SENİ SEVİYORUM
Hayvanlar arasında en çok maymunları seviyorum, neden mi: Sevişirken hiç konuşmuyorlar ve devamlı sevişiyorlar. Sevişmenin, sosyal ilişkilerin anahtarı olduğunu kabul etmişler. Kediler öyle değil. Kediler biraz yırtıcı. Nerede nasıl sevişileceğini bilmiyorlar. Enseye geçiriyorlar dişlerini.
Evet, insanlar değişik. Çok değişik. Sevişirken konuşuyor bazıları. Günlük olayları anlatıyor; “yarın, otları biçecek misin,” diyor, “çayır biçecek misin, “ diyor bazıları. İç çamaşırlarının rengini beğenip, beğenmediğini soruyor, bazıları. Hiç farkında bile değil. Seviştiğinin farkında bile değil. Sadece bir görevi yerine getiriyormuş gibi davranıyor.
Sevişmenin bir sanat olduğunu bilen çok az. Çok az. O sanata ulaşmanın, ne denli zor olduğunun farkında çoğu. Üç beş dakikalık mesele olmadığının bilincinde olanlar da az. Sevişmek sadece bir cinsel davranış şekli değil. Ben öyle düşünüyorum belki. Belki bir başkası daha değişik düşünüyor.
Afrika’da bir maymun türlerine bakmışlar, araştırmacı antropologlar; sadece o maymun türünde, Kongo’da bulunan bir maymun türünde aile içi kavganın olmadığını sezinlemişler. Uzun süre orada video çekip, incelemişler. Çünkü o maymun ailesinin kadınları, her an erkeleriyle sevişiyormuş. Sosyal barışı, sevişmekle elde etmişler. Acaba insanlar aynı şeyi denese, sevişmeyi bu kadar büyütmese, gizlemese, saklamasa, utanmasa; insanlar arasında savaş olur muydu, kavga olur muydu?
Düşünün bir kere: Yemek yiyorsunuz, zevk alıyorsunuz; müzik diniyorsunuz, zevk alıyorsunuz, film izliyorsunuz; zevk alıyorsunuz, yürüyorsunuz; zevk alıyorsunuz, sevişiyorsunuz; zevk alıp, almadığınızın farkında bile değilsiniz. Sevişmek her derde deva, her yaşta. Bunun yaşı, zamanı, zemini yok. Sevişmek güzel şey. Boşuna dememiş John Lennon: “Savaşmayın, sevişin!” diye.
Karıncalar nasıl sevişir, onu merak ettim çünkü evde hep karınca dolu. Karıncalar sevişmiyor sanki. Karıncalar çok vahşi. Evet, karıncalar çok vahşi. Biz göremiyoruz belki. “Karınca gibi çalışkan!” diyoruz, “Arı gibi çalışkan!” insana benzetmelerde bulunuyoruz. O çalışmanın bedelini, düşünüyor musunuz? Karınca ve arılar arasındaki iş bölümünü düşündünüz mü? Kime nasıl davranıldığını, düşündünüz mü? Köleci bir düzenin, orada var olup, olmadığını düşündünüz mü? Karıncaları sevmiyorum. Arıların balı da olmasa onları da sevmeyeceğim herhalde.
Tek başına yaşayanları seviyorum belki. Kartalları seviyorum. Evet, sürü halinde uçan kuşları sevmiyorum. Sürüleşmiş hiçbir şeyi sevmiyorum. Sürüleşmiş insan türlerini de sevmiyorum. Televizyonlara kapanmış, dizi izleyen insanları da sevmiyorum.
Sürüleşmenin çok çeşidi var. Piyasa tanrısı, insanları sürüleştirmekle meşgul. Evet, ya onun dediklerini tutacaksın yahut da bu diyardan gideceksin. Cismen bile olmasa fikren bu diyardan gideceksin. Ben, sen o; bu diyardan gitmişlerdeniz.
Reklamlar, reklamlar, reklamlar, reklamlar; her yerde reklam. Artık internete de girmiyorum. Girdiğimde o reklamlar her tarafımı sarmış. Yeni yeni reklam türleri. Her köşede bir gizli el, seni bekliyor. Yakalayıp, “al, al, al, satın al,” diyor. Tüket, tüket, kendin tükendiğin sürece iyisin. Zaten onun için kurulmuş bütün tezgâhlar. Sen tezgâha sürülmüşsün. Sen namluya sürülmüş bir mermisin. Hedefin belli. Tetiği çeken de belli ama sen, sadece bir mermisin. Sadece bir mermisin. Kemal, sen de sadece bir mermisin. Bunun lamı cimi yok.
Evet, sevişmeyi seviyorum. İnsanın gözüne bakarak sevişmeyi seviyorum. Mavi gökyüzüne bakar gibi, yeşil denizlere bakar gibi, yosunlara bakar gibi, mimozalara bakar gibi, manolyalara bakar gibi, sümbüllere, lalelere bakar gibi, mercan dişlere bakar gibi sevişiyorum bakarak. Tebessüm ediyorum gülen gözlere. Gözlerime değdiği an, eriyenlere bakar gibi. Evet, kara bakar gibi. Kardan adama, kardan kadına bakar gibi sevişmenin tadına varıyorum. Her kare resmi çeker gibi, acıları yansıtır gibi, tatları saklamaz gibi.
Evet, sevişmenin, binbir çeşidi var güzelim.
Hadi gel, sevişelim
Bak, avucumdasın
Sol elimdesin
Sesimi record yapıyorsun
Seni seviyorum
Biliyor musun?...
Volkan Kemal
17 Ekim 2013
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.