- 534 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Digora yolculuk
Bundan önceki yazılarımda belirttiğim gibi kura çekiminden sonra
gerekli hazırlığı tamamlamış kurban bayramını bekliyorum.
Bayramın dördüncü günü kardeşim İbrahim’le kara trenle
Ankara garından sabah saat on civarı yolculuk başladı.
Yolcusuydu yolcuların torba, çuval, sepet eşyalarıyla dolu olan
trenimiz boşala, boşala Yerköy’ün oralarda bize kaldı gibi
İbo canın şakalarıyla keyifli bir yolculuk sürerken;
" bak abi, devlet hususi sana bir tren tahsis etmiş" nüktesiyle
güldük, gülüştük. Esprisi yerindeydi. Kara yolu taşımacılığı
öne geçmişti. Neyse! Böyle güle eğlene devam ederken akşam
saatlerinde bizim oralardayız. Çetinkaya’da hat ikiye ayrılıyor,
Malatya ve Erzurum. Bizimki Erzurum cihetine yöneldi.
Divriği’ye doğru, çatlı suyu boyunca köprülerden, tünellerden
geçerek karanlığı yararak kıvrıla, kıvrıla akıyor kara kartalımız.
sık sık sirenini çalmayı da ihmal etmiyor. Yine ibo,
" bak bizim selamımızı, geçişimizi duyuruyor çevremize!
güzel benzetmeyle güldürmüştü.
Evet oralar tanık, bildik yerlerdi. yıllarca trenlere inme binme
duraklarımızdı. Her biriyle acılı, tatlılı o kadar çok anılarımız
vardı ki, anlatmaya, yazmaya başlasak saatler değil günler
yetmez. Bu hat 1930 sonlarında açılmış. Bir derin vadi
olduğundan tünel üstüne tünel, köprü üstüne köprü.
Sert kayalarla dağların direnmesi ve eldekiler kazma kürek.
Ankara’ya durum iletilmiş, güzergahın değişmesi önerilmiş.
İsmet Paşa orada da sert, inatçı mizaç ve karlılığın göstermiş.
" Her işçi güde bir somunluk yer açabiliyorsa, devam " talimatını
vermiş. Bunları konuşa, konuşa Avşar, Güneş duraklarını da
anlata, anlata geçiyoruz. Gece yarısı ilçemiz olan Divriği’deyiz.
Divriği deyince, Mengücek beylerinde Ahmet şah devrinde yapılan
tarihi cami ve şifahanesi aklı gelir. Yapım tarihi belli olmayan
tarihi kalesi. Her ikisiyle ilgili dilden dile söylene gelen efsanevi
olayları o bildiğini, duyduğunu bana, ben ona anlata anlata sabaha
karşı uyuya kalmışız. Uyandığımızda Erzincan’daydık. Güneş hayli
yükselmişti. İnip elimizi yüzümüzü yıkadık, yola devam.
Uzatmayayım, uzatıp okuyacak olanı sıkmayayım. Zaten, tatsız
tuzsuz yavan bir anlatım.
İşte Aşkale’yi geçiyoruz, işte Erzurum. işte Hasankale, Sarıkamış,
Selim öğlen ezanları okunuyor, demek ki 26 saat olmuştu ve
son durak Kars. Hepsi ilk kez gördüğümüz yerler..
Daha Digor var!. Sorduk . Dolmuş durakları gara yakınmış.
Vardık, bindik bir saat sonra son hedef Digor’dayız...
İkindi ezanları okunuyordu... Adliyeye vardık. kendimizi tanıttık
Kayda geçtik. artık hakim idik, dün, az önce bugün Mustafa iken
şimdi artık hakim bey idim. Darısı nine gençlere...
Eski notlardan, kısaltılarak.
Devam edecek, asıl merek edilen bundan sonraki
bölümler, mesleki ve sosyal yaşam olsa gerek Mustafa ( muster
Mustafa (muster )
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.