- 1490 Okunma
- 10 Yorum
- 1 Beğeni
Bir Kardeşime Mektup
Sevgili kardeşim, dün aldığım mektubun üzerine çok düşündüm, kendimi sorguladım yeniden. “Başkaları yüzünden kendini suçlama abla” demişsin. İyi niyetine teşekkür ederken şunu da açıkça belirtmek isterim ki; kendimi suçluyorum ama başkaları yüzünden değil. Sebep sadece kendi mizacımla ilgilidir. Nasıl anlatabilirim bilmiyorum ama denemeye değer sanırım.
Çocukken babam sürekli kimseye güvenmemizi söylerdi ve daha birçok şey... Belki isyankâr bir mizaca sahip olduğumdan o ne dediyse aklımın yettiğince, duygularım elverdiğince bazı ahlaki kuralları saf dışı etmeden tam tersini uygulamaya çalıştım. Zira çok sert, güvensiz, kıskanç bir insandı. Belki de o sebepten mutlu değildi. Her şeyi anlatmazdı bize, muhtemel ki yaşadığı deneyimler sonucu o şekilde nasihat ediyordu.
Evet, kendimi suçluyorum, insanlara güvendiğim için, niyetlerinden şüpheye düşmediğim için, kin tutmadığım için, her şeye rağmen dostça davrandığım, yardımcı olmaya çalıştığım için. Mutlaka onlar bu davranışlarımı zayıflık, tutarsızlık, korkaklık olarak değerlendirebilir. Çünkü insan insanın aynasıdır. Karşısındakine baktığında kendisini görür sadece. Lalezarda nazım deren, kötülük görmemiş, dünyayı tanıyamamış bir çocuk gibiyim, bu yaşıma rağmen. Belki de çocukluğumu yaşayamamış olduğumdan, bir köşede saklamışım, şimdi ortaya çıkmış. Ben memnunum içimdeki çocukla yaşamaktan. Hani çocuklar canları yandığında bir süre ağlar, bazen bağırır bir başkasının verdiği şekerle aniden susar ya, aynen o çocuk içimde benim de. Bir bakış, bir söz bütün öfkemi, acımı dindiriyor, yine aynı şekilde devam ediyorum.
Sizleri tanımadan önce de böyleydim daha sonra da böyle olmaya devam edeceğim sanırım. Kırmızı bir akide şekeriyle bütün fırtınaları dinmiş dalgalı bir denizim.
Bazen üzüntülü zamanlar yaşadığım anlarda kısa da olsa kullanıldığımı, belirli bir yer edinmek için bana yaklaştıklarını düşünüyor, kızıyor sonra da hiçbir şey olmamış gibi davranmaya devam ediyorum. Bazıları inanmasa da, hatta alaylı yorumlar yapsa da “ Affederim “ adlı şiirimde gerçekten kendimi anlattım.
Şimdi ne yapacağımı bilmiyorum gelip geçen üzüntülerimi temel alarak çocuklarıma torunlarıma kimseye güvenmemelerini mi, yoksa siz iyi olun zaman zaman canınız yansa da ebedi dünyada hakkınızı alırsınız mı diyeyim.
Ama kızıma ve kız torunlarıma verdiğim tek nasihat asla bir şairle evlenmeyin oluyor.
İşlerinde başarılar ve kolaylıklar diliyorum kardeşim, baki selamla.
Afet Kırat
YORUMLAR
Yaşamın ve insanların bir çok yüzüyle karşılaşıyoruz maalesef ki. Yine de çocuk yanlarımıza borçluyuz her yıkılışımız da doğrulmayı ve her düştüğümüzde kalkmayı, çünkü yeniden güven duymak bağlanmak istiyoruz hayata, eğrisi doğrusuyla seviyoruz dostlarımızı.. Çok şey buldum kendimden yazınızda, tebrik ederim ellerin dert görmesin ablacığım sevgilerimle..
bence insan olmaktan sonrasına denk geliyor sanatçı olmak... gerçekten şair olmak da
yani duyarsız, kıran, ego tatmini peşinde olan, kendi çıkarlarını ön planda tutan zaten şairlik vasfına sahip değildir. iki güzel söz yazmakla da kimse şair olmaz.
edebiyatla ilgilenen insanların, duyarlı, adaletli, dünyadaki ve içinde bulunduğu toplumdaki eğreti duran her şeyin farkındalığıyla okuyucuya bunu sunması aydınlatması vs. gerekir.
ikili ilişkilerinde de kendine yakışır hassasiyetle hareket etmelidir. yani çıkarlarını ön planda tutup bir başkasını incitmeyi göze alacak kadar gözü dönmüş kişilere şair demek onlara iltifat gibi geldi.
ben onlara şizofren hastalıklı kişilikler diyiyorum.
kim ne yaparsa kendine yapar, kaybetmeye mahkumdur insanı değerleri hiçe sayan.
samimi ve kırgın...
Bana göre Ümit Yaşar'ın en güzel şiirlerinden biridir " Dost Bildiklerim ".
DOST BİLDİKLERİM
Sanırdım gündüzdü onlarla gecem
İçimde ümitti dost bildiklerim.
Ne zaman yıkılıp yere düştüysem
Bırakıp da gitti dost bildiklerim.
