- 709 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
YAYIMLANACAK.DÜZELTME YEPILACAK
“İçlerinden zulmedenler hâriç ehl-i kitapla, ancak en güzel bir yolla mücâdele edin ve; «Bize indirilene de size indirilene de îmân ettik. Bizim ilâhımız da sizin ilâhınız da birdir ve biz ancak O’na teslim olan kimseleriz» deyin.” (el-Ankebût 29/46)
Zulmetmek nasıl olur peki? Asmak, kesmek ve kelle uçurmak.
Başka...
İnancımıza küfür edilmesi zulüm sayılır mı?
Elbette sayılır. Son zamanlarda İslama ve Müslümanlara karşı küfür derecesinde saldırıları gördükçe çok ama çok üzülüyorum.
Sanki böyle düşünmek böyle davranmak kısacası İslam karşıtı olmak marifetmişcesine gururlanıyorlar maalesef.
Sanki bir tür inkar hastalığına yakalanmış gibiler. Dini içerikli bir yazı veya imana davet eden bir şiir okuduklarında hemen celalleniyorlar.
İslamla ilgili hiç bir şeye asla tahammül edemiyorlar.
Zalimin zulmüne boyun eğmemek lazım. Hepimiz bunun bilincindeyiz. Peki zalimle mücadele nasıl olmalı?
Ağzına aldığı çirkin cümleleri, aynı üslup ile kendisine iade mi etmeliyiz?
Yoksa; attığı taşı alıp, " Güzel kardeşim benim dinle imanla ilgili yazdıklarımın sana veya bir başkasına zararı var m?
Diyerek; nazikçe sormak mı gerekir?
Güzel olan her şeyi paylaşıyoruz. Paylaştıkça da mutlu oluyoruz.
Bu bir şiir olur, bir anı olur, bir fıkra olur veya bir yemek tarifi olur.
Hatta üzüntümüzü, acımızı, derdimizi, tasamızı velhasıl hayatımızda olan biten bir sürü şeyi insanlarla hasbihal etmek için yazarız çizeriz.
Konuşuruz, anlatırız ve dinleriz...
Kimin zaman da fikirlerimizi masaya yatırırız. Zaman zaman da yaşam felsefemiz ve dini inançlarımız gibi konuları da irdeleriz.
Öykülerde, şiirlerde yahut makalelerde de bu tür konuları işleriz.
Tüm bunlar gayet normaldir. Normal olmayan bu eserleri okuyan kişilerin tahammülsüzlüğüdür. Hakaret etmeleridir.
Biz de mi hakaret ederek cevap vermeliyiz? Nedir doğru ve güzel olan cevap şekli?
Ve bizler nasıl hareket etmeliyiz ki Rabbimiz bizden razı olsun. Müslüman kimliğimize yakışan davaranışlar hal ve tavırlar nasıl olmalı ki amacımıza inancımıza ters düşmeyelim.
Örnek almamız gereken bir şahsiyet varsa bu kim olmalı. Örnekler çoktur aslında ama en önemlisi elbette ki Allah’ın elçisi değil midir?
Üsve-i Hasene, "güzel bir örnek" anlamına gelmektedir.
"Kesin olan şu ki sizin için, Allah’ın huzuruna çıkmayı umanlar, ahiret gününe inananlar ve Allah’ı çok çok zikredenler için Allah’ın Rasulü güzel bir örnektir." (Ahzab, 21)
“(Ey Resûlüm) de ki: İşte benim yolum budur; ben sizi (körü körüne değil) bir basîret üzere Allah’a dâvet ediyorum. Ben de bana tâbî olanlar da (işte böyleyiz).
Basiret nedir?
Doğru görüş, uzağı görüş, seziş, uyanıklık, anlayış, kavrayış... Hakikatı kalbiyle hissedip anlama.
Kalpte eşyanın hakikatlarını bilen kuvve-i kudsiyye. Feraset. İm’an-ı dikkat.
Basîretli bir şekilde davranış sergilemek, her kişinin harcı değildir elbette. Gayret etmeli ve bizlere en güzel örnek olan Peygamberimizin güzel ahlakını kendimize şiar edinmeliyiz.
Kötü niyetli kişilerin kışkırtmalarına kulak vermeden, kararlı bir şekilde başımız dimdik devam etmeliyiz; şu dikenli ömür yolumuza.
Gülleri toplaya toplaya vuslata yürümeliyiz.
Bizleri inciten, üzen ve ayağımıza çelme takmak için fırsat gözleyen tüm kardeşlerimize de; Gül atmalı ve onları gül bahçesine davet etmeliyiz...
Gelene; hoş geldin!..
Gidene; eyvallah demek lazım.
Eyvallah...
YORUMLAR
Kıymetli dostum (asude-vuslat)
Nefis bir yazı kaleme almışsınız gönülden kutlarım.
Biz Müslümanlar hangi mezhepten olursak olalım birbirimizin kardeşiyiz. Bu kardeşlik bizim keyfiyetimiz de değildir. Bu öyle bir kardeşliktir ki, hiçbir beşeri güç bu kardeşliğin önüne geçemez, belki çeşitli ayak oyunlarıyla iftiralarla bir süre geciktirilir ama eninde sonunda süreç tamamlanacak ve büyük İslam birliği kurulacaktır. Alemleri yaradan kainatı var eden yüce ‘’ALLAH’’(cc) öyle buyuruyor. Ne diyor? biz Müslümanları birbirine kardeş kıldık bitti. Rabbimizin sözünden öteye söz olmaz. Bu gün İslam coğrafyasın da yaşanan acılar elbet bir gün bitecek. İslam düşmanları bu acıların bitmemesi için ellerinden geleni yapacaklar ama çaresiz bir gün İslam kardeşliğine mağlup olacaklar bu kesin. Hatta bu gerçeği onlarda biliyorlar. Ve o günler geldiğinde kaçacak yer arayacaklar. Siyonizm’in ve emperyalizmin kaleleri bir biri ardına yıkılacak Bundan bütün Müslümanlar adları gibi emin olsunlar.
Bir yurt dışı seyahatimde insan sirkülasyon’unun yoğun olduğu trafiğe kapalı mağazaların olduğu caddede beş, altı rahibe caddeye dağılmış gelen geçen insanlara küçük el ilanları dağıtmaya çalışıyordu. Çalışıyordu diyorum çünkü kimsenin umursadığı yoktu. Bir yandan da sözlü olarak –kardeşlerim kiliseye gelin günahtan kaçının İsa'nın evine gelin diye adeta yalvarıyorlardı. Çünkü onlarda biliyorlar bizler için belki uzun ama yaradan için kısa zamanlarının kaldığını. Başka bir deyişle bu devranın böyle gitmeyeceğini onlarda bal gibi biliyorlar.
İçinde vicdanın olduğu gerçek manada sevginin, huzurun ve mutluluğun olduğu Medeniyet zaferi mutlaka İslamın ve Müslümanların olacaktır.
Kaleminize emeğinize sağlık
Saygı sevgilerimle.