- 482 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
İYİLİK VE HAYIR YAPARAK BİR ÖMÜR YAŞAMALIYIZ
İnsan iyilik ve hayır yaparak bir ömür geçirmeye çalışmalıdır. İyilik ve hayır yapan ve yemeği yenen bir insan hiç unutulmadığı gibi kıyamete kadar da amel defterine sevap yazılır. İnsan şu gökkubbe de hoş bir seda bırakmalı, kendisi ahirete göçse de bıraktığı güzel bir eseri ile devamlı anılmalıdır. Eli ve diliyle hiç kimseyi incitmemelidir. Ve bilmelidir ki Yüce Allah insanlara ve hayvanlara yardım edenleri, iki dünyada da aziz eyler. Yardımından asla mahrum etmez. Dağlar kadar olan bir kar yığınını yağmur nasıl eritip yok ediyorsa, dağlar kadar günahını da iyilik ve hayır işlemesi neticesinde yok eder. Böyle iyilik ve hayır seven kimselerden Yüce Allah razı olur. Dünyada kazalardan belalardan, felaketlerden koruduğu gibi, ahirette de sevdiği ve razı olduğu kullarına dahil eyler,Cennet ve cemalini de nasip eder... KOMŞUSU AÇ İKEN TOK OLARAK YAKMAYAN, komşularını, hısım ve akrabalarını ve tüm canlıları Allah için seven, koruyup, kollayan kimse örnek insandır,örnek MÜSLÜMANDIR...
Şunu da asla unutmayalım ki, şu yalancı dünyadan hiçbir kimse mal ve para ile göçemez. Örnek insan, NE VERİRSEN ELİNLE O GİDER SENİNLE Ata sözünü asla unutmaz. Ve yine gönüller sultanı Yunus Emre’nin ’Mal sahibi mülk sahibi, hani bunun ilk sahibi. Mal da yalan mülkte yalan, var biraz da sen oyalan’ öğüdünü asla aklından çıkarmaz. Yüce dinimiz İslam’da örnek insanı şöyle tarif ediyor. Yaradan dan dolayı yaradılanı sevip, ihtiyacı olanlara yardım eden, sıkıntılarını gideren, hata yapanları Allah için affeden, Hoşgörülü olan, iyilik ve hayır yapmada en önde olmaya çalışan, incinse de asla incitmeyen kimseler olarak... Bu konuda Allah elçisi Sevgilii Peygamberimizin tarifi de çok Önemlidir. Şöyle ki; Yaradılanlara Allah için yardım edip, iyilik ve Hayır yapanların amel defterlerine kıyamete kadar hiç kesilmeden sevap yazılacak. Hemde DAĞDAN ŞARIL ŞARIL AKAN BİR IRMAĞIN HİÇ KESİLMEDEN AKTIĞI GİBİ...Ve KUL KARDEŞİNE YARDIM ETTİĞİ MÜDDETÇE ALLAH ONA YARDIMINI KESMEZ HEP YARDIM EDER DURUR...
Kısaca örnek insan, güneş gibi kalplere sevinçler verecek. Kendisine yapılan kötülükleri unutup, asla intikam peşinde olmayacak, yaptığı günahları ise unutmayıp,hep tövbe yapacak. Yapmış olduğu iyilikleri ve hayırları ise unutacak. Geçmişlerinin ve kendi ruhunun kurtuluşu için de iyilik ve hayır yapmaya devam edecek. Zekat, sadaka,Hayır ve kurban yoluyla insanları sevindirecek.
Şunu da unutmayalım ki; geçmişlerimizin ve bizleri çok sevipde Ahirete göçen sevdiklerimizin, Arkadaşlarımızın, Geçmişlerimizin, bizlerden fatihalar,Hatmi şerifler, Yasin-i şerifler, ruhlarının şad olması için iyilikler,SADAKA ve Hayırlar bekleyip durduğunu da asla aklımızdan çıkarmayalım.
Hele hele insan yaptığı iyilikleri ve hayırları asla başa kak mamalı. Ve asla insanı mahçub durumlara düşürmemelidir. Ve asla namert olmamalıdır. Atalarımızın şu sözü ne kadar manidardır. ’GEÇME NAMERT KÖPRÜSÜNDEN, KO APARSIN SU SENİ’....
Yine bu konuda şunları da hatırlayalım;ve Her zaman merhametli olmaya,Kalbimizin sesini dinlemeye Dikkat edelim... Diyet adlı hikayeyi hepimiz biliriz. Adamın birisi mert, yiğit bir gencin kolunun DİYETİNİ vererek kesilmekten kurtarmış. Fakat her Gördüğünde onu aşağılayarak ve yaptığı iyiliği başına kakarak ( Ben Ogün senin kolunu kurtarmasaydım,senin Halin çok kötü olurdu,sen şöyle olurdun, böyle olurdun diye) delikanlıyı devamlı mahcub edermiş. Bir gün yine adam ileri geri konuşurken, delikanlıyı aşağılayıp dururken ’Ağa ağa sen benim hangi kolumu kurtarmıştın,söle bakalım, Şu sağ kolumu değil mi?’ demiş. Sağ kolunu kütüğe koymuş, baltayla kesip o adamın önüne atmış. ’İşte senin kurtardığın kol, sakın bir daha beni senin kolunu kurtardım diye aşağılamaya kalkma’ demiş...
Bu konuda yine insana çok ders ve ibret veren şöyle bir durum meydana gelmiş: Namert adamın biri çok yağmurlu, fırtınalı ve çok soğuk bir günde yolculuk yapmakta olan bir adama şemsiyesini vermiş. Ve gördüğü her yerde; ’Ben o gün o şemsiyeyi sana vermeseydim, halin ne kadar kötü olurdu’ der dururmuş. Bir gün yine çok fırtınalı soğuk bir günde arkadaşlarının yanında namert ve cahil adam; ’O gün o şemsiyeyi ben sana vermeseydim halin ne kadar kötü olurdu, ne ne kadar kötü durumlara düşerdin’ deyince, delikanlı adam dayanamamış ve buz gibi havuzun içerisine kendisini atıvermiş. Sırılsıklam sudan çıkan yiğit,mert delikanlı; ’O günsen bana o şemsiyeni vermeseydin işte böyle olurdum’ demiş, ’Sakın bir daha o sözü başıma kakma,sonra çok kötü olur, ona Göre’ demiş....
ABDULKERİM KAYA EM.VAİZ..03.04.2016 ANKARA
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.