- 914 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
KUTSAL ROMA CERMEN İMPARATORLUĞU
KUTSAL ROMA CERMEN İMPARATORLUĞU
Roma İmparatorluğu tarihin önemli aktörlerinden biridir. Roma İmparatorluğu önce Batı ve Doğu Roma İmparatorluğu diye ikiye ayrıldı. Doğu Roma İmparatorluğu Batı Roma İmparatorluğuna egemen oldu. Bizans (Doğu Roma) İmparatorluğu tek hakim oldu Katolik Batı Roma’yı, Katolik kiliselerini kaldırdı. Ortodoks papazlar atadı. Ancak Katolikler bu sefer Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu diye Batı Roma İmparatorluğu’nun yerine geçecek bir İmparatorluk kurdu.
Osmanlı Beyi Çelebi Mehmet Kutsal Roma Cermen üyesi Venedik Cumhuriyeti (Batı Roma ) ile işbirliği yaparak Müslüman Beyliklere ve Doğu Roma İmparatorluğu’na karşı üstünlük sağlamaya başladı.
Osmanlı Devleti’nin yükselişini anlamak tarihte ve günümüzde Osmanlı Devleti’nden daha büyük devlet olacak bu müstevli devleti Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu’nu bilmek gerekir.
Fatih Sultan Mehmet söylendiği gibi Roma İmparatorluğunu ortadan kaldırdı mı? Yoksa Kutsal Roma Cermen İmparatorluğunun rakibi Ortodoks Doğu Roma İmparatorluğunu kaldırıp Osmanlı Beyliği işbirlikçisi Katolik Kutsal Roma Cermenlerin mi önünü açtı? Fatih’in askerleri neden Kutsal Roma Cermen çocuklarından oluşan Yeniçeri askerleriydi? Müstevli Osmanlı Devleti, Müstevli Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu arasındaki işbirliği nelerdir? Bu işbirliği hangi devletlerin daha çok işine yaramıştır?
Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu önce Haçlı askeri oluşturarak Doğu Roma ve İslam ülkelerine saldırdı. Sonraları Osmanlı Devletine asker ve yönetici, bürokrat olacak Hristiyan çocukları vererek bunların maaş ve giderlerini karşılayacak altını Osmanlı Devleti’ne vererek işbirliği yaptı. Osmanlı Devleti müstevlilerle işbirliği yaparak Müslüman Devletlere karşı üstünlük kurdu. Asker devlet oluştu. Üretim, ticaret ikinci plana itildi. Anadolu’da II. Mahmut Dönemine kadar sürecek bir fetret devri oluştu. Sonuçta Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu ilerde Osmanlı Devleti dahil dünyada bir tek Müslüman devlet bırakmayacak kadar büyümeye başladı.
Clermont Konsili, 1095 Kasım’’ında, Papa II. Urbanus’un başkanlığında ve birçok din adamının katılımıyla gerçekleşen Clermont Konsili Haçlı Seferleri’nin başlangıç noktasıdır. II. Urbanus, 1881 yılında ölüm günü olan 29 Temmuzda aziz ilan edildi. Sadece Haçlı Seferlerinin değil Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu’nun da başlangıç noktasıdır.
Karolenj İmparatorluğu, 8. ve 9. yüzyıllarda Cermen kökenli Karolenj hanedanı üyesi krallar tarafından yönetilmiş bir imparatorluktur. Hanedanın en tanınmış üyesi olan Şarlman döneminde Karolenj İmparatorluğunun sınırları günümüzdeki Fransa, Almanya, Kuzey İtalya, Hollanda, Belçika ve İsviçre dahil Batı ve Orta Avrupa’’nın büyük bir bölümünü kapsamaktaydı. Karolenj İmparatorluğu daha sonra kurulacak olan Kutsal Roma Germen İmparatorluğu’’nun başlangıcı sayılabilir.
Kuzey Galya kökenli saray nazırları Charles Martel (714-741) ve ardından oğlu Kısa Pepin Karolenj hanedanının ilk kralları olarak sayılırlar. O sırada Franklar Merovenj Hanedanından gelen krallar tarafından yönetilmekteydiler. Bu iki Karolenj hanedanı soyluları bölge prenslikleriyle mücadelelerinde başarılı oldularsa da, Merovenj krallarını yok etmeyi bir türlü başaramadılar. Ancak Papa Pepin’’in kral olmasının daha akla uygun olduğunu açıkladı. Pepin 751’’de Papa tarafından kutsandı. Karolenj hanedanı böylece kuruldu. 756’’da Pepin Lombardların elindeki İtalya’’ya bir sefer düzenleyerek Papa’’ya Orta İtalya kentlerini kazandırmak istedi; böylece Papalık Devletinin temeli atıldı. Daha sonra Pepin, Aquitania’’yı geri aldı.
