Müşteri Hezimetleri!
Mutlaka ‘müşteri hizmetleri’ demek istemişimdir!
(Telefonum yine uzun uzun çalar.)
A: Alo!
B: Alo!
A: Alo, buyurun!
B: ……. kuruluşundan arıyorum.
A: Evet?
B: Müşteri hizmetlerinden ismim, …….
A: Buyurun, efendim!
B: Görüşmelerimiz kayıt altına alınmaktadır.
A: Tamam. Konu neydi?
B: Kiminle görüşüyorum?
A: Kimi aramıştınız?
B: ……. hanımla görüşebilir miyim?
A: Maalesef, hayır!
B: Neden?
A: Şu an müsait değil.
B: Peki, ne zaman müsait olur?
A: Bilemem.
B: Geçenlerde yine aramıştım.
A: Evet.
B: Yine ‘Bilemem.’ demiştiniz.
A: Olabilir, lakin bugün ikinci arayışınız.
B: ……. hanıma ulaşmak istiyoruz.
A: Konu nedir?
B: Sadece kendisine söyleyebiliriz.
A: Ben, ……. hanımın vekili ve ağabeyiyim.
B: Konuyu kendisiyle görüşmek zorundayız.
A: Neden?
B: Bu, bir yasal zorunluluktur.
A: Bırakın yasalı masalı ve hattımı daha fazla meşgul etmeyin.
B: …………!
Arayandan ses soluk gelmediği gibi bant kaydına devam!
Resmi ya da özel hangi kuruluş olursa olsun, müşteri hizmetleri müşteriye sıkıntı değil hizmet sunmak zorundadır. Müşteri hizmetlerindeki görevlilerin kullanılan dile vâkıf olmaları ve diksiyonlarının açık, temiz, anlaşılır, pürüzsüz ve akıcı olması gerekir.
Daha da önemlisi müşteriye nazik, saygılı ve ölçülü davranmaları esastır. Hattı uzunca meşgul etmeye hiç hakları da yoktur. Konu her ne olursa olsun, bir günde birkaç defa aramak bir anlamda taciz etmek değil midir?
Bir kısmını yukarıda diyalog tarzında sunmaya çalıştığım üzere ardışık sorularla ve laubali biçimde muhatabına zaman, enerji ve moral kaybettirmek caiz midir? Böyle bir uygulamayı güzel insanlarımız asla hak etmemektedir.
Adeta kırk dereden su getirerek ve yönelttikleri ahiret sualleriyle muhatabını sorguya çekmek onların yasal haklarından mıdır?
Müşteri hezimetleri, pardon müşteri hizmetleri maddi çıkar sağlamak amacı olmasa müşteriyi durup dururken arar mı?
‘Düğün değil bayram değil, eniştem beni niye öptü’ diye sormaya hakkım olsa gerek!
28.12.2015
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.