- 577 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
öğretmen(18.01.2016)
Ailesi cenazeden kısa bir süre sonra tekrar İzmir’e taşındı artık bu şehirde kalmalarını gerektiren bir neden yoktu,doktor olan kardeşi de en kısa sürede tayin isteyeceğini söylemişti.Eskişehir’i hiç bir zaman sevmediğini buraya kardeşi için geldiklerini anlatırdı kuru havaya sahip bir şehirde yaşamalarının Dileğin rahatsızlığına iyi geleceğini düşünmüşlerdi ancak onu kaybettikten sonra bu şehirde bir saat dahi kalmak istemiyorlardı.İtiraf etmem gerekirse beni de bu şehre bağlayan tek şey artık yüksek lisans tezimdi bu tezi bir an evvel yazmalı ve buradan ayrılmalıydım.Görev yerimin değiştirilmesi benim için en uygun çözümdü artık İnönü’ye veda zamanı gelmişti.
İki yıl çalıştığım bu okulda pek çok anım olmuştu,kiraladığım evi boşalttım odamda Dileğin kokusu sinmişti duvarlara,altı kırık yatağımda ilk sevişmemizi anımsamıştım,"Üstümüzü ört!"dediği anda bu sefer olacağını hissetmiştim bu cümle yarı emir yarı dilek cümlesiydi.Akşam yameğinden sonra ailesinden izin alıp soluğu benim yanımda aldığı günler ne güzeldi!Kimi zaman üzerine sadece kolay çıkarılabilecek elbiseler giyip zamandan kazanmak için iç çamaşırı giymediği geceler olmuştu,onunla birlikteyken zamanın nasıl geçtiğini bilmiyordum sabaha kadar yanımda kalmasını istiyorum,hiç uyumadan güneşin ilk ışıklarını görene kadar sevişmek istiyordum.Ona sarıldığım an aklıma Özkan geliyordu acaba onunla nasıl birlikte oldular kendilerin özel bir sevişme habercisi hareketleri var mı?Mesela ben yalnız kaldığımız anlarda burnunun ucunu öptüğüm zaman bu birlikte olmak isteğimi anlatan bir hareketti.Özkan ile ilişkiye girdiği zaman neler yaşandığını elbette anlatmıyordu ama yatakta ayıp şeyler fısıldamam için ısrar ettiğinde buna alışık olduğunu düşünüyordum.Birlikteliğimizin kısa sürdüğü bir gün bu işin birincisi bile uzun sürer sanırım sende bir sorun var dediği an ilk kez Özkan’ı referans verdiğini anlamıştım.Onun performansının uzun olduğunu anlatmaya çalışıyordu.Evime geldiği zaman banyodaki eski sobayı yakmamı isterdi ama ben ani su ısıtıcısı kullanıyordum neden soba konusunda ısrarlı olduğunu anlamamıştım.Yakacak almak sonra sobanın altını temizlemek epey zor işti,çocukluğum sobalı evde geçmişti ve sık sık annemin teneke kaplara doldurduğu külleri dökerdim.Soba konusunda neden ısrarlı olduğunu anlamaya başlamıştım,Özkan ile birlikte yaşadıkları evin sobalı olduğunu anlatmıştı.Banyo sobasını ağzına kadar doldurup saatlerce seviştikten sonra sıcak banyoda sevişmeye devam ediyorlardı!