Pepin’’in oğlu Charlemagne bu yayılma politikasını sürdürdü ve 774 yılında Pavia’’nın alınmasından sonra Lombardların kralı oldu. Saksonya’’yı Elbe’’ye kadar fethetti (772-805). 788 yılında Bavyera’’yı ele geçirdi ve İspanyol Hristiyanlarının çağrısıyla Endülüslü Müslümanlarla çarpıştı. Roncesvalles yenilgisine rağmen Barcelona da dahil Doğu Pireneler’’in güney bölgelerine kadar egemenliğini genişletti; böylelikle Endülüslü Müslümanlar, Ebro Irmağı’’na kadar geriletildi. Bu başarılar Şarlman’’ı Batı Avrupa’’nın en büyük hükümdarı yaptı. 25 Aralık 800 tarihinde Vatikan’’daki San Pietro Bazilikası’’nda Papa’’nın elinden imparatorluğu tacını giyen Şarlman bunu Konstantinopolis’’in de tanımasını sağladı.
813’’te Şarlman’’ın oğlu I. Louis Aachen’’da taç giydi. İmparatorluğun genişlemesi 825’’e dek sürdü. I. Louis imparatorluk unvanını büyük oğlu Lothar’’a vermeye hazırlanıyor, kral naipliklerini de diğer oğullarına vermeyi düşünüyordu. Ne var ki bu düşünce 823’’te ileride II. Charles adıyla anılacak dördüncü oğlunun doğumuyla suya düştü. Diğer kardeşler, Charles ile babalarına karşı birleştiler ve aralarında birçok savaş oldu. 840’’ta I.Louis istediği çözümü oğullarına kabul ettiremeden öldü ve oğulları 843 yılında Verdun Antlaşması’’nı yaparak imparatorluk topraklarını üç krallığa böldüler. İmparator sıfatını önce I. Lothar (840-855), sonra I. Ludwig aldı. Ülke toprakları İtalya’’yla sınırlı kalırken, diğer tüm bölgelerde Viking akınları baş gösterdi. Vikingleri Müslümanlar izledi. Bir diğer sorun da krallık görevlilerinin bağımsızlıklarını ilan etmeleri idi. Bu koşullarda Papalar imparatorluk tacını önce II. Charles’’a (875-877), sonra da III. Charles’’a (881-887) verdilerse de, imparatorluğun gücü sıfıra inmişti. Sonunda imparatorluk unvanı hiç verilmez oldu. 888, genel bir parçalanma yılıydı ve feodal toplum diye adlandırılan toplum yapısı bu aşamada gelişti; bu, iktidar gücünün derebeylerinin eline geçmesiydi.
İmparatorlukta gerileme dönemi başlarken bir yandan da düşünce ve sanat alanında Şarlman’’ın başlattığı Karolenj Rönesansı gelişmekteydi.
Bu dönem Avrupa’da Endülüs İslam Kültürünün hâkim olduğu dönemdi. Bu aydınlanma dönemi Abbasi Halifeliği’nin tartışıldığı Endülüs Cumhuriyeti İslam Medeniyeti’nin ön plana çıktığı dönem oldu. İmam Gazali Endülüs Kültürüne, cumhuriyete, modern bilime, bilim adamlarına savaş açtı. Avrupalılar hem Endülüs Cumhuriyeti Aydınlanmasına sahip çıktılar hem de Osmanlı Devleti ile İttifak Anlaşması yaparak Endülüs Cumhuriyeti’ni yok ettiler.
888 yılında yok olan Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu 1095 yılında Clermont Konsili ile yeniden doğdu.
Clermont Konsili, 1095 Kasım’’ında, Papa II. Urbanus’un başkanlığında ve birçok din adamının katılımıyla gerçekleşen Clermont Konsili Haçlı Seferleri’nin başlangıç noktasıdır. II. Urbanus, 1881 yılında ölüm günü olan 29 Temmuzda aziz ilan edildi. Sadece Haçlı Seferlerinin değil Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu’nun da başlangıç noktasıdır. Kutsal ifadesini de Haçlı seferi oluşturmak için Papalık tarafından halkların bir araya getirilmesinden oluşur. Doğu Roma İmparatorluğu’nu desteklemek için kurulmuştur. Doğu Roma’nın (Bizans İmparatorluğu)1453’te yıkılışından sonra siyasi ve hukuki varlık kazanan devletler olmuştur. Hıristiyan ümmetçiliğinin doğuşunu hazırlamıştır.
