- 409 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
YARIM KALAN KIRKBİRİNCİ ŞARKI
Derler ki bülbülün kırk tane şarkısı varmış;kırkı da aşk üzerine.kırkı da birbirinden güzel; birbirinden aşk kokan.Aşk için terennümle söylenen kırk şarkı varken bir de Aşık Olunan vardır elbet.Öyle bir aşık olunan sevgili vardır ki Gül’dür adı.
Gül ve bülbülün bu hikayesi İbrahim zamanına dayanır.Hani ateşe diye gül bahçesine atılan İbrahim.Ve bülbül...Gagasında sadece bir damlayla koca bir yangını söndürmeye gelen.Yetmemiştir gagasındaki o minicik su damlası koca bir yangını söndürmeye.Birlikte düşerler ateşe İbrahimle. Sıcak yerine serinlik; ateş değil bahçelerden bir bahçedir düştükleri yer.Ve o gün ödüllendirilir bülbül çiçeklerin en nadidesi,en özeliyle.Bülbül güle ; gül bülbüle.
Gül güzeldir,gül özeldir lakin en güzel,en özel,İbrahim’in, İsmail’in Musa’nın,İsa’nın müjdelediği,beklenen gül açmamıştır henüz.Bülbül terennümle şarkılarını sunamamıştır "O"na.Bekler bülbül.Zamanı gelince Mecnun’un Leyla’sını beklediği gibi.Aşığın Maşuğu’nu beklediği gibi.Açan her gülde arar onu.Asırlarca...
Ve beklenen gül açar nihayetinde.Çölün ortasında bir müjdeyle açar. Binbir müjdeyle açar gül.Ve o gün başlar bülbül ilk şarkısına sesinin en güzel haliyle.Bülbül kavuşmuştur sonunda gülüne.Öyle bir Gül’dür ki açan; adına alemlerin yaratıldığı, Hz.Adem’in affedildiği Muhammed Mustafa(s.a.s) dir O. Aşık Maşuk’una kavuşmuştur sonununda. Ve artık şarkılar özlemi,hasreti değil; vuslatı anlatacaktır.
Gül açar da bilmez mi alem onun açışını.Kisra’nın sarayları şahit olur da Gül’ün açışına dayanır mı sütunlar.Mecusilerin sönmeyen ateşi bu açışa şahitlik eder de sönmez mi ateş?Ve bülbül...Asırlardır beklediği Gül’ünün açışını bilmez mi.Şahittir Bülbül bu açışa,bu doğuşa.
Yıllar geçer...Gül büyür; bülbül büyür ;Aşk büyür.Gül için yazılan şarkılar çoğalır,her bir şarkı daha çok aşk kokar olur.Gül bu kadar güzel olur seveni de çok olmaz mı?Seven kıskanmaz mı sevdiğini?Kıskanır elbet.Kıskanır O’nu bülbül her şeyden ve herkesten hatta gözünün bebeğinden.Önce zevzesi Hatice’den.Gülünün başını omzuna dayıyor ona eş oluyor diye.Ve sonrakilerden...
40 yıl geçer aradan.Ve kutlu günde müjdelenir Gül Allah’ın elçilik göreviyle. Kutlu görev verilince Güle;Güle aşıkların arttığı gündür o gün.Artar rakipleri Bülbül’ün...Hepsinden kıskanır Gül’ünü. Ebu Bekir ’den,Ömer’den,Osman’dan,Ali’den,Zeyd’den,Bilal’den,Hamza’dan... Ve daha nice Aşıktan.
Tam altmış üç yıl sürer kırk şarkının tamamlanması.Ve gül solduğu vakit bülbül kırkıncı şarkısını da tamamlamış; susmuştur.Gül solmuş, bülbül susmuş ,alem hüzne boğulmuştur o gün.Ve o gün susar bülbül onunla birlikte Bilal susar.Bilal susunca yetim kalır ezan...Ne bülbül’ün ne de Bilal’in dili varır "Eşhedü enne Mu..." demeye.O an boğaza dizilir sözcükler.Dudaklardan dökülmez Gül’ün adı.Yetim kalır ezanlar ve şarkılar.
Bülbül aşığını,Gülünü kaybeder o gün. Ama bülbüldür o.Sesinin en güzel haliyle şakımalıdır yine.Sadece O’nu anlatmak için.Ama heyhat...Ne güzel sesi kalmıştır Bülbül’ün ne de söylediği şarkılar.İşte o gün bugündür yarımdır kırkbirinci şarkı.Ve kıyamete kadar, Gül’e kavuşana kadar da yarım kalacaktır.
Bülbül olup Gül’e kavuşabilmek duası ile....
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.