- 306 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Kıvırtma San'atı
…………………………….Kıvırtma Sanatı……………………………………….
Bir süpermarkette müşteri yarım kilo kivi satın almak istiyor.
Tezgâhtar bunun mümkün olmadığını söylüyor, kavga çıkıyor, tezgâhtar koşa koşa müdüre çıkıyor:
Efendim, hayvanın biri yarım kilo kivi almak istiyor, der demez şöyle bir arkasına dönünce ne görsün?
Müşteri birlikte gelmiş, ensesinde duruyor…
Tezgâhtar hemen müşteriyi işaret ediyor:
Bu beyefendi de öbür yarısını almak istiyor efendim
Mesele hallolur, müdür bir saat sonra tezgâhtarı çağırır:
Tebrik ederim, çok zeki davrandın, nerelisin sen?
Brezilyalıyım efendim…
Amerika’ya niye geldin?
Brezilya cazip bir yer değil efendim, orada erkekler futbolcu, kadınlar orospu…
Müdür: biliyor musun benim karım da Brezilyalı…
Tezgâhtar: ya öyle mi? Karınız hangi takımda futbol oynuyordu…
………………………………………………Aptal Değil………………………………………..
Temel hasta ineğini veterinere götürmüş ama inek bir türlü iyileşmemiş.
Çaresizlik içinde Allah’a yalvarmış:
- Ya rabbim… Sen ineğimi iyi et… İyi edersen sana 15 gün oruç tutacağım.
- İki günden fazla yaşayamayacağını söyleyen veterinere rağmen inek iyileşmiş.
Bizim Temel 15 gün oruç tutmuş ama, 16 ncı gün inek ölmüş.
Temel ne yapacağını şaşırmış; inek ölü, havadan 15 gün de oruç…
Temel ellerini hava açıp; ‘’Ya Rabbim’’ demiş:
Sanıyorsun ki Temel aptaldır; hiç itiraz kabul etmem, ineği ‘’Kurban’’a sayar, tuttuğum oruçları da ramazandan düşerim., hiç kusura bakmayasın…
................................Hangi Bilgi...............................................
Karadeniz’e tayini çıkan genç öğretmen Trabzon’daki ilk gününde Temel’in sandalını kiralayıp gezmek istemiş.
Sandalla gezinirken Temel’in de bilgisini ölçmek istemiş:
- Temel, söyle bakalım Fatih, İstanbul’u hangi tarihte fethetti?
- Bilmiyorum
- Balzac’ın en ünlü eserinin adı?
- Bilmiyorum
- Dünyanın en uzun nehri, en yüksek tepesi vs. Temel hiçbirini bilememiş.
- Derken denizde bir fırtına patlamış…
- Ve Temel Hocaya sormuş:
- Hocam yüzme biliyor musunuz?
- Hayır
- O zaman …. Yedin
………………………………………….Asıl Kabahat Kimde………………………………………………
Kuraklığın ortalığı kasıp kavurduğu bir yıl, köyde insanlar yağmur duasına çıkmış.
Bektaşi de her nasılsa bunların arasına katılmış.
Kendi tarlasının yanında geçerken de ağaçtan bir dal koparıp, ‘’Allah’ım, işte bu fakirin tarlası da burasıdır’’ diyerek elindeki sopayı tarlanın bir kenarına saplamış.
Az sonra yağmur duası etkisini göstermiş olacak ki, yağmur yağmaya başlamış.
Dönüşte her yer yağmur suyunda sulanırken, Bektaşi ne görsün…! Kendi tarlasına dolu düşmüş!
Ömrü boyunca işlerinin ters gittiğini düşünen Bektaşi tarladaki ürünün mahvolduğunu görünce başını yukarı kaldırıp ‘’Allah’ım’’ demiş:
Kabahat sende değil, sana tarlayı gösteren pezevenkte…!
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.