- 433 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
BENİM GÜZEL EVİM -7Oğlum kızım ve eşim.
BENİM GÜZEL EVİM -7Oğlum kızım ve eşim.
Oğlum kızım ve eşim.
Sevgili karım eski eşim son paragrafı sondan bir önceki bölümü sana ayırdım. Her ne kadar şimdi ayrılmış olsak da, hayatımın en güzel günlerini seninle geçirdim. Bu yazıda sıralama hatası yaparsam beni mazur gör. Bir zamanlar seni çok sevdim, belki de hala seviyorum. Ama yüreğimde öyle bir duvar örüp o sevgiyi duvarların arkasına gömmüşüm ki ben bile o duvarları ne kadar zorlasam da yıkamıyorum.
Neyse geçmişteki kötü anıları karıştırmaktansa onların arasına serpiştirdiğimiz güzel anılardan bahsedeceğim.
Mesela, evlenme yıldönümlerimizde evimizde adım attığın her yere güller serptiğimi hatırlıyorum.
Henüz daha nişanlanmadığımız dönemlerde el, ele gezdiğimiz günleri ve sokakları hatırlıyorum. O zamanlar çok mutluyduk.
Askere gittiğimde bölükte en çok mektup alan asker bendim. Beni hiçbir zaman mahzun ve yalnız bırakmadın. Çok mutluyduk.
Hatırlıyor musun? Annenlerden çıkmış bizim eve giderken önümüze bir kız çocuğu çıkıp ve bize hitaben //Gülgün abla bizde sizin gibi yapıyoruz. Bizde sizin gibi bir birimizi çok seviyoruz ve evleneceğiz. Hatırladığım en güzel anılarımızdan biri de Fikret abimin bize gelip dertleşerek kafa dağıtmasıydı. Abinin her gelişinde kapıdan içeri girerken gülerek içeri girişleri hiçbir zaman aklımdan çıkmadı. Çıkmayacak da. İnşallah, Allah’ım mezarını cennet mekan yapmıştır.
Hani ben bizim ayakkabı mağazasının kapısına çıktığımda sizde bütün kızlar karşımızda sıraya dizilirdiniz ve hep seni karşımda görürdüm.
Eğer yanlış hesaplamadıysam seninle tamı tamına otuz dokuz yıl evli kaldım. Bu otuz dokuz yılın dokuz yılını atıp yaşanmamış sayarsak, geriye kalan otuz yılı iyisiyle, kötüsüyle çok güzel günlerle bezemiştik.
Hatırlaman lazım Güneşlide otururken çok sıkıntıda olduğumuz o günlerde. Yanlış hatırlamıyorsam büfeyi mi yoksa sehpalarımı siliyordun o sırada büfenin üzerinde serili olan kumaş parçasının altından bir bin liralık salına, salına halının üzerine düşerken, ikimizde adeta büyülenmiş gibi bir mucizeye tanıklık yapıyorduk. O an beklide hayatımızın en mutlu anlarından biriydi. İnanmaz gözlerle halının üzerindeki parayı alıp ‘’Bu, bu bin lira deyişin hiçbir zaman belleğimden silinmeyecek.
Ne zaman yatağa düşsem başucumda sen olurdun istesem de istemesem de. Sondan bir evvelki kalp krizi geçirdiğimde Ufukla hastaneye giderken yolda karşılaştığımızda sormuştun bana nereye gidiyorsunuz diye. Daha sonraları başıma kakmaman için özellikle hasta olduğumu söylememiştim. Ama sonrasında başucumda beni bekleyen yine sendin. Daha evvel kalp ameliyatımda da başucumda sendin.
Doktorların bu ameliyattan sağ çıkmaz ama yine de bir deneyelim dediği omur ilik soğanını temizledikleri ameliyatta yine başucumda sen vardın ve senin ihtimamla bana bakman vardı. Senin için kötü benim için o anda kendime engel olamadığım bir anımız ise, senin üzerine kusmamdı.
En önemlisini sona bıraktım. Hayatım boyunca öğünebileceğim, aslan gibi bir oğulla pırlanta gibi bir kız evlat verdin bana ve bende onlarla öğünerek kendimi avutuyorum.
Bu bir itiraf mı? Hayır sanmıyorum, bunlar sadece yaşadığım ve inkar edemeyeceğim yaşamımdan sadece birkaç kesit.
Peki, bunlara karşılık ben ne yaptım. Hiçbir şey aklıma gelmiyor. Bundan sonrası bom boş bir sayfa.
Ya ben ne yaptım?
Cevabı verilmesi zor bir soru.
Not; 1 Güzellik açısından tanıdığım bütün kadınlardan daha güzeldin.
Not; 2 Hepsinden daha güçlü ve daha akıllıydın yoksa bugünlere kadar nasıl ayakta kalırdın.
Not; 3 Bana gelince çok düşündüm senin kadar güçlü müyüm diye bir karara varamadım. Fazlada kafa yormak istemiyorum.
Çünkü geleceğim her bakımdan aydınlık, parlak ışıklarla aydınlanan bir caddeden çok loş karanlık engebelerle dolu bir sokaktan farkım yok. Ve ben bu yolda düşe kalka ilerlemeye çalışıyorum. Laf aramızda ama başaracağımdan da hiç umudum yok. Bu yolda hepinize el sallamaktan başka yapabileceğim bir şeyde yok.
Benden bu kadar hoşça kalın.
Not; 4 Bu yazı serisinde yazabildiğim en zor yazıydı sanırım. İnşallah hoşuna gitmiştir. Çünkü sen bunu hak ediyorsun.
Mart/ 2016
Bu defter burada kapandı.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.