Düşünmek Aklın Sadakası(tarifsiz kavramlar)
Bazı kelimelerin tarifi yoktur
Mesela "şey" gibi.
Şeyle her bişeyi anlatmak mümkün
En çok da, dilimin ucunda da söyleyemedim
Şey işte canım, anladın sen.
Deyip geçiştiririz. Her dilin kendince böyle şey gibi, adeta hızır misali cümlenin bütünlüğüne yetişen kelimeleri vardır.
Bazı kelimeler ise bir manaya karşılık gelen ve anlamı karşılayan sözlerdir. Yalnız bunların da tanımını yapamayız. Başka dilden kendi dilimize çevirirken anlamına en yakın sözcüğü kullanırız. Şöyle ki Kürtçe de "tal" şeklinde söyleyebileceğim bir sözcük. Bu sözcüğü Türkçeye çevirirken bir tarif yoluyla anlatmadan anlamı eksik kalır. Tatsız tuzsuz deriz ya, öyle bir mana ama tam da o manayı vermiyor. Sanki bütün tatlar bir yerde birikmiş de bir anda hepsi kendi manasını açığa çıkarmış, sizin dilinizde algıladığınız tat hepsinin baskın olduğu ama beyninizde buna karşılık bir şema(mana) olmadığından tam bir tarif getiremiyorsunuz. Neyse ki beynimiz bu tür karmaşıklıkları ortadan kaldıracak en mükemmel makine olacak başımızda duruyor..E tabi onu başımızda taşımak buna değecek kadar değerli değil mi?
Bu tür manaları kaydederek her seferinde başka manalar yada tarifler aramayı zaman kaybı olmaktan çıkarıyor. Bu mükemmel makinenin çok çok özel bir başka kelimeyi ise bakın nasıl tanımlıyor. Aslında tanımlamak demek yanlış olur. Beyin kodlama yapar, insan da tecrübelerine göre tarif yapar demek bu noktada daha doğru olur.
Merak " insan olsun hayvan olsun yaşamını düzenleyen nadide duygu ve tarifsiz bir kelime. Tarifsiz olduğunu dünyada ilk defa bilimsel çalışmalarda felsefe bölümünde merak,ı bir konu olarak ele alıp irdeleyen
Boğaziçi Üniversitesi Felsefe Bölümü hocalarından Prof. Dr. İlhan İnan. (Kendisi merak konusunda çeşitli ülkelerde konferanslar vermiş ve felsefe tarihinde merak üzerine yazılmış ilk kitabı
(The Philosophy of Curiosity, Routledge, 2012) dünya tarihine kazandırmıştır.)
Prof. İnan merak, ın tarifinin olamayacağını şu sözlerle dile getiriyor: "Ben merakı tanımlamıyorum, bir tarifinin de olabileceğini düşünmüyorum."
Eminim bir çoğumuz merak dendiğinde -bir şeyi bilme isteği- şeklinde tanımlayacaktır. Merak, bir şeyi bilmenin ötesinde aynı zamanda bir duygunun da adı değil mi? Bazı duyguların tarifi olmadığını varsayarsak merak için doyurucu bir tarif yapmak mümkün mü?
Ben felsefeci değilim, onun için çok da felsefik merak konusuna girmek haddini kendimde bulmuyorum. Asıl gelmek istediğim konu merak ve sevginin, hatta en ötesinde AŞK’ın ilgisi.
( devamı nasipse gelecek)
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.