- 1175 Okunma
- 6 Yorum
- 2 Beğeni
ONLARDAN SADECE İKİSİ ( VATAN EMİN ELLERDE MERAK ETMEYİN)
Öğretmen olmanın güzelliklerinden biridir çok fazla insanın hayatına yön veren faktörlerden biri olmak. Bir taraftan göreviniz icabı ülkenin farklı coğrafyalarında farklı insanları ve kültürleri tanırken diğer taraftan o coğrafyalarda iyi bir insan, vatana ve millete faydalı bir vatandaş olarak yetiştirilmek üzere size emanet edilen kimisi henüz ağzı süt kokan, kimisi ise çocukluktan ergenliğe geçişte olan bir sürü insanı şekillendirmek hem zordur hem de bir o kadar zevkli ve gurur vericidir.
Burada elbette ki birinci derecede gurur payı ilkokul öğretmenlerine aittir. Ben bir branş öğretmeni olarak ilk okul öğretmenlerinin bu haklı gurur paylarını onlara teslim ettikten sonra ana konuma başlayayım.
İlk okul öğretmenlerinden sonra ikinci sırayı biz branş öğretmenleri alırız. Yani şöyle ifade edebiliriz bu durumu. İlk okul öğretmeni unu alır, onu hamur yapar. Hamuru fırına sürmek ama yakmak ya da pişmeden fırından çıkarmak veyahut da yenebilecek güzel ekmek yapmak artık bizim marifetimize, bilgi, beceri ve tecrübelerimize kalmıştır.
Evet..Ana konudan biraz uzaklaştım.
Ana konum: İşte bizim ellerimize emanet edilmiş olan bu vatan evlatları daha sonra nasıl şekil alırlar?
Bunu izah etmek hayli güç. O halde sadece iki vatan evladından bahsederek anlatmaya çalışayım.
Hep Manavgat, Batman, Kocaeli, Afyon-Sandıklı dedim, bu sefer de Son görev yerim olan Muğla- Fethiye diyeyim.
Fethiye dedim ama parmaklarım nasıl yazar bundan sonrasını bilemiyorum. Çünkü daha dün Fethiye bir şehit daha verdi.
25 Yaşında olan Uzman Erbaş Burak Cantürk Diyarbakır’ın Hani ilçesinde teröristler tarafından İlçe Jandarma Komutanlığı’na bomba yüklü tankerle yapılan saldırıda şehit düştü.( Resim 1)
Aslında Giresun ili Espiye İlçesi Kaşdibi köyündendi Burak Cantürk. Fakat 2003 yılında ailesi ile birlikte Fethiye’ye gelmişler ve Karaçulha mahallesine yerleşmişlerdi.
Askere gidene kadar elektrikçilik yaptı Burak. Askere gidince de tezkere bırakarak Uzman erbaş oldu.
Yok yok..Burak Cantürk’ü tanımıyordum. Yani konuya öğrencilerim diye başladım diye onu öğrencilerimden biri sanmayın.
Allah mekanını cennet eylesin. Burak’ı tanımazdım, hakkındaki bilgileri de internetten aldım.
Peki ülkemiz son zamanlarda yüzlerce şehit verirken Burak Cantürk Fethiye’nin verdiği bir şehit olduğu için mi daha dikkatimi çekti? Hem evet hem hayır.
Evet..Çünkü benim çocuklarım anne tarafından Fethiyelidir ve ‘’ Memleketiniz nere?’’ Diye soranlara ‘’ Fethiyeliyiz’’ Derler. Baba memleketi olan Kars’ı söylemezler. Ben de ‘’Kars da bizim, Fethiye de’’ Diyerek ses çıkarmam. Ama tek sebep bu değil. Burak aynı zamanda benim çok iyi tanıdığım birinin, bir başka uzman çavuş olan Fatih Dilbaz’ın arkadaşı.
Peki Fatih Dilbaz benim öğrencim mi? Evet.
