- 799 Okunma
- 6 Yorum
- 2 Beğeni
Tarihi Komedi
Son zamanlarda televizyonlarımızda bir sürü geçmiş tarihimizi irdeleyen diziler ortaya çıktı farkındaysanız. Kanallar birbirlerine nispet yaparcasına yeni tarihi dizleri peş peşe vizyona sokuyorlar. Benim ve bir çok tarih severin de rahatsızlık duyduğu bir durum aslında... Çok önemli bir konudur tarihi dizi çekimi ki yanlış bir yerde yanlış bir cümle kurduğunuz zaman ve onu da ekranlara yansıttığınız zaman altından kalkamayacağınız veballere düşersiniz.
Başta Muhteşem Yüzyıl dizisi olmak üzere; çünkü son dönemin ilklerinden biri oydu, Harem, Osmanlı Tokadı, Bir Zamanlar Osmanlı-Kıyam (yayından kaldırıldı) gibi diziler acaba tarihimizi ve gerçekleri tam manası ile yansıtabiliyor mu? Basında demeçleri de çıktı tarih öğretmenleri ve değerli bilim adamı tarihçiler bu dizilerin bir çoğunun gerçeği yansıtmadığı gibi yalan yanlış bilgilerde vererek tarihi haddinden fazla çarpıttığı iddiasında. Hadi diyelim ki biz belli bir olgunluğa erişmiş insanlar bu dizilerden etkilenmeyiz ama ya gençler ve çocuklar, onlara nasıl anlatacağız tarihi gerçeklerin televizyonlarda göründüğü gibi olmadığını...
Piyasada günümüzde bir sürü tarih konulu dergilerde var. Zaman zaman bunların bir kısmını alıp göz gezdirdiğimde oluyor çok sık olmamak ile birlikte. Osmanlı zamanında bu işi yapan kişilere vâka nüvis dendiğini bir çoğunuz biliyorsunuzdur kanımca. Hatta dergilerden bir tanesinin ana sloganlarından biri şöyle yanılmıyorsam ’’Bundan sonra bütün bildikleriniz tarih olacak.’’ bu aslında çok iddialı bir söylem şekli. İki manaya geldiği düşünülebilir bu cümlenin. Birincisi tamam eyvallah tarih okuduğumuza göre bütün okuduklarımızın ve öğreneceklerimizin tarih olması kesinlikle doğrudur. Ancaaak ikinci ima ettiği anlatıma gelirsek yani geçmişte bize tarih diye öğretilenlerin hepsinin tamamen yalan ve yanlış olduğu konusu ki o zaman baltayı taşa vururuz. Hani dese ki bu arkadaşlar ’’Bazı tarihi doğruların ya da doğru diye bilinenlerin çarpıtılarak yazıldığı ve dolayısı ile hata yapıldığı bir gerçektir.’’ bunu az çok anlar insan. Sonuçta tarihi yazanlarda senin benim gibi insanlar değil mi? Bilerek ya da bilmeyerek hata yapma riskleri de vardır mutlaka. Ama sen tutup da bize bütün bildiklerimizin tarih olacağını söylersen bu çok ucu açık ve çarpıtılmaya meyilli bir cümle olur benim ve başkalarının gözünde. Ben de derim ki o zaman ya senin bize anlatacaklarının hepsi eksik ya da çarpıtılmış ise...
Bana göre Mustafa Kemal Atatürk’ün dünya çapında tarihe mal olmuş bu konuyu en iyi anlatan sözlerinden biridir, hepinizde bilirsiniz. ’’Tarih yazmak tarih yapmak kadar mühimdir, yazan yapana sadık kalmazsa değişmeyen hakikat insanlığı şaşırtacak bir mahiyet alır.’’ Mustafa Kemal Atatürk. Yani iş sadece tarih yapılmasına vesile olanda değil yazmaya kalkanda da önem arz eden bir durum.
’’Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ’Muhteşem Yüzyıl’ dizisine yönelik eleştirisinden sonra AK Parti İstanbul Milletvekili Oktay Saral’ın tarihi dizilere yönelik hamlesi belli bir aşamaya geldi. Milletvekili olmadan önce Of’ta Belediye Başkanlığı yapan Saral’ın tarihi dizilere yasal sınırlama getirilmesine dair TBMM’ye verdiği öneri şimdi RTÜK’ün gündeminde...
