- 418 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Kavramsal sırlar
Tunar ÇALIŞKAN
25/06/2008 - 22:59
İnsanlar yaşadıkları anı hayatın tüm anı gibi gibi algılarlar.
O an içinde bulundukları zaman dilimini hiç bitmeyecek gibi düşünürler.
Bir zaman sonra anlarlar ki hayat bir kısır döngü ve durmadan akıyor.Ve yine başa dönüyor her şey.
Üzülür insanlar bazen.Tüm dünya başlarına yıkılır.Bitmiştir umutları o an.Sıkıntıları bitmez zannederler.Kederlidirler.Dünyanın tüm dertleri onların üstündedir onlar için.Ama anlarlar bir zaman sonra sıkıntılar gelip geçicidir.
Çok mutlu olurlar bir zaman.Zannederler ki hep böyle mutlu kalacaklar.Oysa gelip geçen hüzünler gibi sevinçlerde gelip geçer.İnsan yine kendiyle baş başa kalır.Mutluluk ve hüzün içinde harmanlanır duygular düşünceler.
Biraz da algılar irdelenmelidir aslında. Mutluluğun ve hüznün tarifi yapılmalıdır zihinde.Nedir hüzün yada mutluluk ?
Algıların bize anlattığı ya da etrafımızdaki insanların tarifini yaptığı olguların dışında aramalıdır birazda hayatı.Herkesin sevindiği yada üzüldüğü şeyler midir bu adı geçenler?
Bize lanse edilen duyguların dışında acaba bir mutluluk var mıdır? Herkesin üzüldüğü yerde mutlu olur mu insan?
Bize aktarılanların dışında bir hüzün biçimi olabilir mi ? Herkesin mutlu olduğu yerde hüzünlenebilir mi nisan ?
Biz aslında bize üzülmemiz yada mutlu olmamız hissetirildiği için mi böyleyiz ?
İşin en ilginç yanı ise aslında algıları aşmak gerekliliğidir.İnsan eğer kavramlara ondan istenildiği gibi bakabilirse biraz erer ince sırlara.Başımıza gelen sıradan bir sıkıntı eğer imtihan sırrıyla kavranılırsa bir hediyedir denebilir.
Ve eğer bu sır iyice yerleşirse içimize.O zaman başımıza gelen mutlulukların bir tuzak olduğunu anlarız.
Hayat bir akış bir süreç bir dönüşler bütünü.Bir zamanlar bir damla su olan insanın ilginç yaşama serüveni hayat.Ve her şey gelip geçici.Gerçekten gelip geçici.Aslı toprak olan ve vücudunda toprak ta olan her türlü element bulunan insan garip bir yolcu ve muhteşem bir mekanizmadır.
Bu açıdan kendisi gelip geçici olan dünya da insan kendini irdelemelidir .
Ne olduğunu ve misyonunu iyice anlamalıdır.Hayata geliş amacını anlamaya çalışana basit olgular adı üstünde basit gelir.Ve insan o zaman duyguların dışına hatta mantığı çok ötesine geçer.O zaman beş duyu organı bile basit kalır bir bakıma.İşte o zaman yani hayatın sırrını kavradığı zaman anlar ki her şey gelir geçer.Tıpkı kendisi gibi.
Bu pencereden bakabilene felaketler ya da mutluluklar aynı tesiri yapar.Zira bilir kavramın ardındakini ve fiilin failini.
Kendi fiilimizin faili olabilmek ve faili mutlak ı anlayabilmek ümidiyle.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.