- 539 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
ERK’EKLERİ ÖLDÜRDÜĞÜMÜZ İÇİN, ÖLDÜRÜLÜYORUZ !!!
Kadın Cinayeti: Bir kadının kendisini özgürleştirme, bağımsızlaştırma ve/veya bireyleştirme niyetleri, gayretleri ve/veya eylemlerinden dolayı kendisini rahatsız, mağdur ve/veya aşağılanmış hisseden ve söz konusu kadının yakını olan bir erkek tarafından öldürülmesidir.
Kadın cinayetlerinin en belirgin özelliği cinayete kurban giden kadının hemen hemen daima yakını olan bir erkek tarafından öldürülmesidir. Cinayeti işleyen kişi maktûlün kocası, eksi kocası, sevgilisi, eski sevgilisi, akrabası veya gizli ya da açık şekilde cinsel ve/veya duygusal partneridir. Kadın kendisine yabancı veya düşman bir kişi tarafından öldürüldüğünde buna kadın cinayeti denmez. (Bir kadının kendisine cinsel tecavüzde bulunan birisi tarafından öldürülmesi sınıflama açısından tartışmalı bir durum yaratabilecekse de böyle bir cinayet bence “kadın cinayeti” kavramı içine alınamaz.)
Cinayet işlemek bir insanın yapabileceği en aptalca eylemdir !
Peki bir insan , en yakını olan birini canına kast edip neden öldürmeye yeltenir ve yahut öldürür.
Kadının kocasıyla birlikte oturduğu evi terk etmesi, kadının kocasından boşanmak için adımlar atması veya en azından bu niyetini dile getirmesi, kadının birlikte yaşadığı kişiden ayrılması, kadının sadakatsizliği veya sadakatsizliğinden şüphe edilmesi (“rahat” tavırlar, güzelleşme gayreti, başka erkeklerle iletişim) ve/veya kadının itaatsizliği gibi durumlar erkeklerin cinayeti işledikten sonra verdikleri ifadelerde yaygın olarak söyledikleri gerekçelerdir.Ve daha da pek çok gerekçe de sıralanabiliyor.
İçinde yaşadığımız kapitalist sistemin çok daha fazla erkek egemen yapısıyla birlikte, tek eşli aile yapısının gerçekte yalnızca kadın için geçerli olması (erkeğin açık yahut gizil çok eşliliği aşikardır) neticesi ile olay “namus cinayeti “olgusunu da aşabilmiş değildir.
Diğer taraftan kadının toplumsal yaşama (üretime) daha fazla katılmasıyla birlikte, kadın evdeki yahut erkeğin yanındaki konumuna karşı oluşturduğu tavır , davranış vb. açısından da değerlendirmek gerekmektedir.
Erkeklerin, on yıllarca aynı şeyleri yapmakta olan kadının daha önceden yapmakta olmadıkları şeyleri yapmaya başlamaları tetikleyici unsuru oluşturup ,bir anlık öfke ,cinnet getirme vb . şeklinde dışa yansımaktadır.
Toplumsal yaşama toplumsal faydalılık açısından, kadından yüzyıllar önce dahil olan erkeğin (ilk doğal işbölümünü kadın- erkek arasında ki iş bölümüdür.), toplumsal konumda erkek egemen bir yapısının dinsel,siyasal vb. yerleşmişliği karşısında , kadının toplumsal yaşama (üretime) dahil olması çok eski değildir.Üstelik bizim bulunduğumuz coğrafya açısından çok daha yakın bir döneme tekabül ediyor ve bu sürecin tamamen içinde yaşıyoruz aslında.
Erkek, kendi erkinin yıkılmasına “doğal”, “içgüdüsel “ ,bir tepkiyi ortaya koymaktadır.Erkek, yıkılan , öldürülen erkliğini elinde tutabilmek adına daha çok öldürücü oluyor.
havva kılıç