Mevcut RTÜK Yasası (8/1 - f ) ’Yayınlar, toplumun milli ve manevi değerlerine, genel ahlaka ve ailenin korunması ilkesine aykırı olamaz’ diyor.
Saral, bu maddenin şu şekilde değiştirilmesini istiyor:
’Toplumun milli değerleri olarak kabul edilen tarihi olayları ve şahsiyetleri küçük düşüren, aşağılayan, çarpıtan ve olduğundan farklı gösteren yayınlar yapılamaz.’
Peki yapılırsa ne olur?
Mevcut RTÜK Kanunu Madde 32 (2, 3, 4) diyor ki, önce ’uyarı’, tekrarı halinde ’idari para cezası’, ihlalin sürmesi durumunda ise ’yayın durdurma’...
Hürriyet yazarı Yalçın Doğan’ın yazdığına göre, öneriyi değerlendiren RTÜK Hukuk Dairesi, istenen değişikliğin ’demokrasiyle bağdaşmayacağı’ görüşünde...
Ama bundan sonrası siyasi idarenin vereceği bir karar.
İktidar, tarihin çarpıtılmasına, tarihi kişilerin aşağılanmasına karşı olduğuna göre, olayın nasıl sonuçlanacağını kestirmek hiç de zor olmasa gerek...
Görünen o ki, tarihi diziler için tarihi bir düzenlemenin eli kulağında...’’
Bu duyarlılığı gösteren her kim olursa olsun, ister iktidar milletvekili, ister muhalefet milletvekili gönülden tebrik ve teşekkür etmek lazım gelir kendisine. İnşallah bu tarihi komedilere izin vermezler...
Saçma sapan dizilerdeki ifadelere bakar mısınız? Padişah olan adamın adı Küçük Esat ve onlara Basurlu’lar diyorlar. Basur’un gerçekte ne olduğunu bilmeyen yoktur herhalde aranızda. Komedi dizisi yapacağız diye affınıza sığınarak söylüyorum saçmalamak bu kadar olur yani bu kadar. Yapmayın efendim tarihi komedi, tarih komiklikler ile dolu olan bir saha değildir; bilakis orada acılar, gözyaşı, sıkıntılar, gaziler, şehitler, kaybedilen topraklar, yıkılan imparatorluklar vardır. Bunun adı olsa olsa ’’Kaş yapalım derken göz çıkarmaktır.’’ Hepinize en derin sevgi ve saygılar...
BİLGİ NOTU:13 Nisan 2013 tarihinde, televizyonda gösterilen saçma sapan bazı tarihi dizileri eleştirmek maksadı ile kaleme alınmıştır.
YORUMLAR
Ahmet hocam, seçtiğiniz konu gerçek bir vakıa. Ben az çok sektöre yakın olduğum için (iki sanatçı-oyuncu evlat babasıyım) konuya da az çok şahitim. Milyonlar sarf edilerek vücuda getirilen o tv programları daima bir senaryo üzerine kurulur ve yapımcıların yatırım yapmayı kabul ettikleri senaryoların gerçeği yansıttığına inanılır. Bir hikaye çekileceği zaman yapımcıyA İLK ÜÇ BÖLÜMÜN senaryosu sunulur, sonraki bölümler de çekim esnasında yazılır. Rezalette genelde o süreçte başlar. Her hafta ortalama 100-150 sahnelik bir senaryo yetiştirmek zorunda kalan senaristler başlarlar saçmalamaya. Örneğin "muhteşem yüzyıl"ın senaryosunu 12 tane senarist ve bir danışman yazmakta ama cumhurbaşkanını haklı çıkartacak saçmalıklardan yine de kurtulamamaktalar. Bu tabii ki danışmanın yetersizliğine bağlanabilir... Kore tarihi dizi yapımında dünyanın en önde giden ülkesidir. Bizden çok farklı uygulamaları var ve hikayeyi yazanların mutlaka tarih bilimcisi olması şartını aksatmıyorlar. Tarih bilgisi kısıtlı senaristlerle olmamalı o işler elbet. Üstelik adamlar bizdeki bütçeden kat be kat bütçe koyuyorlar işe ve dizilerini tüm dünya ülkelerine pazarlamayı başarıyorlar...Tarihi dizi bizde getirisi o kadar da çok bir yatırım değpil aslında, o işi üstlenecek yapımcı bulamazsınız sektörde... Selam ve saygılar
