- 495 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Felik
Sevgili Dostlar; bu yazımızda sizlerle duvar yaparken küçük ayrıntı büyük görev anlatan “felik” kavramını ele alalım istedim. Kelime olarak felik şu manaya gelmektedir.
Felik: duvar yaparken taşlar arasına konulan çakıl ve küçük taşlar.
Taş duvar örülürken, büyük taşların arasına küçük taş parçaları yerleştirilir ki, duvar sağlam olsun. Belki çok önemsiz gibi görünen bu küçük taşlar, duvarı besleyen ve duvarın sağlam olmasını sağlayan önemli bir görev üslenir.
Hayatta yaptığımız bütün işlerde de durum böyle değil midir? Hayatımızda yapmamız gereken işlerde felik yerine ayrıntı kavramını kullanabiliriz.
Ayrıntı; bir bütünün önemce ikinci derecede olan ögelerinden her biri, teferruat, tafsilat ve detay demektir.
Edebiyat veya sanat eserlerinde bir bütünün ögelerinden her biri, teferruat, tafsilat demektir.
Bir tiyatro eserinde ana düşünceye yardımcı olan kelime, cümle veya eşya anlamına gelir.
Hayatımızın her aşamasında önemsemediğimiz küçük ayrıntılar zaman zaman çok kötü sonuçların oluşmasına sebep olabilir. Onun için yapacağımız işlerde ve davranışlarda daha hassas ve dikkatli olmalıyız.
Hiçbir alışkanlık, bir kez yapıldıktan sonra kalıcı hale gelmez. Mutlaka birçok sefer tekrar edilir ki, kalıcı hale gelir.
Felik kavramını ve taş duvarı yaparken önemini böylece daha iyi paylaşabiliyoruz değil mi?
Hayatın ayrıntılarından;
Mucizelere inanın ama asla onlara bel bağlamayın.
Durum ne olursa olsun, nezaketin size zarar vermeyeceğini unutmayın.
Küçük şeyleri iyi yapmaktan dolayı mutlu olmasını bilin.
Her yıl, çocuklarınızın okula başladığı ilk gün onların fotoğrafını çekin.
Bir arkadaşınız hakkında iyi bir söz duyduğunuzda bunu ona iletin.
Doğru olduğunu bildiğiniz şeyi yapmaktan asla çekinmeyin.
Dikkat çekmek için iş yapmayın, dikkat çekecek iş yapın.
Çocuklarınızı, kardeşleri ya da sınıf arkadaşlarıyla kıyaslamayın.
Sivil toplum örgütlerine katılın.
Deneyimli insanları asla dikkate almazlık etmeyin.
• Yolunuza çıkan aksiliklerin, sizi amaçlarınızdan alıkoymasına izin vermeyin.
• Her gün mutlaka olumlu bir şey söyleyin.
• En sevdiğiniz sözü yazın ve görebileceğiniz bir yere asın.
Büyük zarar getirmeyecekse, bırakın çocuklarınız bildikleri gibi yapsın. Çünkü yaptıkları hatalardan, başkalarından öğrendiklerinden daha fazlasını öğreneceklerdir.
Bir tüccar atına atlayıp, uzak kentlerin birine gitmiş. Elindeki kıymetli taşları satarak tekrar yaşadığı kente dönmek arzusunda imiş... Öğle üzeri bir yerde mola vermiş. Atının bakımını yapan uşak; "Efendim!" demiş. "Atınızın sol arka ayağının nalından bir çivi noksan. Çiviyi çakmamı ister misiniz?"
Tüccar; "Bir şey olmaz demiş. Vakit kaybetmeme gerek yok. Nasıl olsa altı saatlik yolum kaldı, gidene kadar da nal düşmez herhalde."
İkindi üzeri bir konakta, tekrar dinlenmek için mola vermiş. Atın yemini ve suyunu veren uşak tüccara; "Efendim" demiş. "Atınızın sol arka ayağının nalı yok. Ne yapmamı istersiniz?’’ Tüccar; "Hiç bir şey yapmayın!" demiş. "Sunun şurasında bir kaç saatlik yolum kaldı. Vakit kaybetmeden yoluma devam etmem lazım. Gidene kadar bir şey olmaz.
Adam yola çıkmış. Fakat çok geçmeden at aksamaya başlamış. Bu topallama uzun sürmemiş. Sonunda yere düşen atın bir ayağı kırılmış. Adam çaresiz atı bırakmış. Onun yükünü de sırtına alarak, yolun geri kalan kısmını yürüyerek tamamlamak zorunda kalmış.
Sonra da; Aaah, benim akılsız kafam aah!" demiş. Bütün bunlar bir tek çivi yüzünden geldi başıma. Beş dakika bekleyip çiviyi çaktırsaydım, hem saatlerce yürümemiş olacaktım. Hem de at, boşu boşuna ölmeyecekti.
Büyük Türk hakanı Atilla; "Atımın nalındaki bir çivi düşseydi, bu büyük ülke olmazdı!" demiş. "Ama nasıl olur?" demişler. "Bir çivi bir ülkeyi nasıl kurtarır?" Atilla cevap vermiş; "Bir çivi bir nalı, bir nal bir atı, bir at bir komutanı, bir komutan bir orduyu, bir ordu da koca bir ülkeyi kurtarır. Şimdi daha iyi izah ettik zannederim. Bir çivinin eksikliği, ne kadar büyük kayıplara sebep oluyormuş.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.