KEY(f)İNİZİ BOZMAYIN
“Konut edindirme yardımı, 1987 yılında Turgut Özal döneminde, çalışanların konut sahibini olmaları için oluşturulan bir fon idi. Sistem, kâğıt üzerinde çalışanlardan yapılacak kesintilerin bir hesapta toplanmasını, birikimlerin nemalandırılmasını ve konut edinmesi sırasında çalışana ciddi bir katkı yapılmasını amaçlıyordu. Ancak pek çok fon uygulamasında olduğu gibi KEY uygulaması da fiyasko ve yağmayla sonuçlandı.
KEY kesintileri 1995 yılına kadar 9 yıl süreyle devam etti. Ancak çalışanlar konut sahibi olamadan uygulama 1996 yılında durduruldu. 1999’da çıkarılan 588 sayılı kanun hükmünde kararname ile KEY hesaplarının tasfiyesi kararlaştırıldı ve Emlak Bankası hesaplarında bulunan KEY kesintilerinin parasal miktarı değerindeki gayrimenkul, Emlak Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı (EGYO) AŞ’ye devredildi. Ne yazık ki, devredilen Emlak Bankası gayrimenkullerinin ekspertiz değeri bir sır olarak kaldı. Devir sırasında Emlak Bankası gayrimenkullerinin değerinin çok yüksek tutulduğu ve böylece KEY hesaplarının zarara uğratıldığı sık sık gündeme getirildi. Nemalandırma, KEY uygulamasını başlatan 3320 sayılı yasaya uygun olarak yapılmadı. 3320 sayılı yasanın 10. maddesi ve bu yasaya göre çıkarılan uygulama yönetmeliğinin 27. maddesine göre kesintilerin Emlak Bankası’nın 6 aylık vadeli mevduat faizi, devlet tahvili, Hazine bonosu ve gelir ortaklığı senetleri gibi çeşitli seçeneklerle nemalandırılması gerekiyordu. Amaç, birikimlerin enflasyon karşısında korunması ve reel olarak artmasıydı. Görev Emlakbank’a verilmişti. Yasanın ve yönetmeliğin hükümlerine rağmen Emlak Bankası’nın KEY hesaplarına uyguladığı nema (faiz) komik düzeylerde kaldı. Bu düşük nemalandırma sonucunda KEY hesapları eridi.
Hükümet, birinci iktidar döneminin sonunda KEY’i bir seçim yatırımı olarak gündeme getirdi. Ödemeye ilişkin yasa aceleyle çıkarılmasına karşın uygulama tam tersine epey zaman aldı. Teorik olarak 1987 ile 1995 arasında kadrolu olarak çalışan işçi ve memuru kapsıyor. Ancak ödemelerle ilgili belgelerde çok fazla hatanın bulunduğu söyleniyor. Pek çok hak sahibinin TC kimlik numarası bulunmazken 331 bin 274 hak sahibinin kurum sicil numarası “sıfır” olarak girilmiş. 770 bin 26 hak sahibinin kurum sicil numaraları birden fazla kişide bulunurken 958 bin 19 hak sahibi de birden fazla kurum tarafından bildirilmiş. Ayrıca belediyelerin çok önemli bir kısmı ödeme yapmadığı halde 1987-1995 yılları arasında çalışan kişilerin listesini ilgili kuruma göndermiş durumda. Bu kişilerin adlarına yardım tutarı yatmayan aylarla ilgili para alma şansları bulunmuyor.
Her hak sahibine çalıştığı süre ve bu sürelerde yapılan kesintilerin bildirilmesine bağlı olarak farklı farklı miktarlarda ödeme yapılacak. Yurttaşlar TC kimlik numaralarıyla kurumun internet sitesinden ödeme tutarını öğrenebilecek.”
Yukarıdaki bilgileri, ufak tefek düzenlemeleri tarafımdan yapılmak suretiyle memurlar.net’ten aldım. Çalışanların tamamının da bildiği gibi, 1 Ocak 1987 tarihinde yürürlüğe giren 3320 sayılı kanun uyarınca, işverenler 31 Aralık 1995’e kadar istihdam ettikleri kişiler için KEY hesabına para yatırmış ve bu durum 1 Ocak 1996’dan itibaren sona ermişti. 8.5 milyon vatandaşı ilgilendiren Konut Edindirme Yardımı (KEY) ödemeleri 28 Temmuz pazartesi günü Ziraat Bankası şubelerinde başladı.
Başladı başlamasına ya; para verilmek mi isteniyor, yoksa can mı alınmak isteniyor belli değil. 28.07.2008 günü bankaların önünde metrelerce kuyruk, yaz sıcaklığının en fazla yaşandığı bugünlerde insanları canından bezdirecek hale gelmiş. Elindeki bir kâğıt parçası veya herhangi bir şeyi yelpaze olarak kullanıp serinlemeye çalışan insanların hali içler acısı. Üstelik bu insanların ne kadar para alacakları konusunda en ufak bilgileri de yok. 1 YTL ile 1.400 YTL arasında ücret ödeneceği söylenmiş olsa da insanlar kendi alacakları ücret konusunda bilgilendirilmedi. Sabahtan akşama kadar kavurucu sıcakta beklemenin ardından ödeme tutarı olarak banka görevlisi 3-5 YTL civarında bir rakam söylediğinde o vatandaşın dudaklarından dökülecek küfrün nereden başlayıp nereye kadar gideceğini kestirmenin imkânı yok.
İnsan ister istemez şunu düşünüyor: Bu ödemeler neden maaşa eklenip de bankalardaki birikmelerin önüne geçilmez ki? Netice olarak; her zamanki gibi tuttuğumuz balık, ürküttüğümüz kurbağayı değmedi. Ve son olarak çalışanlara bir tavsiye: Şu sıcak yaz günlerinde parayı almak için acele edip, saatlerce sıcakta bekleyerek 3 kuruşluk KEY için 3 kuruşluk keyfinizi bozmayın.
30.07.2008
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.