- 875 Okunma
- 8 Yorum
- 0 Beðeni
DÝVRÝÐÝ’NÝN BALA HAMAMI
Okuduðunuz yazý Günün Yazýsý olarak seçilmiþtir.
DÝVRÝÐÝ’NÝN BALA HAMAMI
2012, Haziran Günlerden Cuma, Ýstanbul Beyoðlu Târihî Galatasaray Hamamý’ndayým. Burayý; Sultan 11. Beyazýt Han.1481 yýlýnda Galatasaray Mektebi öðrencilerine hizmet etsin diye yaptýrmýþ. Muhtemeldir ki öðrenciler abdestsiz ilim hýfz etmesinler diye düþünülmüþ asil bir yapý. Oysa bugün Galatasaray Hamamý turistik, medyatik ve de sosyetik kirlileri aklamakla iþtigal etmekte.
Ýnsan ister istemez yatýlý okullarda ki ve yurtlarda ki öðrencilerin durumunu hatýrlýyor. Akmayan sular, banyo sýrasý kuyruklarý ve bitlenen öðrenciler. Asýl konuya döneyim, bana gelenek göreneklerimizden olan gelin hamamý töreni yapýlmadýðýndan, içim de ukde kalmýþtý. Bu yüzden evlenmekte olan kýzýma düðünden önce þöyle görkemli bir ‘’Gelin Hamamý’’ yapayým da komþularla beraber güzelce sulara gark olup aklanalým, paklanalým göbek taþýnda ziyafet verelim istediysem de, fiyatlarý duyunca baþýmdan aþaðý kaynar sular dökülüverdi, bu sýcaklýðýn ortasýnda donakaldým.
Þadýrvanýn (Beþ katlý fýskiyeli havuz) ‘un kenarýna oturup acaba nasýl daha uygun bir hamam bulurum diye düþünmeye baþladým. Ahhh memleketimin hamamlarý diye iç geçirdim, o zamanlar sadece Ýstanbul da deðil memleketimizin her köþesinde hamam kültürü hâkimmiþ. Bizim de; þimdi dünya kültür mirasý içinde yer alan Tarihi Divriði Ulu camii yapýlýrken, bu kutsal mabedin inþasýnda insanlar abdestiz çalýþmasýnlar diye hemen caminin yaný baþýna hamam yaptýrmýþlar, baþlarýndaki Bekir adlý kiþinin de çavuþlarý olmasý sebebiyle adýna Bekir Çavuþ hamamý denilmiþ. Yüksekçe olduðundan bir adý da Bala(Yüksek) hamammýþ.
Temizlik imandan gelir sözünün tarih de uygulamasý böyleymiþ þehirlere umumi hamamlar evlere de hamamlýklar. Eski zamanlar demek gelmiyor içimden eskimeyen o zamanlar da su zaten bol ve temizmiþ. Ohhh þifa olsunnnn. Þifa dedim de laf lafý açýyor;Zaten Divriði Ulu caminin içinde bulunan, Þifahane ( Darüþþifa ) bölümünde, hastalar su ile tedavi edilirmiþ su sesi ve ney sesi eþliðinde kuran okunuyor, tarifsiz bambaþka bir dünyaya gidiyorsunuz, ebetteki bu dünyanýn hastalýklarýndan arýnýrsýnýz. Yine derinlere daldým, sadede geleyim;
Kendime dedim ki ;Hülya sen bu iþi memleketinde yap, nasýlsa o tarihi hamamlar dan birkaçý duruyordur ve anama telefon açtým.
Anne ben oradaki Ýmamoðlu ya da Bekir Çavuþ( Bala) Hamamda kýzýma gelin hamamý yapmak istiyorum.
Anam: ‘’-amaann gýzým canýn iþmi isteyiii,banyovun yokmu gir yýkan o adetler þimdi gahtý.’’( Kýzým canýn iþmi istiyor,o adetler þimdi uygulanmýyor,unutuldu banyon yokmu gir yýkan) Dedi.
Ne yani ben gelin hamamý yapamayacak mýyým, herhalde belediyelerin alçak tavanlý, çamaþýr suyu kokan betondan hamamlarýna gitmemi beklemiyorsunuz.
Anacýðým yaþlanmýþ olmalý, nasýlda üþengeç ve eriniyor çocukluðum da ve gençliðim de katýldýðým hamamlar ne güzeldi.
Cumartesileri çok kalabalýk olacaðý için bohçalar bir gün önceden bohçacý denilen ulaklarla(mahalleden genç erkek çocuklar) hamama gönderilir yer ayýrtýlýrdý, efendim küs komþuyla ayný kurnaya düþtüðünüzü hayal edemiyorum tas tasa, saç saça kavgaya tutuþurlardý. Bu yüzden önceden masa ayýrýr gibi kurna ayýrmak âdeti vardý. Ertesi Sabah öðlene doðru fayton gelir bizleri alýrdý bazen faytoncunun iþi çýkmýþ olsa at arabasý yollardý ki anam çok kýzardý.
