- 358 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
KAFES İÇERİSİNDEN MUTLULUĞA GİDEN ENGELLİ ÇOCUK
KAFES İÇERİSİNDEN
MUTLULUĞA GİDEN ENGELLİ ÇOCUK
“Gençliği yetiştiriniz. Onlara ilim ve irfanın müspet fikirlerini veriniz.
Geleceğin aydınlığına onlarla kavuşacaksınız…”
Mustafa Kemal Atatürk
Bir çiftçi, yerde bulduğu bir kartal yumurtasını, tavuk yumurtası sanarak çiftliğine götürmüş. Kuluçkaya yatan tavuğun altına koymuş. Tavuk, kartal yumurtasını da kendi yumurtası sanarak kuluçka döneminde koruyucu kanatları altında tutmuş. Civcivler ve kartal yavrusu yumurtadan çıkmış. Kartal yavrusu, tavukların ve civcivlerin davranışlarını taklit ederek kanat çırpmış, eşinmiş, darı tanelerini ve solucanları yemiş. Kendisinin bir tavuk olmadığını düşünmek aklına bile gelmemiş. Bir gün küçük kartal gökyüzünde uçan kocaman bir kuş görmüş. Bu olağanüstü yaratığa hayranlıkla bakmış. En yakınındaki tavuğa bu kuşun ne olduğunu sormuş. Ona "kartal" derler yanıtını almış. "Ben de kartal olmak istiyorum" demiş küçük kartal. "Saçmalama" demiş tavuk ve devam etmiş:
"Haddini bil. Sen asla kartal olamazsın. Sen bir tavuksun. Bunu kabul et." Küçük kartal boynunu eğerek, toprağı eşelemiş. "Galiba haklısın." demiş. Küçük kartal yaşamı boyunca tavukların arasında yaşamış, gökyüzünde özgürce dolaşabileceğini bilmeden. Kendi gücünü görmeden, beş on santimetre yükseğe kadar kanat çırpıp daha fazlasını yapabileceğini, gökyüzüne ulaşabileceğini hiç düşünmemiş.
Bu hikâyeyi neden anlattım… Çünkü bazı yetenek potansiyeli olan engelli çocuklar anne babalarının ihmalkârlığı yüzünden kabuklarını kıramıyorlar ve kafes yaşamı içerisinde hayatlarını tamamlıyorlar. Oysa her zaman iddia ediyoruz ki her engelli çocuğun mutlaka ve mutlaka yetiştirilebilecek bir yeteneği vardır. Aslında anne baba engelli çocuğun hayata adım atabilmesini sağlayanlardır. O ilk adım atılabilse engelli çocuk belki de kendi kendine yetebilecek. Belki de kendi başına başarıya doğru yürüyebilecek. İşte bir engelli çocuk için başarıya, hayata açılan kapı anne baba kapısıdır. Anne babasının oğlum sen yaparsın, başarırsın sözleridir. Bir nevi anne, baba, öğretmen ve engelli çocuk işbirliğinde yakalanan başarıdır. Ekip başarısıdır. Engelli çocuğu kafesin içerisinden hayata, özgürlüğe çıkarmak anne, baba ve öğretmenin işbirliğinde izlenecek doğru yönteme bağlıdır. Engelli çocuğunuzun Kafesin içerisinden mutluluğa gidebilmesini yine bir hikaye ile özetleyelim:
Tiffany Moore 500 kişilik bir seminerdeydi. Birden konuşmacı durdu ve bir grup çalışması yapmaya karar verdi. Herkese bir balon vererek başladı. Herkes gazlı kalemle balonuna adını yazmalıydı. Sonra bütün balonlar toplandı ve bir odaya kapatıldı.
Katılımcılar odaya alındı ve 5 dakika içinde üzerine isimlerini yazdıkları balonu bulmaları söylendi. Herkes deli gibi kendi adını aramaya başladı, insanlar çarpıştılar, birbirlerini ittirdiler, tamamen bir kaos ortamı oluştu. Beş dakikanın sonunda kimse kendi balonunu bulamamıştı. Konuşmacı bu sefer herkesin bir balon almasını ve üzerinde adı yazan kişiye o balonu vermesini söyledi. Bir kaç dakika içinde herkes kendi balonuna kavuşmuştu.
Konuşmacı dedi ki: “Yaşamımızda bunu görüyoruz. Herkes deli gibi mutluluğu arıyor ve nerede olduğunu bilmiyor. Bizim mutluluğumuz başkalarının mutluluğunda gizlidir. Onlara mutluluk verin; sizinki size gelir. Ve insanların yaşam amacı da budur… Mutluluğun peşinden gitmek.
Konuşmacı Tiffany Moore şöyle konuştu, ‘Yaşamımızda bunu görüyoruz. Herkes deli gibi mutluluğu arıyor ve nerede olduğunu bilmiyor. Bizim mutluluğumuz başkalarının mutluluğunda gizlidir. Onlara mutluluk verin; sizinki size gelir. Ve insanların yaşam amacı da budur... Mutluluğun peşinden gitmek’
Engelli çocuklu ailelerin mutluluğu da çocuklarının hayata bağlanmasında,başarıyı yakalamasında gizli. Engelli çocuğunuza vereceğiniz her gayret size mutluluk olarak dönecektir. Her gayretin Allah katındaki değeri de çok büyüktür.
“Yaşam, size verilmiş boş bir filmdir. Her karesini mükemmel bir biçimde doldurmaya çalışın…”
Ara Güler