Alışmak istemiyorum..
Alışıyoruz.
Küçük cinâyetlerle başlıyor. Bir papatya koparılıyor kökünden, bir böcek eziliyor koca ayaklarla, bir kuş düşürülüyor dalından sapanla.
Sabırın karnı tekmeleniyor, insâfa diz çöktürüyorlar, hoşgörüyle dalga geçiyorlar, merhametin ise gördüğü işkence kalmıyor.
Sonra sadâkat öldürülüyor vefâsızlıkla.
Şükür nankörlükle.
İyilik bencillikle.
Ya insanlık?
Tam alnının çatısından vuruluyor.
Dünya ölmüş insanlığın yasını daha tutamadan dönüp dönüp tekrar öldürüyor. Bir cesede işkence yapar gibi, müebbet bir kabir azâbı bu yaşadıklarımız. Nefes alırken boğuluyoruz kendi kanımızda...
Nasıl bir kimlik bunalımıysa bu, ait olayım, en çok ’ben’ ait olayım diyene dek ömürler bitiriliyor, ömür bitiyor...
Artık yeter, artık yeter diye deli deli sayıklamaktan bıktım. Bâzen bu küçük kafa tasıma sığamıyor yaşananlar. Gece yarısı terlik pijama sokağa koşup ellerimi ağzıma götürerek: heeeeey insanlaaaaar! Neredesin ey insanlık! diye avaz avaz bağırmak geliyor içimden. Boş sokaklarda sesim yankılanacak ve yine beni benden başkası duymayacak biliyorum.
Sorsan herkes iyi. Herkes yürekli.
Başımıza bir şey gelmediği sürece, olanlar hep "oralarda bir yerlerde" yaşandığı sürece çok iyiyiz çok.
Az sevip, çok sevilmenin, az verip çok almanın, farkında olup farkında değilmiş gibi, çok mutlu az suçlu hissetmenin telâşında biz insanlar..
İçinizdeki aynaya en son ne zaman baktınız?
Birileri daha ölüyor. Kinden ölüyor, açlıktan ölüyor. İnsanların vurdumduymazlıkları üstüne bir kurşun daha sıkıyor. İzliyoruz, dumanı tüten çorbalar yudumlarken cık-cıklamak yetiyormuş gibi bir kaşık daha alarak öylece izliyoruz. Kuştüyü yastıklarımıza başımızı koyarken taşlaşmış kalplerimizi biraz daha derin uyutuyoruz.
Alışıyoruz.
Koca popolarımızın üstünde en yeni telefonlarımızla bir parmak işaretiyle ölülerden magazin haberlerine geçerken biraz daha alışıyoruz. Cinayet mi? Eski haber...
Yarın sabah acaba hangi dehşete uyanacağız diye kalbimiz sıkışmıyor eskisi gibi. Sanırım sonunda umudu da tükettik. "Hayat devam ediyor" cümlesi çoğumuzun filminde ana-fikir ne de olsa. Böyle devam edecekse hiç etmesin, ben alışmak istemiyorum..
✒T.Y.
YORUMLAR
Alışmayı alışkanlık haline getirdiğimiz için insanlık çöküş dönemine geçti.Adam sendecilik vurdum duymazlık, bana dokunmayan yılan bin yaşasın dan yola çıkarak yola devam edenler unutmamalıdır ki o yılan bir gün sizi de sokacaktır...
Tebrik ederim boşları doldurmaya yetecek kadar dolu güzel bir paylaşımdı...
Apsara
gerçek acıdır biber de..
yakmaz içimizi
yalanların ateşli dili kadar...
ölmesin umut kısa çöp uzun çöpten hakkını alana kadar...
edebiyat defterine düşen gerçek kelimelerinizi içtenlikle kutlarım saygı ile...