Yazı Ne Zaman İcat Edildi
Nice zamandır kalemin gördüğü düşü tabir etmek için ter döküyordu harfler. Kâh bir şairin elinde hâlden hâle giriyorlardı, kâh bir yazarın, yahut kalem erbabı bir adem evladının. Hasılı, bu bizim harf milleti çok çekti insan oğlundan. Okumayı sökmeye görsünler her biri feriştah kesiliyor bunların. Sözde, yazı miladın miladından önce bulunmuşmuş da. Efendim, Sümerler diye bir milletin icadıymış da. Söyleyen söyleyene. Peki İnsanlığın babası Adem Aleyhisselama indirilen sayfalardaki yazıyı nasıl izah edeceğiz? O yazıyı da mı Sümerler buldu?
Olan bir şeyi bulmak icat sayılır mı hiç. Kalubeladan bu yana olmayan bir varlıkla böylesine ünsiyet kurabilir mi insan… Yazıyı Sümerlerin bulduğu savını öne sürmek ve diretmek gafletinde bulunmak için tarihçi olmak gerekiyor zahir. Bu yazıyı yazarken tarihçileri töhmet altında bırakmak gibi bir niyetimizin de olmadığını peşinen söyleyelim de kimsecikler alınmasın. Biz naçizane yazıyla olan ünsiyetimiz icabı yadımıza düşeni paylaşmak istedik bundan maada bir gayemiz dahi yoktur.
Uygarlığın mimarı insanoğlu kendi icat ettiği acımasız silahlarla yine uygarlıkların sonunu getiriyor acımasızca. Yazıdan ziyade paraya önem veriyor. Hemcinslerini öldürüyor, doğaya ve içindekilere kötü davranıyor. Bu ne menem bir anlayış hafsalam almıyor.
Tıpkı okumak ve yazmak üstüne ahkam kesmek hususunda benim gösterdiğim gaflet ve dalaleti, kadim devirlerden bu yana yazının icadı hususunda tarihçiler sergilemiştir. Yazının Milattan önce 3200 yıllarında bulunduğunu söylese de ilim erbabı, bendeniz, yazının Cennetten ihraç edilen Adem peygamberin uhdesinde dünyaya indirildiğine inanıyorum. Adem peygamberin okur yazar bir peygamber olduğundan şüphe duymuyorum. Yani okuyup yazmak bize insanlığın atası Adem peygamberden miras. İyiliğin ve itaatin Habil’den, kötülüğün ve asiliğin Kabil’den miras kaldığını da bu arada söylemek lazım. Söze nokta koyarken hurufat ehli ile ünsiyet kurmakla hurufatla ünsiyet kurmak akrabadır. Bu cihanda huzur ve sükun içinde yaşayabilmek için, hurufatla ünsiyeti geliştirmek lazım gelir. İster kalemin gördüğü düş için, ister derunumuzda olan bitenleri ifşa için.
Derunumuzda kaynayanı açığa vurmak için söze, sözü kâğıda dökmek için harflere ve kaleme ihtiyaç duyulur. Derunumuzda olanı yazıya dökmek sırrı faş hanesine yazılır mı o hususta da kararsızım. Sözlerimin sonunda her şeyin sahibine, yazıyı da yaratana şükürler olsun diyorum. Okuyup yazanın çok olduğu terörsüz ve savaşsız bir dünyayı özlediğimi de ifade etmek istiyorum. Artık siz karar verin, Yazıyı M.Ö 3200 yıllarında Sümerler mi icat etmiş. Yoksa Adem Aleyhisselam mı dünyaya indirmiş.
Ankara, 18.02.2016 İbrahim Kilik
YORUMLAR
Güzel ahlakı yayma amacıyla gönderilmiş bir kitabın tarih ya da temel bilimler kaynağı olarak kullanılmaması gerekir. Kutsal kitaplardaki metinlerin çoğu metaforiktir, kelime anlamıyla anlaşılmaması gerekir. Saygılarımla.
İlhan Kemal tarafından 2/19/2016 4:53:29 AM zamanında düzenlenmiştir.