11. yüzyıla gelindiğinde Türkler Müslümanlığı kabul ederek Batı’’ya göç etmeye başlamışlar, Büyük Selçuklu Devleti’’ni kurarak Orta Doğu’’nun büyük bir bölümünü ele geçirmişlerdi. O döneme kadar İslam dünyasıyla büyük çaplı bir çatışmaya girmemiş olan Avrupalılar 1071 yılında Bizanslıların Malazgirt Muharebesi’’nda uğradıkları yenilgi üzerine büyük bir telaşa düştüler. Anadolu’’nun kapıları bir kez daha Türklere açılmış ve Türkler Konstantinopolis’’in yakınlarına kadar ilerleyerek Nikaia (İznik)’’te Anadolu Selçuklu Devleti’’ni kurmuşlardı.
Bizans Imparatoru I. Aleksios Komnenos, Papa II. Urbanus’’tan Türklere karşı yardım istedi. Böylece zaten Kudüs’’teki Hıristiyanlığın kutsal topraklarının Müslümanların kontrolünde olmasından hoşnut olmayan Avrupalılar arasında haçlı seferi düşüncesi oluştu. Papa II. Urbanus 18 Kasım - 28 Kasım 1095 tarihleri arasında Fransa’’nın Clermont kentinde bir Clermont Konsili toplayarak Avrupa’’nın liderlerini Müslümanlarla savaşa çağırdı. Bu çağrıya cevap veren ordular 1097 yılında ilk defa Anadolu’’ya girerek Birinci Haçlı seferini başlattılar.
Birinci Haçlı Seferi, (1096-1099) Avrupalı Haçlılar açısından çok başarılı oldu. Avrupalı Haçlıların bu saldırısına hazırlıksız yakalanan Müslümanlar Anadolu Selçuklu hükümdarı I. Kılıç Arslan İznik’’i haçlılara vermek zorunda kaldı. Aynı yılın Temmuz ayında Eskişehir yakınlarındaki Dorileon Muharebesi’’nde Haçlılara yenildi. Ekim ayında Haçlılar Antakya’’yı kuşattılar. Bir seneye yakın süren bir kuşatma sonunda Antakya Haçlıların eline geçti. 1099 yılında Haçlılar Kudüs’’ü kuşattılar. 15 Temmuz’’da Kudüs düştü. Haçlılar Kudüs’’de büyük bir katliamla tüm Müslüman Kudüslüleri öldürdülerr. Birinci Haçlı seferi sonucunda Haçlılar başta Kudüs’’te Kudüs Krallığı olmak üzere Orta Doğu’’nun çeşitli kentlerinde irili ufaklı Haçlı Devletleri kurdular.
Birinci Haçlı Seferi’’nden sonra 10’’a yakın Haçlı Seferi yapıldı. Ancak bunlardan hiçbiri başarılı olamadı. Orta Doğu’’da güç kazanan çeşitli Müslüman Devletler zamanla Haçlı Devletleri’’ni birer birer ele geçirdiler. 1187 yılında Selahaddin Eyyubi’’nin Kudüs’’ü Haçlılardan geri alması büyük bir dönüm noktası oldu. 13. yüzyılın sonlarına gelindiğinde Haçlıların Orta Doğu’’daki varlığı sona ermişti.
1200’lü yıllar bilinen tüm kıtaların Müslümanlık ülkesi olduğu yıllardır. Dünya nüfusunun %85 i Müslüman halklardan oluşmaktadır.
14. yüzyıldan itibaren Avrupalıların Müslümanlarla tek başlarına savaşacak güçleri yoktu. Avrupalılar Müslümanlara karşı saldırılarını Osmanlı Devleti’yle işbirliğine dönüştürdü. 1416 Venedik Anlaşması, 1479 Osmanlı Devleti Venedik Anlaşması, 1533 Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu- Osmanlı Devleti Anlaşması, Polonya.( Lehistan-Litvanya Birliği – Osmanlı Devleti Bucaş Antlaşması 1672) Birleşik Krallık ve Osmanlı Devleti arasında imzalanan 4 Haziran 1878 tarihinde imzalanan Kıbrıs Sözleşmesi, Osmanlı Devleti ile Avrupalı devletlerle imzalanan her türlü kapitülasyon anlaşmaları bu tür anlaşmalara örnektir.
Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu, adını Roma İmparatorluğu’’ndan aldı ve onun devamı olarak düşünüldü. Bu düşünce translatio imperii olarak adlandırılan Orta Çağ anlayışına dayanır.
Fransız Aydınlanmacı yazar Voltaire alaycı bir şekilde şöyle yazar: Bu kendine Kutsal Roma İmparatorluğu diyen ve demeye de devam eden yığın, hiçbir şekilde ne kutsal, ne Roma, ne de bir imparatorluk.
Voltaire’nin sözleri doğru değildi. Papa II. Urbanus tarafından Roma Devleti’ne yardım için oluşturulan Haçlı orduları sebebiyle oluşmuş ve sürekli Papalıkla irtibatlı olduğu ifadelerin hepsi doğruydu.
Kutsal Roma İttifakı haçlı seferlerine katılan devletlerden oluşuyordu. Kalıcı bir başkenti yoktu. Her imparator belli bir şehirden yönetimde bulunmuştur.
İttifak Devletlerinden biri Papalık Devleti idi.
Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu ile Roma İmparatorluğu arasında farklar vardı. Roma İmparatorluğu bir İtalyan asıllılar devleti gibiydi. Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu Alman, İtalyan, Fransız asıllılar devleti gibiydi.
XVI. yy’ın başına dek lider Alman prensliği tarafından Alman kralı olarak seçilen kişiye tacını Papa taktı. Papa tarafından taç giydirilmemiş ilk kral I. Maximillian (hükümdarlık süresi 1493-1519) oldu. Ancak onu izleyen Şarlken’e 1530’da taç, Papa tarafından takıldı. Bu gelenek Şarlken’den sonraki savaş döneminde terk edildi.
Şarlken isimli şahıs Juan Carlos olup İspanyol İmparatorluğu’nun kralı idi. İtalya, Almanya krallığı yoktu. Şarlken aynı zamanda Avusturya ve Fransa^nın da imparatoru idi.İtalya ve Almanya devleti yoktu onlar İspanyol İmparatorluğuna bağlı imparator soyundan yönetilen prensliklerdi
XV. yy başlarında başlayarak, imparatorluğun sanı ve Alman krallığı, biçimsel seçimler yapılmakla birlikte, veraset yoluyla oldu.
1700’ yılına kadar Habsburg hanedanlığından olan İspanyol İmparatoru, veraset yoluyla Bourbon hanedanına bırakınca veraset savaşları çıkar. Sonuç değişmez bugünkü İspanya kralı Bourbon hanedanındandır.
18. yüzyılda başlayan Kuzey ve Güney Amerikadaki bağımsızlık savaşı İspanyol İmparatorluğunun dağılmasına sebep oldu.
1804 yılına kadar İspanyol İmparatorluğu sürdü. 1804 yılında Fransız Napolyon imparator oldu.
İSPANYA
16. ve 17. yüzyıllar İspanya’nın tarihinde en büyük güce ulaştığı yıllardır. 1492’de Müslümanların son kalesi Granada Krallığı yıkıldı. Aynı yıl Kristof Kolomb İspanyol hükümdarının maddi desteğiyle Amerika’yı keşfettiği ünlü gezisine çıktı. Bu yolculuk,İspanya’nın dünyanın en büyük sömürge imparatorluklarından birini kurmasına yol açtı. Bu dönemde İspanya İtalya, Hollanda’yı egemenliği altına almakla kalmadı, Güney ve Kuzey Amerika’nın büyük bir bölümünü ve Filipinleri sömürgesi haline getirdi.
İspanya’nın Habsburg soyundan gelen son kralı II. Carlos , 1700’de ölmeden önce tahtını yeğeni Fransa kralı XIV. Louis’e bıraktığını açıkladı. II. Carlos ölünce, XIV. Louis tahtı torunu Philippe’a (İspanyolca Felipe)vermeyi düşündü. Ancak XIV. Louis’un önünde bir engel vardı; Habsburg soyundan gelen II. Carlos’un gene Habsburg soyundan gelen kuzeni Kutsal Roma-Cermen İmparatoru tahtta hak iddia ediyordu. XIV. Louis onun hakkını hiçe saydı ve İngiltere, Prusya, Felemenk Cumhuriyeti’nin desteklediği Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu İspanya, Cenova ve Köln elektörlüğünün desteklediği Fransa’ya savaş açtı. Böylece patlak veren İspanya Veraset Savaşları (1701-14)sonucu imzalanan Utrecht Barışı ile İspanyol tahtına XIV. Louis’nun yeğeni V. Philippe çıkarken; İspanya Amerika’daki bazı topraklarını ve İspanyol Felemenki gibi topraklarını kaybetti. Böylece İspanya’da Habsburg dönemi bitti, Bourbon dönemi başladı. Kısa aralıklar hariç İspanya günümüze kadar bu hanedan tarafından yönetilmiştir. Günümüzdeki İspanya kralı I. Juan Carlos ta Bourbon hanedanından gelmektedir.
