- 1230 Okunma
- 4 Yorum
- 2 Beğeni
Herkesin Bir Hikayesi Vardır
Tezek kokulu köyümün gecekondusunda gaz lambasıyla geçen uzun geceler.
Okul zamanı gelince birinci sınıfa başlar Ela.
Fakirlik diz boyu, ailesi çocuklarını okutmak için tarlada çapaya gündeliğe gidiyor.
Ela; ailenin 4 ncü çocuğudur. Gündüzleri okul çıkışı ortanca abisiyle meraya hayvanları otlatmaya götürürlerdi arkadaşı da yoktu fazla.
Abisinin peşinden ayrılmazdı çok düşkündü abisine her şeyiydi.
Babası, annesi İstanbul’a taşınmaya karar vermişlerdi.
Ela yarıyıl tatilinde ayrılır köyünden ve arkadaşlarından.
İstanbul’da yeni okula başlar ve yeni arkadaşları olur. Alışması biraz zor olur ama zamanla alışıyor insan. İlkokulu bitirir ve işe başlar 12 yaşındadır.
Dokumacı tahar* ustası olur. Bu işe iki sene devam eder işine annesiyle beraber gidip gelirler.
Bu arada ablası evlenir kısa zaman sonra çocuğu olur.
Ela ablasına gidip gelmektedir. Ablasının karşı apartmanındaki komşunun oğlu devamlı ablasının evine bakar dururmuş.
Bir gün merak eder camdan bakar, göz göze gelirler, o an sanki her şey durmuş ilk görüşte aşk bu mudur ki kalbi küt küt atmaya başlamış. Ablasına her geldiğinde cama çıkar onu görebilmek için.
Delikanlı artık Ela’yı istemeye karar verir anne ve babasına söyler.
Konuşulup bir karar verilir kız tarafına haber salınır görücü geleceğiz diye.
Bir akşam istemeye gelirler. Ama Ela henüz 14 yaşındadır. Baba ve anne yaşı küçük diye karşı çıkarlar.
Ela anne ve babasına onu çok sevdiğini söyler. Aile ne kadar karşı çıksa da sevginin önüne geçilmiyor söz kesilir.
Güzel günler uzun sürmez nişanlı iken, Mert Elayı kıskançlığından sık sık dövmekte şiddet uygulamaktadır.
Ela, daha fazla dayanamaz sevgi nefrete dönüşmüştür.
Kısa bir zaman sonra nişanı atar ailesine anlatır Mert’in yaptıklarını anne ve babası da duyunca yüzüğü atarlar.
Nişan atılsa da Mert rahat bırakmaz Elayı hep peşindedir.
Mert bir plan yapar kendince ve Elayı kaçırmaya karar verir ve babasıyla annesini Elalara gönderir.
Bitmesinin en mantıklı olduğunu düşünürler ve yüzüğü atarlar ama bundan sonra olaylar gelişmeye başlar.
Mert nişanı attı diye intikam almak ister Ela’dan.
Plan yapar Elanın babasına derki “yemeğe çıkılsın olur veya olmaz orada karar verilsin” der.
Ve o gün gelip çatar iki aile müzikli bir yere giderler yemek ve konuşmak için bu ara orada cin tonik verilir Elaya!
Mert, sarhoş olup olmadığını anlamak için dansa kaldırır Elayı.
Yemeğin sonunda büyüklere “siz öndeki arabaya binin biz arkadan sizi takip edelim” der. Aile büyükleri önde ki arabaya binerler.
Mert’in planladığı gibi Ela sarhoş olmuştur. Arabaya bindirdikleri gibi
Çorum’a kaçırırlar. Ela gözünü açtığında iş işten çoktan geçmiştir evinden ailesinden çok uzaktadır artık. Çırpınır kuş misali ama ne çare ki sesini duyuramaz on beş gün çorumda kalırlar…
Çorumda 15 gün kaldıktan sonra İstanbul’a dönerler Ela yalvarır babasına İstanbul’a dönünce. Ama babasının Elaya cevabı “kefeninle çıkışın olur oradan” der. Ela’nın tüm dünyası yıkılır. Mecburen boyun eğer ve gider.