Fatih Dilbaz’ı Öğretmenlik hayatımın son iki senesini geçirdiğim Fethiye- Çiftlik Ali Rıza Köse İlköğretim okulunda tanıdım. Ayrıca Fatih benim komşumun çocuğuydu. Neredeyse her gün okula giderken, gelirken, öğle yemeği için evlerimize gittiğimizde filan yanyana yürürdük Fatih’le. Çocukken de Resim 2 de olduğu gibi oldukça yakışıklı, çok çok sevimli ama aynı zamanda yaşının çok üzerinde efendi, olgun bir çocuktu. Tüm öğrencilerim gibi Fatih’i de çok severdim. Hele de o yeşil gözleri yok mu, içimden ‘’ Çok kızın canını yakacak bu yeşil gözler’’ Derdim. Çok çok güzel bir çocuktu.
Fatih aynı zamanda sevgi dolu bir çocuktu.Aslan gibi bir delikanlı olmuş ama o özelliği hiç değişmemiş. Resim 3 de görüldüğü gibi üzerindeki üniforma bile onun o çocuk ruhunu gizlememiş. Minicik bir tavşan yavrusunu nasıl sevdiğini görüyorsunuz. O tavşan yavrusunu nerede seviyor biliyor musunuz? Hakkari- Yüksekova’da...Hem de hangi cümlelerle seviyor biliyor musunuz? ‘’ Amanın minnoşşş muuah/Ağzını burnunu yerim yaaa’’ Diyerek.
İşte bu aslan parçası Resim 4 te bakıyorsunuz ‘’ Bu bayrak dalgalandıkça bu ülke hep var olacaktır.’’ Diyor ( En sağdaki)
Vatanının her şeyini seviyor ama çok haklı sitemleri de yok değil. Şöyle diyor:
Annem bana ‘’Varoş’’ dermiş, babam ‘’Delikanlı çocuk...’’ Ama ‘’Berduş’’ demiş birileri. Memleketin kaymağını yerken ‘’Ülkem yaşamalı’’ demiş.
Berduşum, onlar memleketi bir çek karnesi gibi görürken ben dere tepe dolaşıp gönül’lere sevgi suyu taşımışım ve aşığım. Bileğimde kavgam var, yüreğimde sevdam sen... Ölümüne şeref nöbeti beklemişim. Bir Allah’a başımı eğmişim bir seni çok sevmişim. Bu sevda benim bu kavga benim. Bunu bilmişim bunu söylemişim..’’
İşte böylesine de aşıktır Fatih. Sevdası da ikidir: Biri vatan ötekini anlarsınız artık. Hepiniz genç olmadınız mı? ( Resim 5 )
İşte bu gün gördüm Fatih’in sayfasında Burak’ın şehadet haberini. Şöyle demiş Fatih:
‘’ Kardeşim, meslektaşım ! Mekanın cennet olsun Yattığın yerde rahat uyu kanın yerde kalmayacak ben Yüksekovadayım her gün burda leş alıyoruz Allah ailene dostlarına akrabalarına seni tanıyan herkese bizlere sabır versin ruhun şad olsun şehidim..!
Burak CANTÜRK — Dag Ve Komando Tugayi Yuksekova Hakkari’de darmadağın hissediyor’’
Madem ki ‘’Sadece ikisi’’ Dedim o halde diğer öğrencime geçeyim.
Yasemin Özsoy: O da binlerce öğrencimden biri. O da Fethiye’den... Fatihle aynı okuldan yani. Aynı dönemin öğrencileri.
Ben tanıdığım yıllarda Yasemin Sivri idi adı. Eeee haliyle bu kadar güzel biri olunca insanı Sivri olarak bırakmıyorlar. ))))
Yıllar sonra Yasemin’in önce öğretmen olduğunu öğrendim. Bir meslektaş daha kazandım diye çok sevinmiştim.
Evet...Yasemin de bir öğretmendi ama işin doğrusu merak etmemiştim branşı nedir diye. Meslektaşım olması bana yetiyordu ve çok iyi bir öğretmen olacağından da emindim.
Çok kısa bir süre sonra gördüm ki evet Yasemin bir öğretmendi ama çok farklı bir öğretmendi. Özel bir öğretmendi. Çünkü onun öğrencileri özel öğrencilerdi.
