- 420 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Bizim Sokağın İz Bırakan İnsanları-3 Remziye hanım teyze ve Osman amca
Bizim Sokağın İz Bırakan İnsanları-3 Remziye hanım teyze ve Osman amca
Sene bin dokuz yüz maltmış dört Şehremin’de kirada oturduğumuz tek odalı evden Haznedar’a taşındık. O tarihte Haznedar şimdiki gibi gelişmiş değildi. Bizim sokağın başında Beyaz badanalı bir ev sonunda ise tek katlı yarım parsel üzerine yapılmış diğer bi rev vardı. Mahallelede ne içme suyu var ne de elektrik. Herkesin bahçesinde bir kuyu. İçme suyumuzda diğer işlerde kullandığımız suda o kuyudan.
Biraz ileride şimdiki belediye binasının yerinde ise kireç ocağı vardı. Çalıştığı zaman kireç tozundan göz gözü görmezdi. Gençlik işte paraya ihtiyacımız olduğu zaman babam// bAha şu karşıdaki tepeden bir araba kireç taşı çıkar ocağa sat ihtiyacın olan parayı kazan.’’ Derdi. Yapacak bir şey yoktu. Elde kazma kürek tepenin yamacına yollanırdık. Yollanırdık darken bu sözler mahallenin diğer gençleri için de geçerli idi.
Sokağımızın bir ucu Eski Londra caddesine çıkıyor diğer ucu ise Marmara caddesine açılıyor. Marmara caddesine açılan yarım parsel üzerine yapılmış tek katlı binada yaşayan bir aileden bahsedeceğim. İki müstesna insane Remziye hanım teyze ve Oaman bey amca. Dört kız bir erkek çocuğu olan mutlu bir aile. Mutlu olduklarına yakından tanığım. Çünkü istediğim zaman evlerine giriyor ve sofralarına oturup lokmalarını paylaşıyordum.
Kızlardan ikisi benden büyük ikisi ise benden küçüktü. Bu yazıyı hazırlarken kendilerinden izin alma fırsatı bulamadığım için isimlerini zikredemeyeceğim.
Erkek çocuğundan yanılmıyorsam ay büyüklüğüm var. İsmini yazacağım için umarım bana kızmaz.
İşte o iki müstesna insan, iki eğitim neferi ömürleri taze fidanları eğiterek memleketine, ailesine faydalı birer birey yetiştirmekle geçmiş, Remziye hanım teyze ve Osman bey amca. Uazaktan bakarsan Osman bey amcayı sert acımasız biri olarak tanımlayabilirdiniz ama yakından tanıdığınızda hiçte düşündüğünüz gibi olmadığını, yetiştirdiğifidanları için yapmayacağı fedakarlığın olmadığınıgörürdünüz. Remziye hanım teyze ise pamuk gibi şeker bir kadındı. Her ikisinin de Allah kabirlerini cennet mekan eylesin.
Birazda Orhan Akkaplandan bahsedeyim. Çocukluğumuzun büyük bir kısmı beraber geçti. Barfiks çalışırdıki. Bir ara resimli roman çıkarmaya kalktık, aynı futbol takımında futbol oynadık Futbolculuğu da yabana atılmayacak kadar iyi idi. Ve ben seninle bugün ünlü bir ressam arkadaşım olarak gurur duyuyorum. Sende benim için annen ve baban gibi müstesna değerli bir arkadaşsın. İnşallah bir gün bir yerlerde vtekrar yolumuz kesişir eski günleri yadeder Fethi’den; Muhsin’den ve diğer arkadaşlardan bahsederiz..
Tuğrul Ahmet Pekel
Bu yazı serisi Başka bir bir komşunun müstesna insanları ile devam edecek
Nisan/ 2016
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.