İKİMİZE BEDEL YALNIZLIK
Küçük bir dil yarası aşkımız.
Sustukça dile gelen, kaçtıkça yakalanacağımız cinsten. Şimdi sana sonu gelmez mektuplar yazıyorum ucu yakılmış…
İkimiz de çok uzak şehirlerden. İnsanlar önüm sıra akıp geçerken gözlerimden sen susuyorsun. Hani diyorum bir dinlese, bir sorsa. Tek bildiğin ben, tek bildiğim sen oluyorsun saatler, günler, geceler ilerken ve akıp geçerken ömrümden. İçimde adını koyamadığım bir boşlukla kalakaldım. Yüreğim yalnız yokluğunla dolup taşmakta. Ölesiye özlüyorum seni bakışlarda kıyasladıkça, her kaldırımda yanımdan geçen her hangi biri sanki biraz sen koktukça…
Ben sana değil sende olan aşka âşıktım aslında. Tutunur gözlerine giderdim ölümlere her gece, her gece yaklaşırdım kıyısına dudakların çevirene dek rotamı hayata, öylece sessiz beklerdim seni, ölümümü bekler gibi. Gelemezdin bilirdim oysa, sevemezdin yeniden beni.
Günahkâr ruhlar sevilir mi?
Şimdi bir sahil meyhanesinde düşünüyorum seni… Gözlerin kıyıya vuran dalgalar gibi düşlerimi tokatlıyor. Gel gör ki gelemiyorum kendime, seni her düşündükçe düşlerim kanıyor.
Denize çeviriyorum yüzümü sular bulanık. Bu akşamüzeri bu salaş meyhanede seni düşünmekte varmış meğer kaderde. Oysa beraber olmayı en çok sevdiğimiz yer burası değil miydi? Saçlarınla oynardın şu sandalyede otururken, anlamsız şeylerle tokalar yapardın saçlarına, kokusu hâlen vuruyorken saçlarının burnumun ucuna, kıyıya çevirdim yüzümü…
Kirpiklerine kanla mil çekilmiş suretini görebilir mi?
Eksik günlerimden biri…
Sene tanımsız, günlerim senli. Yorgun ellerimle kelimeleri hizalıyorum sana. İçini boşaltıyorum tüm anlamların. Sende dursun istiyorum zaman, bedeninde son bulsun. Affet beni, eskisi gibi sevemeyecek kadar yorgunum seni. Tenimde güneşin bin bir rengiyle soluyorum. Kanım çekiliyor seni özledikçe. Yan masada bir kadın ağlıyor, duyuyorum. Dönüp bakmaya gücüm yok. Kim bilir hangi yaralıdan kanıyor diyorum.
Dilsiz bir yürek seni anlatabilir mi?
Söylesene bana bu aşkı tüm varoluşlarıyla silmeli mi? Yoksa yaslanıp kıyısına ömrümün ölüme taparcasına seni düşlemeli mi. Bir kaç yitik sevda şarkısı dinleyip aşkı kadehlerde boğmak gerekli mi? Tıpkı bir yılan gibi soysam tenimi teninden buna gücüm yeter mi? Yenilen düşler yenilenebilir mi?
Sorduğum sorular sende kalsın sevgili… Bana yıllarımı, bana kelimelerimin anlamlarını, bana gözlerimi, bana bedenimi ver. Şimdi yokluğunu da al ve çek git başımdan.
Yılların, yolların, sözlerin senin olsun. Bana el değmemiş yüreğini, bana bende ki seni geri ver…
Bu yalnızlık ikimize de yeter…
7 Ağustos 2008 (kayıp bir şehrin anısına )
NeNa
YORUMLAR
en güzel sevdadır yalnız yaşanan sevdalar sen yaşarsın o bilmez
Gene karışmış ortalık abla...:=) ama kabul edelim mükemmeldi dostlar...
"Ben sana değil sende olan aşka âşıktım aslında. Tutunur gözlerine giderdim ölümlere her gece, her gece yaklaşırdım kıyısına dudakların çevirene dek rotamı hayata, öylece sessiz beklerdim seni, ölümümü bekler gibi. Gelemezdin bilirdim oysa, sevemezdin yeniden beni."
Alkışlıyorum kalemine seven yüreğine sevgiler benden....
Sevgili umutadam (!)
Bırakın da ne yapmam gerektiğine ben karar vereyim!..
Sizin yazınıza yorum yaptığımda , kendinizi yormadan,bir yazın insanı gibi (iyi ki de öylesiniz!) gerekli cevabı vereceğinizden eminim!..
"Zaten, yazmadan ve yazının ruhunu kavramadan sadece yorumlamaya kalkmak emeleliktir ki doğal olarak yorulmayı gerektirir."
demişsiniz ya;
Sadece yazının içeriğine bakarak yazıyı yorumlamanın da aynı şey olduğunu kavrayabiliriz sanırım bu söyleminizden?!!
Bırakın bunca içerik ve kavrama yorumu varken ben de bildiğimi yapayım müsadenizle?!!.. ya da sizin deyiminizle ; emeleliğimi.. Öyle ya herkes patron olursa emelelik işlerini kim yapacak?!!..
