Vatandaş Gözüyle Bediüzzaman
Vatandaş Gözüyle Bediüzzaman
Niye Bediüzzaman?
Bitlis’in Norşin ilçesinin Nurs Köyünde dünyaya gelen Saidi Nursi zaman içinde farklı bir çocuk olduğu anlaşılmış, derken ortaya koyduğu performansla Müceddidi Asır olduğu sezilmiş ve “Bediüzzaman” adını almıştır.
*İmani meselelerde vehbi bir ilimin katkılarıyla müminleri rahatlatacak tarzda bir izahat getirmiş,
*1911 yılında Şam Emevi camisinde içinde 100’den fazla alimin olduğu binerce kişiye seslenerek “Hutbeyi Şamiye” adlı risalede kitaplaştığı gibi İslam dünyasının sorunları ve çözümleri ortaya koymuş,
*Münazarat adlı eserinde ta o günlerden Kürt meselesine dikkat çekmiş, çözüm üretici tekliflerde bulunmuştur.
Allah aşkına soruyorum bu üç sorundan daha can alıcı, can yakıcı sorun var mı? İşte bu ağır meselelere çare çözüm ortaya koyduğu için Bediüzzaman
2014 İslam İşbirliği Teşkilatı(İİT) Bağdat Konferansında konuşmacı olarak katılmıştım. Dokuz maddelik tebliğimin bir maddesinde “Risaleyi Nur Külliyatını” nurculara bırakmamızın bir eksiklik olduğu, bu eserleri devletlerin katkılarıyla insanlarımıza ulaştırmamızın bir vazife olduğuna dikkat çekmiştim.
Çünkü hanımlara, hastalara, gençlere, yaşlılara hitap eden bu seçkin eserleri insanlarımıza ulaştırmamak bir eksikliktir, ayrıca bir avuç nurcuların elinde kalan bu eserler gizli bir hazine olarak kalıp, ulaşılmaz olacak ve başta Türkiye olmak üzere diğer devlet yönetim erkleri/hükümetleri sorumludurlar.
Ben acizane kardeşiniz olarak 8 yıl medrese tahsilini görmüş, Eğitim Kimya mezunu bir mümin olarak risaleyi nur ile tanıştıktan sonra günümüz ehli iman için ne kadar elzem olduğunu 2000’li yıllarda daha yeni yeni fark ettim.
Aslında Risaleyi Nur külliyatından 8-10 tanesi İlahiyat fakültelerinde kesinlikle mecburi düzeyde ders olarak okutulmalıdır diye düşünüyorum. İnsan bir şeyler öğrenebilir ama imani meselelerde rahat etmesi için muhakkak bu risaleleri okumalıdır, hatta bir kere okumakla yetinmemeli, ara ara okumaya devam etmelidir.
Mesneviyi Nuriye, İman ve Küfür Müvazenesi, Münazarat, Hutbeyi Şamiye, Meyve ve Haşir risaleleri ile Uhuvvet risaleleri herkesin okuması gerekli risaleler olduğuna inanıyorum.
O günün şartlarında Diyarbakır, Bitlis ve Van’da Kürtçe, Türkçe ve Arapça eğitim yapan “Medresetüzzehra” adlı öğretim kurumlarının açılması gerektiğini söylemiş. Bunun için TBMM’den 150 bin altın ödenek de tahsis edilmiş, ancak çıkan savaş yüzünden ertelenmiş, bir daha yapılmasına fırsat gelmemiştir, zaten daha sonra Cumhuriyet diye sunulan sistemle arası açılmış ve bu ilim erbabı zat bin bir türlü sıkıntıyla risale-i nur hizmetini vermeye çalışmış, ruhen elverişli olduğu zamanlarda yazdırmış, çoğalttırmış ve Anadolu insanına ulaştırmak için çaba sarf etmiştir.
İslam dünyası için Sünniler ile Şiilerin aralarındaki ihtilafı bir an evvel kaldırılası gerektiğini, bu haliyle kaldığı takdirde sakıncalarının ve sonuçlarının vahim belalara yol açacağını ve İslam düşmanların birini diğerine karşı kışkırtacağını iddia eden Said Nursi, diğer adıyla Said-i Kürdi bugünün sorunlarına ışık tutacak Lema’ları telif etmiş, ne yazık ki vatandaşlarımızın, neslimizin %90’nı bundan habersizdir.
Önemli bir toplantıda Başbakanımız Muhterem Prof.Dr.Ahmet Davutoğlu “Bu cesaretimizi Bediüzzaman’ın müjdelerinden alıyoruz” demişti. O gün uz görüsünün altı dolu olduğuna kanaat getirdim ve kalbi, kavli, fiili dualarımla politikalarına/projelerine destek veriyorum.
Vatandaş gözüyle Bediüzzaman ancak bu kadar tanıtılabilir, kusura bakmayın. İsterseniz yukarıda ismini verdiğim kitaplardan bir kaçını siz de okuyun, okumuşsanız dostlarına da tavsiye edin, hep beraber manevi huzurumuz artsın olur mu?
Bu özel tanıtımın hakkını vermediysem hakkını helal edin olur mu?
Eyüphan Kaya
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.