‘’ O nedir oðul tangur tungur içimiz dýþýmýza çýkýyý yanýmýzda yüklü gelin var düþükmü etsin, yarým saat sona olsun fayton gelsin’’ derdi.
Gelinler ipekten renkli göz alýcý ( Atlas Çadýr) dediðimiz çarþaflara bürünüp altýnlarýný takarlardý, annemlerde siyah çarþaf giyerler, bizde arada kalmýþ bir kýyafet türüyle giderdik, genelde eþarp örtünmek istemezdik, annem “gýzým hamamdan çýkýnca baþýn üþür al bunu tak” derdi.
Eðer hamamda çok yaþlý hatun analar, niye bu gýzýn baþýnda ah(beyaz tülbent) yohtur? Oðul bir degirmi kestüremediiizmi,(bir metre tülbent kestiremedinizmi derlerse;
annelerimiz ‘cici annesi o okuyu örgetmen olacak’ diye baþý açýklýðýmýzý kamufle ederlerdi.
Hepimizin kanaviçe iþlemeli hatta ucu dantelli bohçalarýmýz vardý, peþtamallarýmýz Karadeniz’in sarý simli iþlemeli kýrmýzý ipek peþtamallarýydý, taslarýmýz, bakýrdandý ortasý kuþlu ya da balýklý olurdu, her biri bir sanat iþçiliði taþýyan eser gibiydiler. Taslarýn Alt yada yan tarafýnda muhakkak ustasýnýn adý yazardý, benim tasýmda mammed(Memed) efendinin möhürü var gýymetli derlerdi.
Bizlerin ayaklarýmýz da tahtadan takunyalarýmýz olurdu, fakat taze gelinlerin ayaklarýnda gümüþ nalýnlarý vardý. Taraklarý da fildiþiydi, elleri kýnalý halde süpürge saçlarýyla nasýl arzý endam ettiklerini anlatamam, bir an önce büyümek isterdim. Kapý kenarýnda serinlemeye çalýþan yaþlý teyzeler de gözleriyle genç kýzlarý keserlerdi, acaba eti butu yerinde mi, göðüsleri de iyimi çocuk emzirir mi gibi kendi oðullarýna kýz beðenme seanslarýndaydýlar. Bu arada ben gibi cýlýzlar beðenilmezdi, en çok saçlarým taranýrken hamam baþýma yýkýlýrdý, yaba tarak denilen tahta taraklar vardý, , annem biraz da sýrada bekleyen kardeþlerime zaman ayýrabilmek için aceleyle dolaþmýþ saçlarýmý tararken yolup yoluþturur, bu yaþta uzun saçý neydecen diye söylenirdi.
Hamamýn sahibi hatun, tüm altýnlarýný takýnýr güzel kokular sürünüp hamam kürsüsü denilen yüksekçe bir yerde otururdu. Hamama gelen kadýnlar; yaptýklarý kalbura bastý, maydanozlu kýymalý börek, yaprak sarma (asma yapraðýna sarýlmýþ iç) hamamcýnýn torpiline göre kürsüsünün altýna sokuþtururlardý. Aman Aþov(Ayþe) hatun sürmeli gözünü sevem beni þeyle ferah bir küruna goyasýn ýsýcaða -dayanamýyým telesiyim(bunalýyorum).
Hamamcýda ‘’helbette Nadire bacý senin bohçan aha þo tahta baþýnýn sað tarafýnda heç tasalanmayasýn’’ diye kurum kurum kurulurdu(Böbürlenmek anlamýnda).
Paklanma malzemelerinden Hacýþakir sabunu mis gibi kokardý, saç yumuþatýcý olarak kil meþhurdu þimdilerde cilt bakýmýnda kullanýlan kil iþte o zamanlardan gelmedir.
Hamam o yüksek kubbesiyle buharý yukarý çeker içerisi saðlýklý bir ortam olurdu getirilen yiyecekler göbek taþýna dizilir gruplar halinde yenir güzel sohbetler edilirdi, En son abdestler alýnýr, çýkarken herkes birbiriyle salâvatlaþýr Allah tekrarýný nasip eylesin güle güle kirlenin denilirdi. Herkesin býdýr býdýr dudaðý oynardý dua ediyorlarmýþ ne güzel bir adetmiþ insan arýnýnca ruhuda arýnýyor dualarla.
Eðer o günkü gelin hamamýysa bu hatýrladýklarýma ek olarak, gelin olacak kýzýn arkadaþlarý maniler türküler söyleyerek geline eðlenceli bir þekilde banyosunu yaptýrýp vedalaþýrlardý.
Ýþte ben geçmiþteki o güzel hamamlarý ve o adetleri bulamadým, bu güzel geleneði yaþatamadým ancak aþaðýdaki þiirimde sizlere anlattýðým þekilde tüm kadýn okuyucularý bu gelin hamamýna davet ediyorum, hoþ geldiniz eðer hayalinizde canlandýrabildiysem iyi bir ev sahipliði yapmýþým demektir þimdiden teþekkür ediyorum.
