- 384 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ÇARESİZ DEĞİLSİNİZ… ÇARE, MUTLULUĞUN ANAHTARI SİZSİNİZ
ÇARESİZ DEĞİLSİNİZ…
ÇARE, MUTLULUĞUN ANAHTARI SİZSİNİZ
Japonya’da yaşanmış gerçek bir olay şöyledir: Evini yeniden dekore ettirmek isteyen Japon bunun için bir duvarı yıkar. Japon evlerinde genellikle iki tahta duvar arasında çukur bir boşluk bulunur. Duvarı yıkarken, orada dışardan gelen bir çivinin ayağına battığı için sıkışmış bir kertenkele görür. Adam bunu gördüğünde kendini kötü hisseder ve aynı zamanda meraklanır da kertenkelenin ayağına çakılmış çiviyi görünce.
Muhtemelen bu çivi 10 yıl önce, ev yapılırken çakılmıştı. Peki, nasıl olmuş da kertenkele bu pozisyonda hiç kıpırdamadan 10 yıl boyunca yaşamayı başarmış? Karanlık bir duvar boşluğunda hiç kıpırdamadan 10 yıl boyunca yaşamak çok zor olmalı.
Böylece adam çalışmayı bırakır ve kertenkeleyi izlemeye başlar. Sonra nereden çıktığını fark edemediği başka bir kertenkele gelir ağzında taşıdığı yemekle... Adamı sersemletir gördüğü manzara. Bu nasıl bir sevgi? Ayağı çivilenmiş kertenkele, 10 yıldır diğer kertenkele tarafından beslenmektedir...
Engelli çocuk anne babaları da böyledir. Onlar ömür boyu evlatlarına canla başla hizmet verirler. Rabbim hiçbir anne babaya evlat acısı vermesin. Bir baba hasta yatağında sırt kısmı sürekli ağrılı haldeymiş ve ecelini bekliyormuş artık. Evladı ağlaya ağlaya babasının sırtını ovarmış. Baba evladının gözlerinin içine bakarak şunları söylemiş;
— Evladım sen niye üzülüyorsun bana. Ben sırt ağrısını çekerim. Hamdolsun ki rabbim çekebileceğim bir ağrı imtihanı verdi. Ya sana bir şey olsaydı evladım… O zaman ben ne yapardım. Nasıl katlanırdım evlat acısına. Rabbim hiçbir anne babaya evlat acısı vermesin:
Böyledir, üç günlük hayat. Bir bakmışsınız hayatın sonuna gelivermişsiniz. Bilemezsiniz ki ileride engelli evladınızın size hayat verebileceğini. Bir anne…Böbrek ihtiyacı var.Bulunamıyor..Sadece evladının böbreği uyuyor. Ve engelli evladı yıllarca canla başla baktığı evladı can simidi oluyor. Yarının hakimi Allah’tır. Evlat candır. Onların kıymetini bilelim. Onların yaratılış sırları rabbimizde gizli. Vazife neyse anne babaya düşen bu imtihanı layıkıyla yapmalı.
Yazar Dale Carnegie çok güzel bir anısını paylaşır.. ‘’Bir gün New York’ta (Long İsland) istasyonunun merdivenlerinden çıkıyordum, tam önümde otuz veya kırk tane özürlü çocuk bastonlara ve koltuk değneklerine dayanarak güle oynaya merdivenlerden çıkmaya çalışıyorlardı. Hatta çocuklardan bir tanesini sırtta taşıyorlardı. Bu durumu görünce hayret ettim ve bunun nedenini çocuklara nezaret edenlerden birine sordum. O da bana dedi ki:
" Bir çocuk hayatı boyunca sakat kalacağını anlayınca önce buna üzülür, fakat buna zamanla alışır; kaderine razı olur ve normal çocuklardan daha mutlu olur." dedi.
Bu çocukları şapkamı çıkararak selamladım. Onlar bana unutamayacağım bir ders vermişlerdi.
Mutluluk, maneviyat, moral sevinçtir, engelli çocuğunuzun hayata tutunması. Tutkuyla onun mutluluğuna adamaktır mutluluğun sırrı.
Bir gün bir genç Mevlana ‘ya gider ve ona...
”Beni müritliğe kabul buyurun efendim”... Diyerek niyazda bulunur…
Mevlana gence bakar ve
_”hiç âşık oldunuz mu evladım?” diye sual eyler.
Genç şaşkın bir halde ne diyeceğini bilemez.
...Mevlana, müritliğe kabul edilmesi için önce bir kulu sevmiş olması gerektiği söyler ve genci geri gönderir.
Genç ne yapacağını bilemez bir hal içinde ertesi gün tekrar tekkenin kapısını çalar ve isteğini yeniler.
Mevlana sualinde ısrarlıdır ve genci tekrar geri gönderir.
Üçüncü gün genç dayanamaz ve Mevlana’ya bu isteğinin hikmetini sorar.
Mevlana mütebessim bir çehreyle müride döner ve
_”Bir kulu dahi sevmekten aciz olan, nasıl yüceler yücesi ALLAHA aşık olmaya yol bulur?
Bir kulun ateşine yanmamış gönül, yüceler yücesinin aşkını nasıl bilsin de yansın?
SEV de GEL Evladım SEV de GEL…
Evet engelli çocuğunu sevmekten aciz olan Yüce sevgililer sevgilisi Allaha nasıl yol alır? Engelli evladının ateşine yanmamış anne baba yüceler yücesinin aşkını nasıl bilsin de yansın? Engelli evladınızı sevin… Sevin ki bu sevgi evladınızı başarıya, sizi ise rabbimizin şefkatine götürsün.(Âmin)
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.