Kafa İmzası
Emniyet Kemerini şehir içi, şehir dışı yolu demeden lütfen takalım, kullanalım.
Resimde kazaya karışan beyaz aracın ön camındaki çatlakları görüyorsunuz değil mi?
İşte o çatlaklar benim iki mesai arkadaşımın kafa imzaları. Neden bu kadar rahat yazabiliyorum, çünkü kazada –Rabbimize şükürler olsun ki- can kaybı yok.
Haberi alır almaz, hastaneye gittik. Acil serviste sedyelerin üzerinde yatan arkadaşlarımızı görünce, içimiz eridi. Çünkü daha 2 saat önce kendileriyle çay içmiş, muhabbet etmiştik. Kimi işten, kimi de geleceğe dair muhabbetimiz olmuştu.
Aynı hastanede, ayrı koridor ve röntgen odalarının önünde sedyede yatan iki arkadaşımın da başına varınca, - ne diyebilirsiniz ki, aklınıza ne gelir, boyunluklar takılmış, yüzleri kan, başlarına dikişler atılmış…
Öncelikle geçmiş olsun kardeş, söyle bakayım, de bakayım, Ben kimim, adım ne?
İkisinin de hafızasının yerinde, bilinçleri açık olduğu için sevindik. Diğer iki mesai arkadaşımız ise başka bir hastanenin acil servisindeydi. Onların durumu hakkında da telefonlarla bilgi alabiliyorduk.
İlk gittiğimiz hastanede her ikisi de sedyeye uzanmış, ne olacağı belli değildi. Kırık var mı, iç organlarında, beyinlerinde herhangi bir hasar var mıydı?
…
Vakit geçti.. Akşam hastanenin ziyaret saatinde tekrar yanlarına gittiğimizdeydi:
Gündüz sedyede ne olacağını, sonunun ne olacağını bilemediğimiz sırt üstü perişan bir vaziyette yatan, omzum çok ağrıyor diye inleyen, konuşmakta zorlanan arkadaşlarımız gitmiş, hastanenin müşahede odalarının birinde yine sedyede, ancak artık sırtına yastıklarla destek konulmuş, az çok doğrulmuş, eli yüzü kandan temizlenmiş arkadaşımızı görünce ve birazdan doktor taburcu edecek galiba dediğini duyunca, üzerimizden büyük büyük yükler alınmış gibi, kalkmış gibi rahatlamıştık.
Diğer arkadaşımız ise, hastanede bir bölümün servisinde odaya yatırılmıştı. Onun da yanına gittik, Selam verdik, o da kendine gelmişti. Elini, kolunu uzatabiliyor, tokalaşabiliyordu.
Kafa imzalarımızı gördünüz mü? dedi. İlk önce aklımıza gelmedi, sonradan kaza resminde ön camdaki çatlakların nedenlerinden biri benim kafa dediğinde tebessüm etmiş ve gülmüştük aramızda.
Sonra diğer ve bize daha uzak olan hastanedeki arkadaşlarımızı ziyaret ettik. Allah’tan onlar da iyiydi, onlardan biri aracı kullanan arkadaşımız, diğerleri kadar iyi değildi, daha çok sargıları vardı, daha kötü görünüyordu ama konuşabiliyor, olay anını anlatabiliyordu.
Şükürler olsun ki, can kaybımız olmamıştı. Muhtemelen bir aya kalmaz kaburga kırıkları kaynar, ezilmeleri düzelir, ağrıları da geçer ve tekrar aramıza dönerler.
Ancak hayatımda birkaç defa emniyet kemeri kullanmak ile kullanmamanın sonuçları konusunda eğitim alsak da, filmler, görseller izlesek de… Çoğumuzun emniyet kemeri takma alışkanlığımız yoktu.
( Kazanın ne zaman, nasıl geleceği belli olmaz ki…)
Araçlarımızın ön camlarında kafa imzalarımızı göremeyeceğimizi unutmayalım. Eşimizi, çocuklarımızı, yakınlarımızı, dostlarımızı ve iş arkadaşlarımızı bir emniyet kemeri kullanmadığımız için hüzne boğacağımızı unutmayalım.
Ve lütfen emniyet kemeri kullanmayı alışkanlık haline getirelim.
Bir musibet bin nasihatten evladır misalinde olduğu gibi, bu olay emniyet kemeri kullanma konusunda beni çok etkiledi.
Çünkü gün boyunca kazanın nasıl meydana geldiği, hangi aracın hatalı olduğu, hızlarının ne olduğu, ana yol, kavşak vb konuşmalarımızdan çıkan sonuç gerçekti ki, emniyet kemeri kullanılmış olsaydı, sadece mal kaybı ve hasarı ile atlatılabilecek bir trafik kazası görmüş ve duymuş olacaktık. Yine de can kaybı olmadığı için sevinebiliyoruz..
Düşünsek ya bir:
Tonlarca ağırlığında bir metal yığını kullanıyoruz, biz ise etten kemikten, nazik nazenin insanlarız, kafamızı bedenimize bir kaç omurilik kemiği ve et parçaları bağlıyor, ortalama kilomuz 70-80-90, oysa kullandığımız veya bize çarpan veya çartığımızaraç ve araçlar tonlarca ağırlığında...Nasıl sağ çıkabiliriz ki bu tür çarpışmalardan...? Kimi hiç tanımadığımız, kimi ise aracımızda bulunanların vefatına neden olabiliriz.
Öncelikle yaralılarımızın birinci derece yakınları ile mesai arkadaşları olarak ne kadar gönül sıkıntısı çekmiştik gün boyunca…
Emniyet kemeri kullanalım, kullanılmasını teşvik edelim.
Kafa imzamızı ise sadece yaptığımız işlerde kullanalım, araba camlarında, kaportalarında değil.
Selam ve saygılarımla…
25/03/2016
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.