- 527 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Ölçü
Ölçü
“Bir niceliği, o nicelik için kabul edilmiş birimlerden birine göre oranlayarak değerlendirme, mizan”
Ölçü, ölçü aracına izafidir!
Tüm ölçekler, izafi bir miktar, uzunluk, ağırlık gibi izafi bir araca göreceli yapılır! Mesela bir uzunluğa, “Birim” isim verilir ve tüm ölçümler o birim üzerinden yapılır! Belirlenen izafi uzunluğa oranla ölçüm yapılır! Ölçü araçlarındaki izafi farklılıkları bilirsiniz! Fikir alanında da “Ölçü” kişiye izafidir, görecelidir! Nasıl ki maddi alandaki ölçekler izafi olarak kabul edilen bir miktar üzerinden yapılıyor ise fikir alanında da kişisel kabuller üzerinden yapılır!
Ölçü ve tartı araçlarının farklı olmasına dikkat ediniz; en fazla sözü geçen ya da ticari ürünlerin satış ve pazarlanmasındaki sürece hakim olanların, “Ölçü birimi” genel olarak kabul edilmiş! Fikir alanında da egemen olanların “Ölçü birimi” genel olarak kabul görmüş! Ticari alandaki ölçüler, nasıl geçerli olmuş ise fikir alanındaki ölçüler de benzer şekilde geçerli olmuş! Ticareti elinde bulunduranların kabul ettiği ölçü ile “Ölçmek-tartmak” yerleşmiş çünkü ilk ölçüyü ilk satıcı belirlemiş; petrolün varil ile ölçülmesi gibi! Fikir alanında da egemenler, ilk görüş veya temel görüş belirlediklerinden başka fikirlerin yeşermesine fırsat olmaz! Ya da kendilerine ait fikirlerin ilk ve temel olduğunu kabul ettirdiklerinden farklı fikirlerin yol alması zorlaşır!
Çok ayrıntıya girmek gerekmez ama maddi alandaki icatlar gibi fikir alanında da icatlar söz konusu! Kadim dönemlerde, “İlahlık” iddia eden egemenlerin, “İnsan ilah” söylemi yıpranınca “Yarı insan, yarı ilah” şeklinde değiştirmeleri, daha sonraları “İlahlar” döneminin tamamen kapanması üzerine “Aracılık” müessesesini işletmeleri bir nevi buluştur! Aracılık müessesesinin hakimiyeti manidar! Yani kadim dönemlerde, “İlah” üzerinden konan “Ölçü”, yakın dönemde, “Aracılar” üzerinden konmuş ve bu ölçüler, o kadar yerleşmiş ki bir fikir ya da söylemdeki tüm ölçüm o kabuller üzerinden yapılmak durumundadır! Ölçü aracı, burada da ilk akıl edende kalıyor! Sonraları hangi akıl yürütülürse yürütülsün, ilk ölçüye uygun değil ise reddedilmek beklentisi oluşur! Yeni fikir üretmek, kolay olmuyor; olmaz!
“Dabbe”, debelenen manası; önemli! Literatürde farklı farklı izah edilen bu hal, aslında “Debeleniş” halidir! Fikir alanında “Ölçü” edinememiş olanların, “Kısır döngü” ve “Güncellenmeyen eski bilgi ve yerleşik ölçüde sıkışması” yüzünden debelenmesi halini düşünün! Fikirleri güncelleyemez çünkü “Ölçü” güncel değil! Ölçüyü güncellemeyi akıl edenler olmamış değil ama bu o kadar kolay değil, güncelleme yine ilk kabul edilen ve geçerli olan ölçüye göreceli olacaktır! Böyle bir güncelleme, yine “İlk kabul edilen ölçü” güncellemesi olacaktır! “Dabbe” söylemi, bu hali hatırlatıyor! “Reset”, sil baştan olmadan “Dabbe” hali de sona ermez!
Boyutlar konusu, “Ölçü” izafiyetini anlamak için önemli! Hiçlik: Her şeyin aslı ve kaynağı! 1. Boyut: Hiçlikten tercih ile çekilen, kaynaktan çekilen! 2. Boyut: Tercih ile çekilen şeyin, planlanması ya da yazılımına ait data levhası! 3. Boyut: Hiçlikten tercih ile çekilen şeyin planlanmış halinin seyrinin mümkün olduğu alan! 3. Boyutta gözlemlenen her şey, hiçlikten tercih ile çekilen ve projelendirilen şeyin madde üzerine yazılması! Yazıcı üzerinden misal vermek işe yarar! Birinci boyut için “Tek boyutlu yazıcı” diyelim! Hiçlikten tercih ile çekilmiş olan şey (fikir, tercih, data) okunamaz ve madde alanında algılanmaz! 2. Boyuta, “2 boyutlu yazıcı” denebilir burada da tercih edilen şeyler, sadece yazılım şeklinde levhada kayıtlıdır ve 3. Boyutta algılanmaz! 3. Boyuta, “3 boyutlu yazıcı” denir ise hiçlikten tercih ile 1. Boyuta çekilen şey, 2. Boyutta levhada yazılım olarak, 3. Boyutta da maddi alanda gözlemlenir! Yani bir şey, cihaz, icat, hiçlikten tercih edilir. Bir alet yapmak, 1. Boyutta düşünülür, tercih edilir! 2. Boyutta yazılımı yapılır ve 3. Boyutta imar edilir! 3 boyutlu yazıcı; tercihi, yazılımı kullanarak üretir!
Son tahlilde; “Ölçü”, ister maddi olsun ister fikri olsun; ölçü aracına izafi olmak durumundadır! Ölçü aracı, güncellenmediğinde yeni ihtiyaçlara cevap vermez! Teknolojinin gelişimi, daha hassas ölçü ve tartı yapmayı gerektiriyor! Fikri alanda da daha hassas ölçülerin ihtiyaç olması insanlığın terakki ve gelişimiyle orantılıdır! Fikri alandaki ölçü araçları da yenilenmez ise “Dabbe”, debeleniş kaçınılmaz! Herkes, inancını yaşar ve buna hakkı vardır! Ölçü araçlarını herkes kendisi için tayin etme hakkına sahiptir! “Her Şeyi Bilmek” yazımda bahsettiğim gibi bunu yapacak potansiyeli de aslen vardır! O halde debelenenlerin, bu halden kurtulması mümkündür! Debelenmeyenler veya debelendiklerinin farkında olmayanlar veya debelendiğini inkar edenler için zaten sorun yok! Sadece debelendiğini ve fikri ölçü araçlarının güncel olmadığını düşünenler için “Reset” çözüm olabilir! Kısır döngüde aynı şeyleri tekrar edip kabul edilmiş ölçü içerisinde devamlı bir ısrar ve mücadele var ise ve akla uygun bir geçerli çözüm de sunulamıyor ise sebebi açıktır! Belli ki “Ölçü aracı” güncel değildir; tekrar eden bir yerleşik ölçü hükmediyordur! Debeleniş, aynı kaynağı destekleyen “Ölçü” kabulünden kaynaklanıyor! Bu durumu gözlemeyenler veya halinden memnun olanlar için zaten kimsenin söz söylemeye hakkı olamaz! Gözlem var ise çözüm vardır; gözlem yok ise çözüm de olmaz!
Ahmet Bektaş
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.