- 557 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
YENİ BİR YIL DAHA..
Herkes biraz dağınık bugünlerde. Mevsim çarptı galiba, anılar belki de. Kimse kimseye güvenemiyor ama herkes herkese aşık olabiliyor. Uzaktan beğendiğini, bir iki sesini duyduğuna, hele de birkaç ortak özellik, ilgi alanı varsa hemen bağlanabiliyor. Geçelim bunları, olur mu öyle şey efendim? Güven olmadan aşk olur mu? Hoşlanmayla aşkı karıştırmayın lütfen. Herkes sevmeye ve sevilmeye muhtaçtır. Fakat bu aşık olma açlığı da nereden çıktı? Diyebilirsiniz belki aşk istemsizdir, kalple hissedilir diye. Yalnızlık kötüdür, ne kadar iyi olduğunu düşünen ve söyleyen hatta yalnızlığı kendinde güç, marifet olarak gören varsa öyle olmadığını bilirler. Bu duygunun ve kötü hissin üzerini örtmek ve vicdanlarını rahatlatmak için uğraşırlar. Konuşmalarında, farklı durumlarda ifade ederler zaten. Yalnız olabilirsin tamam da kendini böyle üstte görmeye ve yalnız olmayanlara alaycı davranışlar sergilemek doğru değil. Mutluluk önemlidir hayatta, sen yalnız mutlusundur, biri yapmacık “aşkımlı, bitanemli” ilişkileriyle mutludur, diğeri senelerdir görüştüğü biriyle birlikteyse mutludur. Bu dışlama, öteleme de ne oluyor? Aşka gelince; ne kadar yazsak ve konuşsak da bitecek bir konu değil. Neredeyse tüm yazarlar, şairler, düşünürler bu durum, konu, duygu – ne olduğu hakkında herkes farklı yorumluyor – hakkında çeşitli tanımlar, sözler ve yazılar yazıyorlar. Günümüzde aşkın değerinin düştüğü kanaatindeyim. Bazılarımızın içinde birine bağlanma, aşık olma açlığının bugünlerde korkutucu olduğunu görüyorum. Bu açlık beraberinde bazı hisler üzerinde samimiyetsiz, aşırı, garip ve yapmacık etkiler bıraktığını düşünüyorum. Sizce günümüzde ilişkiler neden çok kısa sürüyor? Bu kadar fazla çeşitte ilişkiler nereden ortaya çıkıyor? İşler yolunda gitmeyip ayrılınca da – tam olarak ayrılma olmuyor tabii ki, özlemeler, her şeyi geri getirme çabaları başlıyor –
iki taraf da birbirinden ne kadar nefret ettiğinden ve hatanın karşı tarafta olduğundan bahsediyor. Aşk bu mudur gerçekten? Bazen ileriki dönemlerde ise garip bir özlem duygusu belirebiliyor, aslında ne kadar aşık(!) olunduğundan ve her şeyin eskisi gibi – samimiyetsiz – olunabileceğinden bahsediliyor. Gerçekten mi, bu mudur yani aşk? Lütfen efendim, iyi düşünelim önce.. Bu tarz şeyler birçok değeri değiştirmeye başlıyor aslında: Kimse mutlu olamıyor uzun süreli ve doğru düzgün, önceden küçük mutluluklar bile yeterken şimdi pahalı bir hediye alınmasa gülümsemeyen insanlar var. Kalp kırmak ne de kolay bu zamanlarda öyle değil mi? Kolaylığını geçtim, iki tarafa olan etkisi ne de farklı. İnsan insana değer vermiyor zaman ilerledikçe, saygının sözlükten çıkarılması an meselesiymiş gibi sanki. Korkuyorum efendiler, çoğu şeyden korkuyorum. Herkes barışla ilgili şeyler telaffuz ediyor ama çocuklarımız ve bütün çocuklar hala ölüyorlar, ses çıkarmayan birisi onaylıyor demektir, hak ediyorlar mı, lütfen? Aşkın anlamsız ve değersizleştiği; insanın, insana insanca davranmakta zorlandığı; gerçek ve samimi saygı ve sevginin azaldığı; içlerinde haksızlık karşısında korkmayan, Allah korkusu olmayan insanların çoğaldığı zor zamanlara doğru sürüklendiğimiz için korkuyorum efendiler. Güzel günler görmemizin, herkesin kendi elinde olduğunu bilmesi temennisiyle hepimize güzel yıllar diliyorum. Saygı, sevgi ve aşk ile… Şiir ile..
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.