19. yüzyılın başlarında İspanya İmparatorluğu tamamen dağıldı. İspanyolların Amerika’daki bütün sömürgeleri bağımsızlıklarını kazandılar. Ellerinde sadece Küba ve Porto Riko kaldı
1873 yılında İspanya tarihinde ilk defa olarak kısa ömürlü bir cumhuriyet kuruldu. I. Dünya Savaşı’nda İspanya ittifak devlet kaldı, fakat savaştan büyük ölçüde etkilendi. Fransa İspanya’nın bazı topraklarına saldırıp işgal etti. General Primoderivera, çıkan ayaklanmaları bastırarak ülkede diktatörlük kurdu. 1930 yılında iktidardan düştü. Bir yıl sonra yapılan seçimleri Cumhuriyetcilerin kazanması sonucu Kral On sekizinci Alfonso ülkeyi terk etti. 1931 yılında kurulan İkinci Cumhuriyet 1936’da yapılan seçimlere kadar sürdü. Seçimlerde solcuların başarılı olması üzerine ise çok kanlı bir savaş olan İspanya İç Savaşı başgösterdi.
1939’da iç savaşın sona ermesiyle General Francisco Franco Devlet Başkanı oldu. 1936-1974 yılları arasında İspanya Franco’nun diktatörlük dönemini yaşadı. II. Dünya Savaşı’na katılmayan İspanya’da ordunun desteğiyle Franco savaştan sonra da yerini korudu. 1975 yılında Franco’nun ölmesiyle yerine İspanya kralı I. Juan Carlos tahta çıktı ve İspanya cumhuriyet yönetimine geri döndü.
1976’da Franco’nun atadığı başbakan Navarro’nun istifası üzerine Kral Carlos Abolfo Sourez’i başbakanlığa atadı. 15 Haziran 1977’de 41 yıl sonra ilk defa genel seçimler yapıldı. Sourez’in başkanı olduğu Demokratik Merkez Birliği çoğunluğu elde etti. 1981’de sağcı Albay Antonio Tejero’nun meclisi basarak yaptığı darbe girişimi sonuçsuz kaldı. 1982 seçimlerini ise İspanyol Sosyalist İşçi Partisi seçimi büyük çoğunluğu elde ederek kazandı ve 46 yıl sonra İspanya’da yeniden bir sol iktidarın doğmasını sağladı.
1980’li yıllarda Avrupa Birliği’ne katılan İspanya 2003 yılında başlayan Irak Savaşı’nda ABD’nin yanında yer aldı. İspanya’nın son yıllardaki tarihindeki en önemli olay 11 Mart 2004 tarihinde Madrid kentindeki yolcu trenlerine yapılan bombalı saldırılardır. Bu terör olayları sonucunda 191 kişi öldü, 2.050 kişi yaralandı.
Almanya, 1861 yılında ayrı bir devlet olarak bağımsızlığını ilan ederek ayrı bir devlet olarak doğdu.
İtalya, 1886 yılında ayrı bir devlet olarak doğdu.
1804’de Napoleon Bonaparte Kutsal Roma Germen İmparatoluğu’nun geleneksel üstünlüğüne son verip kendini imparator ilan edince, son imparator II. Franz 1806’da Kutsal Roma-Cermen İmparatoru sanından vazgeçip, yalnızca Avusturya İmparatoru sanını adlı. Böylece bin yıllık Kutsal Roma-Cermen İmparatorluğu resmen de son buldu.[5] Almanlar 1861 yıllarına kadar siyasi, idari, kültürel birlik sağlayamadılar. Polonyalılar 1606 yıllarına kadar siyasi, idari, birlik sağlayamadılar. Müslüman Kazak ve Kırım Türklerinin etki ve idaresinde kaldılar. Osmanlı Devleti, Avusturya’yı, Polonyalıları, Litvanyalıları, Almanları, Moldavyalıları, Ukraynalıları, Kazak ve Kırım Tatarlarının, Macar Türklerinin idaresinden kurtardılar.
Alman ve İtalyanların Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu’ndan dışlanmışlığı I. ve II. Dünya Savaşını doğurdu.
Kamu Yönetimi Bilim Uzmanı Abdullah Bedeloğlu
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.