Onun hiçbir zaman evden çıkmamasının temel sebebi buydu sürekli olarak birlikteliğe hazır bir erkek!Benim Allahım sensin ,sana tapıyorum dediği için benim de Özkan gibi kendisine taptığı söylemi istemişti bir gün Dilek ben de zoraki olarak söyledim ama içimden tövbe etmeyi unutmadım.Onu kaybetmek istemiyordum ama ona sarıldıkça aşkımın artması gerekirken her sevişmemizde Özkan aklıma geldiği için hızla ondan uzaklaşıyordum. Bu benim için büyük bir çelişkiydi bir insanın geçmişteki yaşamı beni ilgilendirmezdi mantığım bunu kabul ediyordu ama kalbim kabul etmiyordu.Yaşadıkları aşkı kıskanıyordum,kesinlikle kıskanıyordum .Yaşadığım bu çelişkinin tek açıklaması buydu ,üniversite yıllarında ben de çoğu zaman Neslihan ile birlikte olmak istemiştim ama her seferinde hayır yanıtını almıştım,o beni birlikte olacak kadar sevmemişti.Dilek ise bir kız sevdiği erkek ile birlikte olmuyorsa daha baştan araya ayrılık koymuştur derdi.Neslihan benimle eşi olacak kadar ileri gidecek bir ilişki yaşamamıştı,ailesinin onayını almadan Eskişehir’e gelemeyeceğini anlatmıştı.Kanser olan Özkan için aynı durum geçerli olmamıştı,Dileğin ailesi hemen ilişkisini bitirmesini salık vermişti ama o bu ilişkiden vazgeçmemiş hasta olduğu için kocasını terk etmemişti.Ona bir çok kez Özkan ile evlenmesi gerektiğini anlattığımda geçmiş sadece acı verir tek kurtuluş unutmak ve yeni aşklara yelken açmak derdi ,sonra sen benim yeni aşkımsın deyip yanağıma bir öpücük kondururdu.Yaşam sevinci ile doluydu hayat her zaman yeni fırsatlar sunar diyen bir kadının yaşamdan bu kadar erken kopması acı vericiydi.Ailesi İzmir’e taşınmadan son kez ziyaretlerine gittiğimde kapıda yanaklarımdan iki damla süzülen yaş ile birlikte babası beni karşıladı,kendimi toparlamam gerektiğini sadece iki ay süren kısa bir birliktelik yaşadığımı anlattı.Hayatımda daha uzun yıllar olduğunu zamanla kızını unutacağımı söylerken kendisi de ağlamaya başlamıştı.Bir babanın çaresizliği ve kızını kaybetmenin ne denli büyük bir acı olduğunu ilk kez şahit oluyordum.
Kent merkezinden bir saat uzakta olan yeni okuluma giderken serviste başımı pencereye dayayıp anılara dalmıştım.Servisten indikten sonra yüz metre kadar yürüdükten sonra demirden yapılmış oldukça çirkin bir Türkiye haritası beni karşıladı,öğrenciler uzun iş elbisesi giymişti,bir çoğu okula geç yazılmış yada sınıf tekrarı yaptığı için yaşıtları üniversite okuyordu.Tanıştığım ilk öğretmen edebiyatçı Ercan hocaydı sık sık okul müdürü ile tartıştığı zamanlar oluyordu.Tüm yaz tatilini okul kütüphanesindeki kitapları sayarak geçirmişti.Eşinin alevi olduğunu öğrendiğimde ona Ayten’i anlattım,benzer sorunlar yaşadıklarını ancak zamanla kendisinin kayın pederini ikna ettiğini şu an çok mutlu olduklarını anlattı.Ercan hocanın evlerine ziyarete gittiğimde duvarda asılı saz,yanında bir kılıç ve Hz. Ali ile on iki yoldaşının resimlerinin asılı olduğu bir resim gördüm.Mutluluk için ısrarcı olmak yetiyordu demek ki!
Maalesef ben hiç bir ilişkimde ısrarcı olmamıştım.İlk ilişkimde aileme ne kadar istekli olduğumu göstermemiştim.Kardeşim bunu yapmış kesinlikle nişanlısından ayrılmak istediğini hissettirmişti.
İkinci ilişkimde ise Ayten’in umutsuz olmasına rağmen ben ondan çok inansam evlenebilme ihtimalimiz olacaktı,sanırım her seferinde kolayı seçiyordum!
Duvardaki saza bakarken dalmıştım,Ercan’ın eşinin arkadaşı bilgisayar öğretmeni de benim gibi yemeğe davetliydi ,iki bekar öğretmeni birlikte davet etmişlerdi.Bilgisayar öğretmeni yemek boyunca bana sık sık sorular sordu ancak çok acıktığım için kimi zaman kısa cevaplar verdim kimi zaman da duymamışım gibi davrandım ancak bu şekilde davranmak da çözüm olmamıştı.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.