- 496 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Tevbe:34
Rahmân ve Rahîm (olan) Allah’ın adıyla
Ey iman edenler! (Biliniz ki), hahamlardan ve râhiplerden birçoğu insanların mallarını haksız yollardan yerler ve (insanları) Allah yolundan engellerler. Altın ve gümüşü yığıp da onları Allah yolunda harcamayanlar yok mu, işte onlara elem verici bir azabı müjdele! Tevbe sûresi:34
(Bu ayeti kerimin bazı tefsirlerini okudum ve dinledim. Bizler Müslümanlar olarak hepimiz kuranı kerimi anlamaya çalışmalıyız, ben haddimi aşmaktan korkuyorum, yanlış düşündü isem Allah’ın (cc) affına sığınırım. Ancak hem gördüğümü sandığım anlamı paylaşmamak bana bir vebal yükleyebilir endişesi, hem "bir ağaç rahmeti çekmez ama bir orman rahmeti çeker" kaidesi gereği, gördüğümü sandığım anlamı yazıyorum.
Ayrıca, Ayet tefsir etmek bilgi birikimi ve eğitim gerektirir, ben tefsir yapmaya kalkışmıyorum yalnızca okuduğum ayetten aldığım dersi yazıyorum.
Bu ayeti kerimde Müminlere yapılan uyarının konusu, zekatı verilmemiş mallar değil, din adına yapılan bağışlar ve din adına kendisine bağlanılan dini önderlerdir. Fakat ayetteki asıl mesaj ve tehdit dini önderler ve din adamlarına yapılmıştır.
Öncelikle
Bu ayet inince neler olmuş?
Hz. İbni Abbas (r.a.) der ki bu ayet inince bu hal Müslümanlara ağır geldi. Şöyle dediler: Biz evladımıza bir şey bırakmayacak mıyız?
Bunun üzerine Hz. Ömer (r.a.) "ben Resulullah’la görüşüp durumu size aktarırım" dedi. Hz. Sevban (r.a.) ile Efendimize gittiler. Bu ayeti Hz.
Peygamber’e (s.a.v.) sordular. Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurdu: "Allah zekâtı emretti ki zekâtın dışında kalan paranın (malın) temiz olduğu anlaşılsın. Allah mirası emretti ki sizden sonra miras olarak bırakabileceğiniz mal kalsın."
Efendimizin bu açıklamasını duyan Hz. Ömer tekbir getirdi. (Şevkati, Fethül Kadir, 2, 357)
Buradan da anlaşılacağı gibi bu ayeti kerim, sıradan Müslümanların Mal varlığıyla doğrudan ilişkilendirilmiş değil. Müslümanların mallarını zekatla temizlemeleri gerektiğini doğrudan açıkça ifade eden bir çok ayet var. Eğer temsil ile verilmiş zekat mesajı almak istersek, Yahudi ve Hrıstiyan halka verilen Zekat emrini anlatan ayetler, ya da onların Allah’ın emirlerine karşı geldiğini, Allah’a verdikleri sözlerinden döndüklerini bildiren ayetleri, Müslüman halka örnek olarak gösterilir. Yani "bakın bu emri yerine getirmeyen diğer kavimlerin başına neler gelmiş, Allah onları nasıl uyarmış, ceza olarak dünyada başlarına neler gelmiş, ve Ahiretteki cezaları nasıl olacak mış" gibi...
Oysa bu ayeti kerimde dikkat çekilenler, örnek verilenler din adamları, Müslümanların bu ayeti kerimden alacakları pek çok ders vardır aklım hepsine ermez.
Ancak anladığım kadarıyla bu ayeti, Müslüman dini önderlerin, yani Alimlerin, Şeyhlerin, Hocaların doğrudan kendilerine yapılan bir uyarı olarak düşünmesi gerekiyor.
Şeyhlerimizin, Din alimlerimizin, Hocalarımızın Tevbe:34 den almaları gereken mesaj " hahamlardan ve râhiplerden birçoğu insanların mallarını haksız yollardan yerler ve (insanları) Allah yolundan engellerler."
Din adamları, haksız yere nasıl halkın parasını yerler?
Müslüman din adamları bu haksızlığı yapıyor mu? Yapıyorsa nasıl yapıyor? (şunu da belirteyim, söz konusu hocaların ve alimlerin yaptıkları iş, hizmet karşılığı aldıkları para değil, söz konusu olan Allah yolunda harcanmak üzere toplanan bağışlar)
Din adamlarının halkın bağışlarını gönül rızası ile vermiş olsalar bile,
Allah yolunda harcanması gereken maddi gelirler, Şeyhin, hocanın, alimin, hayat kalitesinin artmasına neden oluyorsa, bu paranın bir kısmını bile kendi ve ailesinin, çevresinin lüksüne ayırıyorsa, bu bağışlar Şeyhin ailesindeki kadınlara altın bilezikler, kemerler olarak dönüyorsa ya da bu bağışlar sayesinde adamları lüks otellerde tatil yapabiliyorsa, bu ayet ve sonrasında gelen tehdidi bir düşünmeleri lazım.
“ (Bu paralar) cehennem ateşinde kızdırılıp bunlarla onların alınları, yanları ve sırtları dağlanacağı gün (onlara denilir ki): "İşte bu kendiniz için biriktirdiğiniz servettir. Artık yığmakta olduğunuz şeylerin (azabını) tadın!" Tevbe:35.
