- 729 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ŞÜPHE
Şüphenin ne doğuracağı meçhul. Ölüm doğuma gebe değil mi zaten? Ayrıca ölü doğum olmayacağı ne malum. Vesvese girdi mi içimize zarar temenni eder gibi bir hal olur üzerimizde.Kürtaj belki de bu yüzden gerekli. Henüz teoriden fiile geçmeden kesmeli değil mi kötü düşüncelerin önünü?”Sizi yıpratan insanlardan uzak durun.” sözüne ek olarak şunu söylemek isterim. Sizi yıpratan olaylardan, durumlardan, mekanlardan da uzak durmalısınız. Bu uzak duruşun kuruntunun açacağı zararları azaltacağı kanısındayım. Gerçi hayat tam bir muamma.
Aklın bumerang gibi fırlatılıp tutulamayacağı zeminde şüphe, acı eşiğimizi her gün yeni bir derinliğe atmıyor mu? Gelen şüphe giden şüpheyi aratmaz mı?Yutmaya mı çalışır hevesimizi kendi kara deliğinde? Bildikçe değil idrak ettikçe başa tokmak gibi indiğini düşünürüz onun. Bildikçe bilinçte yerleşiyor demek bile kuruntu vermiyor mu bize?
Şüphe, hummalı hastaya benzer; uyumaz, uyuyamaz, uyutmaz, dalsa da korkulu rüya görür.
CENAP ŞAHABETTİN
Vehmeden fehmedebilir mi? Bilemem şüphenin kimde nasıl bir etkiye sahip olacağını. Bu etkinin dışa nasıl yansıyacağı hususu da apayrı bir durum.Kuruntunun olduğu yerde hakikat nefes alabilir mi? Ateş kadar masum diyebilir miyiz? Kaç handikaba düşer şüphe sahibi karşılaştığı her durumla ilgili? İçimizi kemiren bu kurttan kurtulmak mı gerek, yoksa beraber mi yaşamalı? Neden şüphelenmeyiz? Şüphesiz olanın tılsımı nedir? Kendi kutsalından şüphe duymak doğru mu? Yahut inancın arkasındaki hikmeti sorgulamak gerekmez mi? Her durumdan şüphe duymak yersiz midir ne dersiniz? Sorular bizi yoklarken şüphede boş durmuyor. Kendi yaşam alanını genişlettikçe genişletiyor desem yeridir herhalde.
Geçmişten duyduğumuz pişmanlığın yanında gelecekten endişe duymak ne korkunç. Şüpheyle hem dem oldukça kuruntuya düğün bayram desem bu durumu izah etmiş olur muyum? Emin olamıyoruz. Güvensiziz! Hele şu devirde ne kadar rahat olabiliriz ki?
İnanmak ya da inanmamak arasında bocalarken kendi gerçeğimizden uzaklaştırmaz mı kuruntular? Bizde bizden neş’et eden korkuysa şayet, şüpheyle pekâlâ uzlaşabiliriz diye düşünmüyor değilim. Tüm durumlardan şüphe eder hale gelmek paranoyanın kapılarını zorlamak gibi geliyor. Oysa güven duymadan, endişe etmeden, emin olmadan yaşamakta mümkün değil mi?
Şüphenin ihtiyat miktarınca olmasının bize iyi geldiğini söyleyemez miyiz? Elzem olduğu yerler az değil. Neden bize sunulan her bilgiyi hiç sorgulama ihtiyacı hissetmeden kabullenelim.İşkillenme hakkımız var sanırım.Elbette kayıtsız şartsız kabulleri vardır çoklarının.Bu inancının gereği olabilir ve saygı duymayı gerektirir diye düşünüyorum.
Düşünmek değil midir bir yerde şüphe? Sorgulamak olup biteni .5N 1K formülü kuruntunun matematiği gibi gelir bana. Önyargılara saplanmamıza engel olması yönüyle bu metod çok anlamlı değil mi? Zaten şüphe önyargıdır bir bakıma.
Bilimin gelişmesi tamamen merakın kuruntularıyla meydana gelen çıkarımlar değil midir? Bilimin ortaya koyduğu yasalar sabit değildir bir yerde.En geçerli sabiti bulana kadar bilim, şüphe ipine sımsıkı sarılmaz mı? Bu sayede önceden kabul gören bilimsel gerçekler daha doğru bir zemine oturur gün geçtikçe. Bu durum bilginin yarılanma ömrüne de açıklık getirir kanaatimce.
En doğrusunu bulma çabasıyla sürekli bir gayret içindedir ayrıca.Bilim dile gelse şu hakikati tüm evrene haykıracaktır: “Tüm sermayem şüpheden ibaret! “
Şüphesiz kalmayın ki ilerleyin. Sadece şüphe yurt edinmesin zihninizde.Var olanın arkasındaki hakikati gösteren şüphe, yolumuzu aydınlatan ışık olsun bize.Dozunda şüphe hayat veren bir iksir iken fazlası baldıran olmasın hiçbirimize.
Murat CANBOLAT
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.