Saygýlarýmla.
DÝVRÝÐÝ I (BALA HAMAM)
BALA HAMAMIN NAZLI SÜLÜNÜ,,
SÖKMÜÞ BELÝGÝNÝ SIRMA TELÝNÝ,
FÝLDÝÞÝ TARAÐI, GÜMÜÞ NALÝNÝ,
ATLAS ÇADIRI DA, YERE SÜRÜNÜ
YEÞÝL DÝVRÝGÝNÝN, TAZE GELÝNÝ
GANAVÝÇE NAKIÞLI ÝPEK BOHÇASI,
GIRK GAT CEHÝZLÝ, VAR FERMANASI
YASSUR OLSUN ONA BÖYÜG ANASI
ATLAS ÇADIRIDA, YERE SÜRÜNÜ
YEÞÝL DÝVRÝGÝNÝN, TAZE GELÝNÝ
BALA HAMAMIN, ALÇAK KURNASI
GETÝRSÝN GÖRÜMÜ, ACEM GINASI
SUTARASI ALTUN, ALTUNDUR TASI
ATLAS ÇADIRI DA, YERE SÜRÜNÜ,
YEÞÝL DÝVRÝGÝNÝN, TAZE GELÝNÝ
BEKÝR ÇAVUÞUN, BALA HAMAMI
SU ÞIKIRDIYOR, HER ÞADIRVANI,
ÇIKARIN KEREVETE GELÝN HANIMI,,
ATLAS ÇADIRIDA YERE SÜRÜNÜ,
YEÞÝL DÝVRÝGÝNÝN TAZE GELÝNÝ
Hülya ASLAN
Sözlük:
Sutara:Altýn bilezik
Yassur olmak:Kurban olmak
Atlas Çadýr:Divriði yöresinde gelinlere giydirilen mavi renkli ipek çarþaf.
Çadýr:Çarþaf
Fermana:Ýpek veyahut kadife kumaþ üzerine sýrma ile iþlenmiþ kýymetli bayan kýyafeti
Bala:Yüksek
YORUMLAR
Ne güzel bir anlatým Hülya haným,
Türk hamamlarýmýz oldukça farklý bir gelenek, ben filmlerden bilirdim hamamlarý, annem ve babannem çok titiz olduklarý için alýþkanlýðýmýz olmadý.Bundan birkaç yýl önce Güre'de tanýþtým, tarihi bir hamamdý, ilk kez görüyordum çok güzel bir gündü,sadece buharý beni, biraz ürküttü 15 dakika da bir dýþarý kaçmýþtým. Eskiye dair hangi gelenek ne var ise çok güzelmiþ. Kaybettiðimiz güzelliklerden biriydi sayfanýzdaki kaleminizin izleri...
Kutluyorum ...
Sevgilerimle...
Ahh ,Nerde o eski hamamlar !!! Acaba her þeyin eskisi neden sevilir ve özlenir ? Bence o eskilerde ona ahh çeken insanýn gençliði var.. Bence o gençlik birazda çekiyor ahh diyeni…
Zaman öyle bir hikaye yazýyor ki bizlere, yaþadýðýmýz dönem sanki onun gözleri önünden geçmezse iþlemez ve her þey donup kalýr…
Ýlk okuduðum bölümün ders kitabý ‘’ Turizm deðerleri ‘’adlý kitap aklýma geldi… Orada deðer verilen þeylerin ,zaman geçtikçe kültürün dönüþümüne ayak uyduramayan yapýtlarýn gölgesinde kalan insanlarýn acizliðini okurduk. Aciz kalan aslýnda tarihi yapýtlar deðil; onu kullanmaktan sýkýlan kültür diyelim.. Belki de þartlarýn iyileþmesi ve her evin insanýn fizyolojik ihtiyaçlarýný rahatlýkla karþýlayacak bölümlerin yapýlmasýndan kaynaklanýyordur. Lakin þu da bir gerçektir ki, din ve ibadetin rahat yapýlmasý dolayýsýyla yapýlan bir çok eser, yine toplumsal yaþamý kolaylaþtýrmak içindi.
Giderek çoðallýktan uzaklaþarak tekilleþen insan iliþkileri, çoðunluðun bir arada olduðu, birlikte bir þeyleri paylaþtýðý mekanlar daraldýkça, insanlarýn duygularý da dar bir alanda hapis oluyor..
Hamam kültürü, belirli bir zaman sonra turistik deðer kazanmasý ve aslýnda kendi kültürü olan insanlarýn, hamam kültürünün onlara pahalýya satýlmasý bu kültürden uzaklaþmasýnýn baþka da bir nedendir
Aslýnda geriye bakýldýðýnda o kadar çok þeyi kaybetmiþiz ki, geleceðe ne vereceðimizin kavgasýnda bile deðiliz.. Amacýmýz bencil duygularýmýzý tatmin etmek ve dünyadan þu’an ne kadar fayda kendimize saðlayacaðýz bunun derdine düþtük. Düþüþ hýzla ilerliyor…
saygýlar