Ayrıca şu uyarı da dini liderlere yapılmıştır. “ve (insanları) Allah yolundan engellerler." İfadesi, Müminlerin din adamları ve dini önderlerinin yapmaması için Kuranı Kerimde Rabbimiz, bize haham ve Rahiplerin yaptığı hatayı haber veriyor. Yani Müslüman dini önderlere:
Etrafınıza topladığınız Müminleri, öncelikle kendinize bağlayarak, Hahamların ve Rahiplerin hatasına düşmeyin. Ancak Allah’ın önünde eğilmesi gereken müminleri kendi önünüzde eğdirmeyin, eteğinizi öptürmeyin.
Hem Onların, Cemaat üyesi olmaktan öte ümmet olduğunu bilin ve bildirin.
Din kardeşleriniz savaş mağduru iken, ya da yoksul bir şekilde savaşmaya, dinini, ülkesini, namusunu savunmaya çalışırken, tarikat ve cemaat derdine düşmeyin.
Eğer o dergahlara, o cemaatlere, tarikatlara, şeyhlere toplanan paralar Allah yolunda harcanacaksa bu harcamayı da kişiler kendi sıralamasına göre değil, Allah yolunun acil ihtiyaçlarına göre yapmalı. Tevbe Suresinde bu sıralamanın nasıl olduğu ve bu ihtiyaç önceliğine uymanın ne denli önemli olduğu şu ayetlerde bildirilmiş“
19. (Ey müşrikler!) Siz hacılara su vermeyi ve Mescid-i Haram’ı onarmayı, Allah’a ve ahiret gününe iman edip de Allah yolunda cihad edenlerin imanı ile bir mi tutuyorsunuz? Halbuki onlar Allah katında eşit değillerdir. Allah zalimler topluluğunu hidayete erdirmez.
20. İman edip de hicret edenler ve Allah yolunda mallarıyla, canlarıyla cihad edenler, rütbe bakımından Allah katında daha üstündürler. Kurtuluşa erenler de işte onlardır.
Artık,
Müslümanların bir çoğu namaz kılmadan da Cennete gireceğini zannederken, büyük kısmı katledilirken, açlıktan ölürken, Müslümanlar savunma sanayinde Dünyanın çok gerisinde iken, zaten binlerce benzeri olan bir kitabı yeniden bastırmak, yeni eğitim binaları yaptırtmak, kendi dilini öğretmek için para ve zaman harcamak, kendi bankası batmasın diye müritlerine ev araba sattırıp bankaya yatırtmak, ülkesinin siyasileri ile kapışmak... gibi ihtiyaçlar Allah yolunun daha mı öncelikli ihtiyacı ona dini önderler karar versin. Hem bu ihtiyaçlar Allah yolunun acil ihtiyaçları değilse, boşa giden, hedefini bulamayan şey yalnız bağışlar değil.
İnsanların zamanı ve emeği de hedefini bulmamış nefis hesabına çalışılmış olur. Yani bu işlerde koşturan İnsanlar da Allah yolundan alıkoyulmuş olur.
Bu mesajın ne olduğunu daha iyi anlamak için sonrasında gelen ayetleri ve Tevbe Suresinin bütününe hakim olan mesajı anlamak gerekiyor.
Tevbe suresi, Müşriklere İhtar ile başlıyor. Bu başlangıçtan bile şu mesajı alıyoruz. Ey Müslümanlar size saldırıldığı zaman sizde, size savaş açan tarafa kararlı bir tavır gösterin.
Zaten "müşrikler nasıl sizinle topyekün savaşıyorlarsa siz de onlara karşı topyekün savaşın..Tevbe:36 " Ayeti de bu anlamı kesin bir ifade ile ilan ediyor.
Bu Mesajı zaten şu zamanda normal Müslüman halk doğrudan alacak durumda değil, yani bu mesajın da birinci derece muhatabı dini önderlerdir.
Biz Müslüman halk tevbe 36’ dan ders alınca Ümmet birliği için dua eder ve Ümmetin hayrına gördüğümüz bir guruba dahil oluruz. Oysa dini önderler, bu ayetin mesajını alsa bir araya gelir ve önderi oldukları Cemaatleri ve Müritlerini aynı amaç etrafında toplayabilir.
Yani birlik olunması gereken yerde, Cemaatlere, kuruluşlara, aktarılan yardım paralarını ve o cemaat ve tarikatların üyelerini, müritlerini fikri ayrı, zikri ayrı, çabası ayrı, masraf ettiği şeyler ayrı hale getirmek ve bu yolda devam etmek dini önderler tarafından bu ayetten alınması gereken dersin yeterince alınmadığını gösterir.
Neyse sözü uzatmayayım. Sonra konuyu dağıtıp kendi kafamı karıştırabilirim. İnşAllah bakış açımı, gördüğümü düşündüğüm mesajı doğru yazmışımdır.
Bu bakış açısıyla yani kendi üstüne alınarak bu ayeti düşünecek olan dinde önder konumunda olanlar, Şeyhler, Hocalar, kendilerine benim yazmaya çalıştığımdan çok daha detaylı mesajlar alacaktır. Kimseyi zan altında bırakmak istemedim. Yalnızca gördüğümü düşündüğüm anlamı doğru bir şekilde ifade etmeye çalıştım. Üslubumda ukala bir tavır varsa bu kendime olan güvenimden değil, yalnızca anladığımı sandığım Hakikati perdelemekten korkmam nedeniyle, dolaylı anlatım yerine açık ifadeler kullanmamdan olabilir. İstemeden maksadını aşan bir yazı oldu ise affola.
Allahın birliğine emanet olun. Saygılarımla.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.