- 669 Okunma
- 1 Yorum
- 1 Beğeni
OKUR MUSUNUZ?
OKUR MUSUNUZ?
İnsanlık ne kadar kendini tanımakla oluyorsa da, kendini tanımanın yolu okumaktan geçiyor. Okuduklarınız kendinizi tanımanıza faydası olmuyorsa, bir kere daha ne okuduğunuza bakmalısın.
Dünyanın içerisinde bulunduğu akım okumayı değil seyretmeyi ön plana çıkarmıştır. Bu seyirlik olaylar o kadar artmıştır ki neredeyse karnımızı bile seyrederek doyurmaya başlayacağız.
Allah’ın yarattığı nimetleri bir seyirlik haline getiren bu lezzet düşmanlarına, ne kadar laf söylesem azdır. Gözümüz aklımızın alacağı hazzın önüne geçmiştir.
Günümüzde okumak ve yazmak beceriksiz, zevksiz ve hareketsiz kişilerin işiymiş gibi gösterilmektedir. Teknolojik ürünleri ön plana çıkaran kapitalizm, insanlığı yok edip gidecektir.
Bütün programlar temaşa sanatı üzerine kurulunca kitaplar raflarında toz tutmaya başladı.
Okumanın gerekliliğini savunan bizler, körler ülkesindeki gören insan gibi kaldık. Körler ülkesinde görmenin hastalık olduğunu bile bile görmeye ve okumanın mutluluğunu anlatmaya çalışacağız.
Sabah akşam bizi esir alan televizyon programlarında kitap reklamlarını hiç şahit oluyor musunuz?
O televizyon programlarında okuyan insanları görüyor musunuz?
Okudukları kitaplar üzerine fikir teatisinde bulunanları izliyor musunuz?
İzleyemezsiniz. O kadar reyting mücadelesini kitapla mı kazanacaklar? O kadar parayla kim reklam verebilecek?
Bunun yanında televizyonlarımızda ne giysem, ne yesem, hangi sporu yapsam, hangi kızı seçsem diye programlar insanların beğenisine sunulurken hiç hangi kitabı okusam diye bir program görebiliyor musunuz?
Suç sadece yapımcılarda değil biliyorum. Bu, arz talep meselesidir.
Gece gündüz seyrettiğimiz adadan kimin gönderileceğini çocukların bile merak ettiği, beğendiği kişinin gönderilişini beşikteki çocukların ağlayarak tepki gösterdiği programda her gün bir saat kitap okuma saati olsa, her gün oraya getirilen on değişik kitabın içerisinden birer kitap seçseler olmaz mı?
Seçtikleri kitabı bir saat içinde okudukları kadar, beğendikleri veya beğenmedikleri yönlerini tartışsalar kitap okuma ve satın alma oranı artmaz mı?
Ne kadar oraya büyük kartellerin elindeki kitaplar ulaşacak olsa da insanlar okumaya başladıktan sonra okuma zevkini devam ettirmezler mi?
Okumaya değer vermeyen bir toplumda okumanın yan sanayileri de gelişmiyor. Yazar, kitap basan matbaa, kitap satan kitapçı ve kütüphanelerimiz insanlarımız tarafından ilgisiz bırakılıyor.
Bakınız şimdiye kadar yazdığım altı kitabı gerekli resmi ve özel kurumlara götürmeye çalıştım. En azından nezaketlerinden dolayı ilgi ile karşılanıyorum. Fakat hiçbir gidişimde geçmiş kitaplarım hakkında sohbet edemiyoruz.
Neden?
Okumuyoruz da ondan.
Daha Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Özlem Çerçioğlu’ndan randevu bile alamadım. Telefonla en yüksek makamdaki sekreterine kadar ulaşıyorum. Verilen cevap hep aynı:
-Biz size döneriz.
İyi ki aş, iş istemiyorum. Allah ihtiyacı olanların yardımcısı olsun.
Peki, neden böyle oluyor?
Çünkü bir yazar, milletin dikkatini çekmeyecek. Reklam olarak geriye dönmeyecektir, belki.
Yine de köşemden bir kere daha sesleniyorum:
-Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Özlem Çerçioğlu’ndan randevu istiyorum!
Okuyan, sorgulayan, öğrenme merakı olan toplumlar yazarların peşinden koşar, bizde ise yazarlar toplumların peşinden koşuyor.
Muhabbetle!
13.04.2016
Osman GİRGİN
[email protected]
osmanlıhaber.com
YORUMLAR
Evet maalesef kafası esenin kitap çıkardığı,
Eline kalem alarak bir kaç şey karalayan insanların "yazarım" diye gezindiği bir mecradayız hocam.
Okumayan insanlarımızın bir kabahati de yazarım diyenleri boş yere pohpohlamasıdır. Egosuna yenilen yeni nesil -embesil- yazarlarımız kendilerini yetiştirmemekle beraber bir de üstünlük taslayarak ahkam keserler.
Bunlara şahit oldukça aslolan yazarlarımız asla hak ettiği saygıyı görmeyecektir. Yazmak eylemi artık ticariye döküldü. Size ticaret muamelesi yapıyorlar.
Dilerim her şey gönlünüzce olsun. Benim tavsiyem fazla heba etmeyin kendinizi hocam. Su akar yolunu bulur elbet.
boşa yaşamışım
MUHABBETLE!..
boşa yaşamışım
MUHABBETLE!..