- 1027 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
Mütevazi apartmanın torpilli Habibe'si....
Kör ışıklı zir odalardan taşırdı...
kömür kovalarını..
Boşaltırdı sobanın midesine...
Nar gibi kızarırdı koklar...
Çini taşlı girişin..salona açılan
Dar bölmesine sıralarken
Uzun çeneli kovalarını
Mesh etmişti bir gün
yüzünü eliyle..
Güldürdü kendisini
Efe’ye...
Arap Habibe..
Saklambaç oyunlarının
Gizli bölmesi boşaldıkça
Kovalardan..
Kalbe giden yolu açılırdı
Oyun çocuğu Efe’sinin..
Midesi doyurulan sobada
Yandıkça koklar..
Çatık kaşlı buz ev..gevşeyince
Yumuşardı odalarda bakışlar...
Evin babasının çatılırdı... kaşları...
bu sefer...
Aşırıya kaçınca sıcaklar..
Küllenmesi için öfkesinin
Közlenmesi beklenirdi...
Çok sevdiği
nişasta yumrularının...
Sakinleşirdi telleri..
Yirmiye düşünce evin
derecesi...
Gece yarısı küllü patates
Şenliği..
Sıcak aşığı Tekirin
Sahibe hanımla
sarmaş dolaş olduğu
Anlarda...
Saatler gece yarısına varmadan
düğmesine basıp kapatırdı görüntülü
makineyi..
Huysuz kaynata..
Beş katlı apartmanın
İkinci katına inerdi..
Habibe..
Her gece..
Torpilliydi..
Gurbetten dönmeyen
Oğlundan
Vazgeçmediği için..
Sahiplenirdi Sahibe
Habibe’sini..Efe’sini...
Öğlene yakın..
komşu hakkı payını
Getirirdi torpilli gelin...
Karşı komşusuna...
Kolunda... arta kalan..
bir dizimlik.. ıslak çamaşır
sepetiyle..
Buyur ederdim
Kendisini..
Bahçeye bakan
balkondaki iplerin başına..
Bağlarbaşında...
YORUMLAR
Sizin kaleminizi okuma şansım olduğu için çok mutluyum inanın, alıp götürüyorsununuz bizleri kaybolan fakat asla unutamadığım o değerli günlere ve değerlerimize..
Yüreğinize sağlık Rana hanım, kaleminiz hiç bitmesin...
Sevgi ve Saygılarımla...
Berker ra na
Her şey gönlünüzce olsun
Esenlikle