- 258 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Kerim’ce Güzellemeler -34–
Kerim’ce Güzellemeler -34–
Yaşlı amcaya soruyorum:
"Bu işin sonu ne olacak amca?"
"Sen Müslüman mısın?" diyor.
"Elhamdülillah!" deyince;
"E o zaman unutma, her şey Allah’ın takdirindedir. Hem yerin üstü nasıl varsa, yerin altı da var, değil mi?" diyor.
***
Günümüzde güçlünün zayıfı ezdiği bir çıkar çatışması yaşanmaktadır. Dünyanın karşı karşıya bulunduğu bu durum, çoğu zaman tek taraflı olarak cereyan etmektedir. Bu kadar o kadar kadim bir durum ve su götürmez bir gerçek ki, örneklerini ABD, AB ve Rusya’nın çıkarlarını daha da reel ve sürdürebilir hale getirmek için, uygulamalı genişleme politikalarıyla, zayıf ülkeler üzerinde denedikleri o güçle yıkma, yakma, yağmalama ve yok etme hallerine şahit olmaktayız. Nedense, bu hep tek taraflı olacak şekilde, stratejik plânlı ve programlı bir saldırı kültürüyle ya da taşeron yapılanmalarla; hem kendilerini, hem de bütün dünyayı bir kaosa doğru sürüklemektedir.
***
Güçlü ve aynı zamanda haklı olduğunu düşüncesinde olan zalim, zorba, cani hallere sahip olanların zayıfı ezmeye çalışması, zaman içerisinde sosyal patlamaya sebep olacağı aşikârdır. İnsanların tahammül sınırlarını zorlamak, germek ve esneme kapasitesini de aşacağından; gerek zihinsel, gerekse fiziksel patlamaya ve karşılıklı şiddet yansımalarını sebep olmaktadır.
***
İnsan var, zaman var, mekân var.
Konuşan var, dinleyen var.
Kahkahalar atan var, aynı zaman da içi yanan var.
Hareket eden var, aynı zaman da ayakları mıh gibi yere çakılan var.
Dağ yürekli olan var, dışarıya yansıyan çöl misali yayılan var.
Dışı gülerken, içi fokur foku kaynayan var.
Dışı insan, içi yamyam, çakal, tilki, bukalemun olan var.
Yüzüne gülerken, içinden kin, nefret, intikam besleyen, kusan var.
…var da var. Ha bir de bunun tersi olan durumlar var.
***
Bazı insanlar vardır, doğru ve direk yürüdüklerini düşünürler, hâlbui ki yengeçler gibi yan yan yürürler de farkında olmazlar. Acaba neden?
***
İnsan denen canlı varlık, öyle yaratılırmıştır ki; düşünür-taşınır, hesabın-kitabını yapar, hamle yapar. Kendince, sorgusuzca-sorunsuzca, başına buyruk... başarıya ulaştıysa ne ala, yoksa Akrep gibi ( öyle bir şey yoktur. Söylenti işte) ateş çemberinde harakiri yapar. Pozitif olana kadar, negatifi olarak istediğini elde etmeye ve hedeflemediğini yakalamaya çalışır.
***
İnsanlar kendini haklı çıkarmak, aklanmak adına sürekli bahaneler arar, sürekli sebepler ileri sürer. Örneğin iyilik yapacaksın, ibadet edeceksin, kendine zaman ayıracaksın; “hele daha erken, kızımı-oğlumu evlendireyim, hele emekli olayım, hele param olsun, imkânım olsun, sağlığım yerine gelsin, bir evim, bir arabam daha olsun, hele Hacc’a gidip geleyim, hele torunlara bir bakayım…” derken bir bakıyorsun teneşir tahtasında ezan ve selan okunuyor. Yapılacak olan ne olursa olsun yeri, zamanı, sezonu yoktur. Her zaman her yerde yapılabilir. Öyle bahaneler üretmenin hiçbir anlamı yok. Biraz daha bilinçli ve sorumluluk almaya/olmaya çalışmak en iyisi ve en güzelidir.
***
Bilgisayarın henüz yaygın olmadığı yıllarda, arkadaşın biri, PC Mouse’unu ilerletirken, kolunu kaldırıp geri getirmek yerine, Mouse’unun önüne gelen her şeyi kaldırıp, tekrar ilerletmeye başlıyordu. Şimdi aynı arkadaş, bilgisayar ve akıllı telefonlarla neler yapıyor neler, bir bilseniz! Vay teknoloji vay, sen neler yaptırıyorsun insanlara!
***
Sevdiklerini kaybetmenin, hüznünü, özlemini, yalnızlaşmayı simgeleyen Cuma-cenaze selası her okunduğunda, "acaba savaşlarda yitip giden canlar için, herhalde selalar hiç susmaz!" diye bir acayip olur içim. İyi ki ukbada buluşma, görüşme inancı ve itikadı var. Yoksa gerçekten çok zor bir durum!..
***
Bugünler de güneş, bir türlü yüzünü gösterip, rengini belli etmiyor. Ne tam ağlıyor, ne tam gülüyor. Bir türlü karar veremiyor. Kararsızlık içerisinde…
Kerim BAYDAK
[email protected]
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.