Resimlerden de anlayacağınız gibi Yasemin özel eğitime ihtiyacı olan özel çocukların özel ve güzel öğretmeniydi.
Onun down sendromlu bir çocukla çekilmiş şu resmini ( Resim 6 ) Gördüğümde ‘’Ya Rabbim bana öğretmen olmayı ve böyle güzel insanlar yetiştirmeyi nasip eylediğin için sana sonsuz şükürler’’ Diye dua etmiştim ve halen ediyorum.
Kendi zihinsel özürlü çocuğumdan biliyorum ki Yasemin’in yaptığı oldukça zor ve yorucu bir iş. Para kazanmak için yapılacak bir iş asla değil. Sadece ve sadece sevgi ile yapılacak bir iş.
Sevmek...İşte sanırım sihirli sözcük bu.
Hele hele de vatanı sevmek. Öyle klavye başında yazıp çizmekle olmuyor.
Fatih gibi gidip Yüksekova’nın dağlarına dikeceksin Türk bayrağını. Minicik bir tavşana karşı kalbin merhamet hisleriyle dolu olarak ‘’ Yerim seni yaaa’’ Diyecek ama yurdunu bölmeye çalışan hainlere karşı amansız olacaksın ‘’ Her şeyi affedin ama vatana ihanet edeni asla ‘’ Diyen Hz. Ali gibi.
Yasemin gibi sarılacaksın bir down sendromlu çocuğa kendi evladın ya da kardeşinmiş gibi. Ama daha daha da önemlisi o çocuk da sana sarılacak.
İşte o yüzden diyorum ki : ’Memleket emin ellerde. Merak etmeyin.’
Ben sadece ikisini yazdım.Bu memlekette daha nice Fatihler, nice Yaseminler var.
Nice nice Fatihleri, Yaseminleri yetiştiren, daha nice ellerimizle yetiştirdiğimiz öğretmenler var.
Nice bu vatan için gözünü kırpmadan kara toprağa girmeyi göze almış Buraklar var.
Onlar var olduğu müddetçe hiç kimse korkmasın, telaşa kapılmasın. Memlekette hain de var elbette ama her şeye rağmen inanın, memleket emin ellerde.
YORUMLAR
Acıklı hikayeler bunlar.Ama dile getirmek gerek.Yine güzel konulara temas etmişisin.
Kutlarım Sami Bey.Ben de hem ilk okulda,hem orta okulda,hem de lise de görev yaptım.
Yani her dalda çalıştım.Yurt dışında görev yaptım.Şuna inandım ki,iyi bir öğretmen
hem çocuğu,hem aileyi hem de bu vatanı kurtarır!Selamlarımla..
sami biberoğulları
Selam ve sevgilerimle.
Okurken gözyaşlarıma hakim olamadım Sami Hocam.
Öyle de güzel özetlemişsiniz ki...
sami biberoğulları
Selam ve sevgilerimle.
Hocam Bütün şehitlerimize ALLAHTAN rahmet acılı ailelerine başsağlığı diliyorum Her haber dinelyeceğim zaman inşallah bu gün şehit yoktur diye içimden dua ediyorum ancak ne yazıki o acı haberler duymak istemesemde mecburen duyuyorum Dilerim ki bu hainlerin sonu tez zamanda gelir Vtan millet rahata kavuşur saygılarımla
sami biberoğulları
Selam ve sevgilerimle.
Aynen katılıyorum Sami hocam kim ne derse desin Atatürk'ün dediği gibi:
TÜRKİYE CUMHURİYETİ İLELEBET PAYİDAR KALACAKTIR,
Allah'ın buyurduğu gibi:
İSLAM ve KURAN KIYAMETE KADAR HİMAYEMİZ ALTINDADIR.
Şimdi her salkımda çürük üzümler olacağı gibi,vatan hainleride çıkacaktır diyor ve seni kutluyorum hocam.
RAHAT OLALIM SIKINTI YOK..............selam ve duayla kal......
sami biberoğulları
Selam ve sevgilerimle.