- 804 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
SEVGİLİM ÖBÜR TARAFTA!!!
[ italiHayır efendim, yanlış anlaşılmasın, benim değil. Benim her yıl olduğu gibi, her iki tarafta da güne konu olan anlamda sevgilim yok.
Bu gün izlediğim bir programda geçen bir sözcüğün çağrımıyla, yıllar öncesindeki bu güne gittim.
O gün işlerim vardı dışarıda. O nedenle erken kalktım. Haberleri izledim, tam çıkmaya hazırlanıyordum ki haberlerin ardından farklı bir kadın programı başladı. Başka zaman olsa, kapatır televizyonu, çeker giderdim ama yapamadım bu defa. Duygu dolu harika bir program düzenlenmişti. İlk kez sonuna kadar ve hazla, bir yandan da buruk izlemiştim. Bitmeden de çıkmamıştım evden. Varsın işler aksasındı biraz.
Sunucu, farklı bir program yapmak istediklerini belirtmişti önce, sevgi, aşk sadece sevgiliye duyulan değildir, böylesi günde onların daha çok sevgiye ihtiyaçları var ve özel günlerde gidip onları ziyaret ediyoruz, böylesi bir havada bir yere de çıkmıyorlardır, onlara da değişiklik olsun diye alıp programımıza getirdik diye devam etti sözlerine.
Huzur evi sakinleri davetliydi programa. Orada yaşanan aşklar, ikinci baharlar, yapılan evlilikler ele alınacaktı.
85 yaşında bir hanım; sevgililer günü için ne düşünüyorsunuz sorusuna: Sevgilim öbür tarafta ve ben onu hâlâ çok seviyor ve çok özlüyorum, diye yanıt verdi. Hem içim buruldu, hem üzüldüm, hem sevindim. Ne mutlu ki şu an başka bir dünyada da olsa, özlemle anımsadığı, hâlâ sevmekte olduğu bir sevda yaşamış, bir ömrü doldurmuş bir sevda yeşermiş yüreğinde, hâlâ gün be gün daha bir yeşeren, daha bir göveren ve daha bir özlenen sevdaymış yaşadığı. Anlatırken o sevgiliye özlemini, adını dua gibi huşu ile anarken, yüzünün kırışıkları arasından şavkı yansıyan aşk, gözlerinde parlayan sevda nasıl da sayhalıyordu o muhteşem paylaşımı.
Ardından bir hanım aradı telefonla; o büyük sevdasını, o zamanlar üstü bitimsiz aşkını ölümle kaybettiğini anlattı ve çok özlediğini ağlayarak ifade etti.
Acaba ölümle kaybedilenler miydi kalıcı olan ya da eskiden miydi o muhteşem, o saygın, o devasa sevdalar?! Yoksa sıkça dile getirdiğimiz gibi, iyiler miydi hep erken ölenler?
Sonrasında, huzur evinde tanışıp evlenen çiftten erkek olanı başladı anlatmaya: O geldiği gün huzur evine, güneş doğdu sanki ilk kez. Dünyam aydınlandı. Tanıdıkça, anladıkça onu, işte dedim, işte bu. Biraz geçti, boşa geçmiş, onsuz geçmişti onca yıl ama olsundu. Bundan sonrasında, ömrümün kalanı her ne kadarsa da, onunla olacaktı, yeterdi bana bu kadarı da. İkinci baharımızı yaşıyoruz biz. Darısı herkesin başına efendim.
Şarkılar da tetikledikçe, kâh ağlıyor, kâh hüzün, kâh hazla onları izliyor, kahvemi yudumluyordum bir yandan da…
Kahvem de, program da bitti…
Ben yaşamımın gerçeklerine dönmeliyim; aşk, meşk hayıflanmalarından öncel gerçeklerime dönmeliyim diyerek kapattım televizyonu…
Hepinize gecikmemiş ve bitimsiz sevdalar diliyorum efendim ama mutlaka ve mutlaka sağlıkla!..
p.r.alkan
k ]