Hepsi varken baharımda, yazımda;
Kışın bir burukluk kaldı ağzımda,
Seneler senesi oysa gözümde
Cihana eşitti dost bildiklerim.
Nerede o sözlere kandığım günler?
Her gülen yüzü dost sandığım günler;
Acıdan kahrolup yandığım günler
Ta canıma yetti dost bildiklerim.
Meydana çıkalı asıl çehreler
Aydınlanmaz oldu artık geceler
Yalanlar tükendi, indi maskeler
Birer birer bitti dost bildiklerim.
Korkar oldum bana "dostum" diyenden
Yoksa yok olandan,varsa yiyenden
Ne onlardan eser kaldı ne benden
Beni benden etti dost bildiklerim.
Hatırlattığınız için teşekkürler Afet Hanım. Gönül Akkor da güzel yorumlamıştı ama Zeki Müren'i tek geçerim şahsen;
https://www.youtube.com/watch?v=1wdoByVlGvw&nohtml5=False
.
Afet İnce Kırat
Yanılmak bizlere mahsus ablam.Kim vardır ki böylesi bir konudan muzdarip kalmayan. Maalesef zaman zaman böylesi, insanlara olan güvenimizi sarsan kişilerle de karşılaşabiliyoruz. Önemli olan bence bundan sonra ki tercihlerimizdeki kıstaslarımızı gözden geçirmek, iyi bir tahlil ve mukayesede bulunabilmek. İnsan fıtratı gereği iyidir. Ben de buna inanırım. Ne var ki, dediğim gibi onlar yanılabilir, hata yapabilir. Bağışlanmayacaklarsa bile uzak kalarak, mesafe koyarak araya bu durumdan sıyrılınabilir. Olmaz demiyorum. Yine olacaktır. Değil mi ki toplum içinde yaşıyoruz. Mutlaka, egosu olan, kıskançlığı olan, yanlış anlayan, yanlış anlamak isteyen kişiler yine olacaktır. Olsun. Ne yapalım .Öyleleri de olacak ki iyilerin, farklılıkları belli olsun değil mi ? Mevlam isteseydi herkesi aynı karakterde yaratamaz mıydı ? Aynı düzende, aynı fikirde, aynı düşünce de pek ala yaratabilirdi. Vardır bunda da bir hikmet diyelim. Vardır bir sebebi elbet. Tevekkülle ve sabırla baktığımızda bütün olaylara ve olanlara inan bana zerre kadar canını sıkmaya değmeyeceğini anlıyorsun.
Ne oluyor bir kişi kaybediyorsun. O da seni kaybediyor. Üzücü bir durum. İnsanların neyi paylaşamadıklarını anlayamıyorum. Sen ki yıllardır hep böylesi insanlarla mücadele vermiş birisin. Seni böylesi ufak tefek şeylerin yıpratmasına izin verme lütfen. Güzel yüreğini üzme. Herkes layığını bulur bir şekilde. Ama bugün ama yarın. Mutlaka bulur.
Bu arada nasihatın ablam, hayatını şiire ve edebiyata bağlamış birinin üstelik şair olan birinin direkt şairleri hedef göstermesi şaşırtıcı olmuş gerçekten. Herkes kötü değildir be ablam. Değil. Her meslek grubunun, her sanatı temsil edenlerin kendine göre iyisi kötüsü vardır. Mevlam evlatların ve torunların için ne hayırlısıysa onu versin . Hiçç takma . Çoook öpüyorum hecenin ecesi. Mutlu pazarlar dilerim.
Selam ve sevgiyle.
Afet İnce Kırat
bazı şeyleri yaşamın diğer yüzü kabul etmek lazım her ortamda her yerde dengeye yakın durmalı olumsuzlukları dert etmeyeceksin yoksa kendini hep üzersin genelde yaşamın kendisi tutarsızlıkla dolu değil mi bunca çelişkiler yumağını çözmeye yetkin kılınmamış mıyız diyeceğim o ki kime selam vereceğini iyi seçeceksin huzurlu sağlıklı bir yaşam dileğiyle
Nasihat biraz sert olmuş kartanem. Hepimizin çocukluğunda bastırılmış duyguları var . Belirli yaşa gelince ortaya çıkıyor. Çünkü her aldığımız darbe bizi bir yaş daha ileriye taşıyor .İyi köyü ne varsa hepsi olgunlaşıyor zihnimizde. İlk darbede bu su yüzüne çıkıyor . Ama fıtratımızda kötülük yapmama ağır basıyorsa biz o hal ve hareketlerimizi terk edemiyoruz. Yine özü
müze dönüyoruz affedici oluyoruz...''yaratılanı sevmişiz, yaratandan ötürü ''Özellikle genlerimizdeki taşıyıcılık bizleri çıkmaza sokuyor ...Yaşam boyu (+) (-) zıtlıklar olmak zorunda yoksa nasıl pişeriz. İmtihan dünyası..hiç ateşe girip de yanmadan çıkan gördün mü kartanem .Hayatımızda iyi de olacak kötü de ki, imtihanın anlamı olsun. Allah iyilerle karşılaştırsın bizleri üzülme çektiklerimizi ,çektirenin hürmetine çekiyoruz ...bir vakte kadar
sevgim saygım güzel yüreğine