Ahmet Zeytinci
Kesinikle katiliyorum.Bu tür ici boş dizilerle toplumun da icini bosaltiyorlar.insanlarin hicbir zaman elde edemeyecegi para mevki ve hayallerli kullanarak milli benligimizi yok ediyorlar.Ve bugunku dizilerimiz sapikligin icine gomulmus bir durumda ama ne yazik ki toplum artik boyle seyleri kaniksamis durumda
Kesinikle katiliyorum.Bu tür ici boş dizilerle toplumun da icini bosaltiyorlar.insanlarin hicbir zaman elde edemeyecegi para mevki ve hayallerli kullanarak milli benligimizi yok ediyorlar.Ve bugunku dizilerimiz sapikligin icine gomulmus bir durumda ama ne yazik ki toplum artik boyle seyleri kaniksamis durumda
Ahmet Zeytinci
Valla çok yerinde bir yazı olmuş ; tv kanallarında ki 'sözüm ona Tarihi diziler reytig uğruna ucuz sxs oyunlarıyla Osmalıyı ve geçişimzin köklerini kadın düşkünü harem ağası gibi lanse etmeleri çok içiler acısı
işin ilğinç yanı harem 'olayı sanki çok cazip ve maharemlik bir işmiş gibi lanse edilip .bir nevi özenti ve hayranlık geliştrdiklerinin farkındalarmı lacaba..yoksa bu kadar genişmi hakketen osmalı tarihindeki padişların ..geniş mideleri.. diye düşündüm.. eh birde günümüz haremlilk selamlık ve şeriyat özelmlerini siyasi emel haline geldiğini düşünecek olursak çok yadırgamamak lağzım diye düşündüm.
yeni yılınız mutlu olsun ..saygılar.
Ahmet Zeytinci
Çok yararlı bir inceleme ve değerlendirmeydi Ahmet bey. Düşüncelerinize katılıyorum.Değerlerimizin içinin boşaltılarak, değersizleştirilme çabaları olarak görmek gerekiyor bu tür işleri.
Saygılar.
Ahmet Zeytinci
Değerli Dost.
Emekli bir Tarih Öğretmeni ve bu sitede tarihi pek çok yazı yazmış biri olarak ''Tarihi Komedi'' Başlıklı bir yazı görünce hemen okumaya başladım.
Bahsettiğiniz tarihi çarpıtma ve yalan yanlış bilgi verme konusunda o kadar çok yazdım çizdim ki sayısını unuttum.
Mesela harem: Yahu erkek sineğin bile girmesi mümkün olmayan haremi öyle anlatıyorlar ki sanırsın gizli kamera koymuşlar her tarafa. İşin daha da garibi haremle ilgili kaynakları hep yabancı yazarların yazdığı kitaplar. Oysa hareme girebilen tek yabancı Lady Montegeau adında bir İngilizdir ve kadıncağız harem aleyhine değil tam tersine haremdeki düzeni, intizamı öven tarzda yazmıştır haremi.
Ama bunun yanında şu meşhur 2023 saçmalığı da var. Güya 2023 te Lozan Antlaşmasının süresi dolacak ve gizli maddeler geçerliliğini yitirecek. Böylece kendi madenlerimizi kendimiz çıkartacağız...Diyorum medem kendi madenlerimizi çıkarma hakkımız yok o zaman ETİ BANK ne yapıyor. MTA ne iş yapıyor.
Anlamayanlar anlayıncaya kadar anlatmaya devam edeceğiz. Bunun başka çaresi yok.
Bu güzel ve önemli bir konuya değinen yazınız için teşekkür ederim.
Selam ve saygılar.