Farabi'ye selam olsun..
Sevgili Enis (!)
Ne güzel...
Demek ki sadece yorum yapak, eleştiri yapmak için bundan böyle kimsenin sayfasına uğamıyacaksınız...
Sorun çözüldü işte..
Bir eleştirmenin yazarın duygu ve ruh haline girdiği nerde görülmüş...
Siz yalnızlığın bedelini sorgulamak yerine, azcık kendi tutumunuzu sorgulasanız. Anlatım bozukluğunu anlatmaya çalışsanız.. sanırım hiç bu kadar da yorulmayacaktınız...
Değerli NENA, cevabını bir yazın insanı olarak kibaraca vermiş...
Ben olsaydım ki, iyi de ben değilim...
Bu kadar yorarmıydım sizi bilmiyorum?
(o nedenle susuyorum...)
Zaten, yazmadan ve yazının ruhunu kavramadan sadece yorumlamaya kalkmak emeleliktir ki doğal olarak yorulmayı gerektirir.
....
"Önce doğruyu bilmek gerekir, doğru bilinirse yanlış da bilinir: ama önce yanlış bilinirse doğruya ulaşılamaz" FARABİ
Sevgili NENA;
"İkimize bedel yalnızlık" başlığına verdiğin cevapta demişsin ki;
"Bu yalnızlık evet değerli...seviyoruz belki de yalnızlığımızı çünkü o bende be ondayız diyelim.Yaşamak için yalnızlığa gebe bırakılmış iki ömürüz belki..."
Bu yine de yalnızlığın ikinize bedel olması anlamını karşılamaz.Şuna karar vermelisiniz;birlikte olmak mı istiyorsunuz yoksa yalnız kalmak mı? Amaç birlikte olmak değil de yalnız kalmak ise; dediğin doğru kabul edilebilir..
*********
""Eksik günlerimden biri…
Sene tanımsız, günlerim senli. Yorgun ellerimle kelimeleri hizalıyorum sana. ..."
Demişsin ki;
günler onu düşünerek geçerken yanımda bir beden bir yürek boşluğu başka nasıl ifade edilebilirdi ki...
her sene tanımlıdır aşkta...Bir aşk dolu yılların vardı birde içi boşalmış zamanların...
Başka türlü de ifade edilebilirdi.. Hem "günlerim senli" hem de "eksik günlerimden biri" aynı betimleme içerisinde kullanılırsa anlatım bozukluğu dediğimiz şey çıkıyor işte ortaya.. Açıklamada verdiğin cevaba uyuyor gibi görünse de bu söylem; aslında anlatım bozukluğu içeriyor..
******
"yorulma" demişsin.. Tamam.Yorulmayacağım.. Artık yazılara yorum yapmayacağım çünkü..
Eleştiri yaptığım için özür diliyorum senden ve bu vesileyle eleştiri yaptığım tüm diğer yazar arkadaşlarımdan..
Sevgilerimle NENA..
"öncelikle başlığı ele almak istiyorum;
" İKİMİZE BEDEL YALNIZLIK"
Yani ikinizin değerini toplarsak,yalnızlık bu toplam kadar mı değerli? Ya da; yalnızlığı alabilmek için ikinizi vermeye de değer mi?"
**********
Bu yalnızlık evet değerli...seviyoruz belki de yalnızlığımızı çünkü o bende be ondayız diyelim.Yaşamak için yalnızlığa gebe bırakılmış iki ömürüz belki...
**********
"Eksik günlerimden biri…
Sene tanımsız, günlerim senli. Yorgun ellerimle kelimeleri hizalıyorum sana. ..."
"Eksik günlerimden biri" ve aynı zamanda "günlerim senli." ?
*****************
günler onu düşünerek geçerken yanımda bir beden bir yürek boşluğu başka nasıl ifade edilebilirdi ki...
her sene tanımlıdır aşkta...Bir aşk dolu yılların vardı birde içi boşalmış zamanların...
***********
"Sevgili Nena; bu kadar gerekli mi söylemlerin farklı olması?
Ya da farklılaştırılmaya çalışılması? Anlatacaklarımızı basitçe ifade etmek neden korkutuyor bizi?
Bir yazının her kelimesi birşeyler çağrıştıracaksa yorulmadan nasıl okuyabilirsin ki bunu? "
*************
Basitçe bir anlatım karşındakinide basit kılabilir.Ben bunu yüreğime yapamam ki.Kladı ki imgeye boğmamışım yazımı ben çoğu yazarın yaptığı gibi...Elbette kususrsuz değil ama yorulma...
Yoruyorsa da bağışla...Sevgimle Enis ve teşekkürlerimle...
