edildi.
Bu bölümde sizlere kısaca Altmışlı yıllarda ülkemizin ve dünyanın kısa bir panoramasını çıkardım
İnşallah bundan sonar yine sokağımızın başka bir evine konuk olur ve o evin güzide insanlarını tanıtmak imkanını buluruz. Galiba ben bu arada farkında olmadan haznedar Köşkler sokağının kısa bir tarihinide yazıyorum. Eğer bu yazılarda bir hatımaza raslarsanız lütfen affedin.
18. 04. 2016/ Pazartesi
Tuığrul Ahmet Pekel
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.