Kısa zaman içinde düğün yapar Mert’in ailesi. Ama hiç mutlu olamazlar, mert intikam için evlenir.
Mert, Ela’yı eş olarak değil de bir nevi ailesine yardımcı almış evin hizmetçisi gibi görüyordur.
Mert’in askerlik günü gelmiştir. Giderken Ela’ya kendi anne ve babasını görme yasağı koymuştur. Ela çok özlemiştir annesini ve ailesini. Ağladığında başını omzuna koyacak bir kimsesi yoktur ama dimdik ayakta kalır.
Ela, kayın validesinin sözünün doğrultusunda her sabah kalktığında bodruma iner kömür kırar tenekelere doldurur sonra odun kıyar onları da tenekelere doldurup üçüncü kata çıkartır, sonra kahvaltı hazırlar bulaşıklar yıkar ev silinir ve aşağıya iner. İşi bitince kayın pederinin arabalarını yıkar. Kışın öyle çok üşür ki elleri parmakları kopacak sanırmış.
Çocuk denecek 16-17 yaşındadır henüz. Ela işi bitince eve çıkar kuzine sobayı yakar, çayı demler, kahvaltıyı hazırlar.
*
Mert’in askerliği biter. Bir iki sene sonra kızları olur. Kızları iki yaşındayken bir de oğlu olur.
Çocuklar bile evine bağlamaya yetmemiştir Mert’i, gözü dışardadır. Ela ne yapsa, ağzıyla kuş tutsa yaranamaz kocasına.
Mert’in dışarıda sevgilisi varmış. Ela’dan ayrılmak ister ancak Ela kabul etmez.
Mert dört sene birlikte olduğu kadını Ela’nın üzerine kuma getirir, onun yüzünden yuvası yıkılmıştır.
Mert, Ela’yı boşayıp o kadına nikah yapacağından, ne eşi ne de çocukları hiç biri umurunda olmaz. Olan çocuklarla Elaya olmuştur.
Mert çok öldüresiye dövüyormuş Ela’yı. Eve para vermiyormuş, saçını yıkamak istemiş Mert ama tüp bitmiş!
Başlar bağırmaya çağırmaya. Ela’nın gözüne bir yumruk atar. Mosmor olmuştur.
Mert’in Ela hamileyken dövmesi sonucu kolu sakat kalır iki ameliyat geçirir zamanla kullanmaya başlar kolunu ama tabi ki izleri kalır.
Mert ayrılması için Elaya devamlı baskı yaparak her gün şiddet uygulamaktadır. Sonunda her şeyi Elayı ve çocukları bırakıp çeker gider.
Sahraa/AYŞEN DAŞKIN
06.04.2016
Herkesin Bir Hikayesi Vardır Yazısına Yorum Yap
"Herkesin Bir Hikayesi Vardır" başlıklı yazı ile ilgili düşüncelerinizi ve eleştirilerinizi diğer okuyucular ile paylaşın.
YORUMLAR
6 Nisan 2016 Çarşamba 19:58:44
çok çok acı bir hikaye etrafımızda yaşanıyor bunlar, hiç hoş olmayan şeyler, kadın dövülür diyenler insan degil benim gözümde, hatta namus falan ayagına öldürenler, onlara diyecek şey bulamıyorum, taş devrinde yaşamıyoruz, hatası var ise boşa, bide dön kendi hatana bak, erkek yapar diyenler varya adam degil onlar, veya erkek çocugunu öyle söylemlerle büyüten anne yazık degil mi elin kizi dediginiz o cana, bu yerin altıda var unutmayın diyorum onlara. hüzünlüydü....
6 Nisan 2016 Çarşamba 18:38:54
herkesin bir hayat hikayesi vardır, her hikayenin,de en az iki kahramanı vardır...kutlarım
AYŞEN DAŞKIN
@sahraavurgun
Hoş geldiniz değerli dost kıymetli yorumunuz icin tsk ediyorum malesef iki kahraman olmasa baş rolde hikaye olmaz zaten saygılarımı arz ederim selam dua ile kalin