NeNa
Mansur şiir gibi..Ne Na...Hayatımız neden ibaret diye düşündüm;neden silip atmayı düşünsün ki insan?.Hayatımızda böyle anlamlı kaç gerçek-düş var.Ağzımızda kalacak tek tat belki bunlar.Gerisi zaman değirmeninde öğütülen çakıl taşlarından ibaret.İnsan bu değer verdiyi anları,belki bir plaket gibi,ödül gibi,ne bileyim kolye gibi yüreğinin bir yerinden asmalı.Varsa neden yok saysın.Bunun adı ihenet olmazki..O başka bir şey!..Bence aslolan bütün değerleri birarada kucaklayp götüreblimek ,birarada dizin tutup,el verdikçe hayat...Yine yürekten ve kusursuz,profesyönelceydi..Yürekten kutlarım.Selam,saygı...
öncelikle başlığı ele almak istiyorum;
" İKİMİZE BEDEL YALNIZLIK"
Yani ikinizin değerini toplarsak,yalnızlık bu toplam kadar mı değerli? Ya da; yalnızlığı alabilmek için ikinizi vermeye de değer mi?
Sondaki bölüm;
"Bu yalnızlık ikimize de yeter…"
Önceki söylemleri ya da başlığı tamamlamıyor.Anlam bütünlüğü sağlamıyor..
"Eksik günlerimden biri…
Sene tanımsız, günlerim senli. Yorgun ellerimle kelimeleri hizalıyorum sana. ..."
"Eksik günlerimden biri" ve aynı zamanda "günlerim senli." ?
"Sene tanımsız derken de tarihin belli olmadığı ifade edilmek isteniyor sanıyorum?.. Yoksa geçen her seneyi tanımlayabiliyor musunuz?
******
Tamam burada kesiyorum..
Sevgili Nena; bu kadar gerekli mi söylemlerin farklı olması?
Ya da farklılaştırılmaya çalışılması? Anlatacaklarımızı basitçe ifade etmek neden korkutuyor bizi?
Bir yazının her kelimesi birşeyler çağrıştıracaksa yorulmadan nasıl okuyabilirsin ki bunu?
Selam ve saygılarımla..
Yılların, yolların, sözlerin senin olsun. Bana el değmemiş yüreğini, bana bende ki seni geri ver…
Bu yalnızlık ikimize de yeter…
şimdi bu senli girdaba sığdırabilir miyim menziline varamayan cümlelerimi...
vurduymaz bir asilikle kova bilirimyim senden hiç gidemeyen gövdemi......
ışığımı kapatan gölgeni ve üzerimi örten karanlığını alabilr misin üstümden..
yanlızlığımdan miras kalan düşlerimde büyütebilir misin senli mimiklerimi..
hadi ay tanrısı gözlerini de alarak git...bırak beni senden kalan boşluğuma...
aspendosa inat yazmalıyım mı dedin,en mükemmelini.kelimelerde girdaplar bırakıp öylece bırakmalıyım dedin kendi haline...kurtarılması mecburi bir nesne değilim..
harcanabilirliğim derin çizgilerimde ....
sana sitemim sabahın kızıla boyanmayan yüzündendir.yoksa düşlerim hep bir ipe asılıdır mavilere..
sevgilerimle.........................................aspendos
Sanki tüm duygularım, gözlerimdeki tüm ışık yok olmuş ve bir daha hiç çıkarılamayacak kadar derinlere gömülmüş gibi. Nerede hata yaptım bilmiyorum.
Zaten kurumuş olan hangi dala nasıl da bastım?
Daha önce beni mutlu ettiğini düşündüğüm her şey yok oldu sanki. Neydiler ya da kimdiler bilmiyorum ama artık yoklar...
Ümitlenme her telefon çalışında
Koşma kapılara her adım sesinde
Senin sandığın yıldız artık yok yerinde
Kabul et kalbim, kabul et kalbim
Ah kalbim biz ayrıldık
Girişteki ucu yakılmış mektupları okuyunca sanırım bugün yazılarda mektup olacak diye düşündüm ama okudukça hüzünlerin gizemine gömülüp, esrik bir edayla çıktım yazının sonundan..
Çok fazla yazmak çizmek gerekli mi? hayır..Bir NENA klasiği okumadan, sindirmeden geçilmeyen.
Kutlarım usta kalem ve emeğini.
Sevgiyle.
Sorduğum sorular sende kalsın sevgili… Bana yıllarımı, bana kelimelerimin anlamlarını, bana gözlerimi, bana bedenimi ver. Şimdi yokluğunu da al ve çek git başımdan.
Yılların, yolların, sözlerin senin olsun. Bana el değmemiş yüreğini, bana bende ki seni geri ver…
Bu yalnızlık ikimize de yeter…
_________________________________________________
mükemmeldi...
tebrikler...
mükemmellik ve tebrik vedaya gidenlere deildir kalanlaradır...
Ben sana değil sende olan aşka âşıktım aslında. Tutunur gözlerine giderdim ölümlere her gece, her gece yaklaşırdım kıyısına dudakların çevirene dek rotamı hayata, öylece sessiz beklerdim seni, ölümümü bekler gibi. Gelemezdin bilirdim oysa, sevemezdin yeniden beni.
..................................................
okudum döndüğm tekrar tekrar okudum yazının bu kısmını
NENa...
Dilsiz bir yürek seni anlatabilir mi?
............................................
Dİlsiz yüreğin o kadar güzel anlatmış ki sevgiliyi.Tebriklerimle.Sevgiler...